Edebiyatımızda Ramazan ayını konu edinen 10 şiir
Manevi güzelliklerle dolu olan Ramazan ayı müminler için bir rahmet ve mağfiret mevsimidir. Bu kıymetli zaman dilimini ibadet ve iyiliklerle değerlendiren mümin ebedi mutluluğun kapısını açar. Peygamberimiz faziletlerle dolu olan bu aydan söz ederken, "Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluştur." buyurmuştur. Mübarek Ramazan ayı, edebiyata da yansımış, önemli şairlerimiz Ramazan ve orucun önemine dair satırlar kaleme almışlardır. İşte edebiyatımıza yansıyan Ramazan ayını konu alan 10 şiir...
Giriş Tarihi: 23.04.2020
14:51
Güncelleme Tarihi: 23.04.2020
15:23
Nabi'nin oğlu Ebu'l-Hayr Mehmed için yazdığı "Hayriyye " mesnevisinde de oruçla ilgili "Der Beyan-ı Şerefi Farz-ı Sıyam" adlı bir bölüm vardır. Bu bölümden bazı beyitler şöyledir:
"Bî-maraz tâ ola cisminde tüvan Eyleme fevt-i siyâm-ı ramazan
Savmdır kullarına lutf-ı Hudâ Savma bizzat eder Allah cezâ
Savm bir mâide-i rahmettir Nûrdan sâime bir hil'attır"
*(Hasta olmayıp sıhhatte oldukça Ramazan orucunu sakın terk eyleme. Oruç, Allah'ın kullarına bir lütfudur. Orucun sevabını bizzat Allah verir. Oruç Rahmetin sofrasıdır. Oruçlu olan, nurdan bir elbise giymiştir. Peygamber efendimiz diyor ki oruç kokanın nefesi, Allah katında miski amberdir.)
Hikemî tarzın öncüsü olan Nabi, 17. yüzyılda yaşayan divan şairiydi. Nabi'nin çocukluğu, yokluk ve sefalet içerisinde geçse de burada iyi bir eğitim aldı, Arapça ve Farsça öğrendi. Edebiyata tefekkür anlayışını getiren Nabi, Osmanlı'nın en önemli şairlerindendi. Onun şiirlerinde mevcut dünya ve hayat görüşü, kendisinden sonra gelen şairleri etkileyerek Nabi okulu diye adlandırılabilecek hikemi bir şiir okulunun doğmasını sağladı. Mütefekkir şair Nabi kimdir? Nabi'den alıntı ve öğütler...
"Sâye saldı ehl-i imân üstüne Hamdülillah geldi mâh-ı ramazan Doğdu ol nur ehl-i irfan üstüne Hamdülillah geldi mâh-ı ramazan
Bağlayıp şeytânı bende vurdular Cümleten ağyâr-ı Hakk'ı sürdüler Ehl-i Hakk ol ayda Hakk'ı gördüler Hamdülillah geldi mâh-ı ramazan"
sâye : Himaye, sahip çıkma, koruma.. ehl-i imân: İman ehli. ehl-i irfan: Cenab-ı Hakkı tanıyıp bilen, hak ve hakikatin özüne ve esasına ulaşan, bilgi ve marifet sahibi kimseler.
"Tâ çocuklukta mâh-ı gufrân ın Şöyle bir levha-i mutahherde Bana manzûr olurdu timsâli
Muttasıl zikr eder ibâdet eder; Bin huşû' u hulûs u hürmetle Her sücûdunda çeşm-i hak-bîni…"
mâh-ı gufrân: Günahların bağışlandığı ay.. mutahher: Temiz. Pâk.
Küçük yaştan beri şiirle ve resimle uğraşan Tevfik Fikret'in ilk şiir denemeleri divan edebiyatı tarzındadır. Gençlik yıllarında, eski şiir anlayışını sürdürmeye çalışan Muallim Nâci ve Muallim Feyzi'den etkilenmiş, bu etki Recâizâde Mahmud Ekrem ve Abdülhak Hâmid'i tanıdıktan sonra onların tarafına doğru yön değiştirmiştir. Fikret'in daha çok Mirsad, Ma'lûmât, Maârif ve Mekteb dergilerinde çıkan bu döneme ait şiirlerinde bir yenilik görülmez. Daha ziyade romantik aşk ve tabiat konularını işlediği bu şiirlerden bir kısmını Rübâb-ı Şikeste'nin "Eski Şeyler" bölümüne dahil etmiştir.
"Yâ Rab, şu muazzam Ramazan hürmetine, Kaldır aradan vahdete hâil ne ise; Yâ Rab, şu asırlarca süren tefrikadan, Artık ezilip düşmesin ümmet ye'se. Mâdâm ki verdin bize bir rûh-i nevîn... Yâ Rab, daha bir nefha-i te'yîd insin!"
hâil : İki şey arasında veya bir şey önünde perde olan, manî olan, arayı kapıyan, engel.
İslâm ve vatan aşığı, İstiklâl Marşı'nın güftekârı, "vatan şairi" Mehmet Âkif Ersoy'un bütün hayatı mücadelelerle geçti. O aynı zamanda bir ıstırabın bir hüznün faziletin yansıtıcısıydı. Millî Mütareke döneminde kurtuluş hareketlerine destek veren Mehmet Âkif, millî şiirimizin dizelerine imzasını attı. Osmanlı'nın sancılı dönemlerinde insanlara kucak açarak onları birliğe beraberliğe çağırdı. Vatan şairi Mehmet Âkif'den alıntılar
"Karagöz seyri değil, gözyaşı dökme ayı; 'Bilinmez'i bilirler, bilseler ağlamayı…"
Bir mücadele adamı Necip Fazıl Kısakürek, Yunus Emre'den, Fuzuli'den, Yahya Kemal Beyatlı'dan miras aldığı edebiyata, boyut atlattı. Edebiyat çilekeşi Necip Fazıl Kısakürek, fikirleri ve eserleriyle düşünce dünyamızda derin izler bıraktı. Onun için İslâmi değerler, kutlu davasıydı.
Bir dava adamı Necip Fazıl'dan 10 görüş 10 şiir