Eski dönem edebiyatımızın şiir defterleri: Mecmualar
Altı asırlık bir geleneği, hem gerçek hem de mecaz sistemine göre vücut bulan Divan Edebiyatı, kendi dünyasında orijinal söyleyişini meydana getirdi. Bu söyleyişlerin asılar boyu devamı, geliştirilmesi ve korunup saklanması mecmualar sayesinde gelenek halini aldı. On dokuzuncu yüzyıl sonları veya yirminci yüzyıl başlarında, bir defterde toplanmış şiirlerin yani mecmuaların kütüphanelerde "şiir defteri" olarak kaydedildiği de görüldü. İşte, edebiyatımızda mecmuaların gelişimi ve ilk örnekleri…
Giriş Tarihi: 30.07.2019
13:34
Güncelleme Tarihi: 30.07.2019
14:39
Hâlbuki elimizdeki nüshanın birçok varağı eksik. Meselâ "sad", "dad" harfleri gibi hiç şiir olmayan harfler olduğu gibi kimi harflerle biten kafiyelerde de önemli eksikliklerin olduğu fark ediliyor. Derleyici, 266 şairin 3140 şiirinden bahsederken, bizim tespitlerimize göre eserdeki şiir sayısı 2824'dür. Gazel dışındaki nazım şekilleriyle kaleme alınan şiirlerin başlıklarında nazım şekli özellikle vurgulanmış. Dehhanî, Daî, Melihî, Cemalî, Habîbî gibi şiirleri diğer mecmûalarda hiç bulunmayan veya çok az bulunan şâirlerin eserlerini ihtiva etmesi, Câmiü'n-nezâir'in değerini arttırıyor.
17'nci yüzyılda derlenen nazire mecmualarından ilki Budinli Hisalî'nin derlemiş olduğu Matâli'u'n-nezâ'ir'dir. Şiirlerin sadece matla beyitlerini içeren bu eserin orijinal nüshası, 2 cilt halinde Nuruosmaniye Kütüphanesi 4252 ve 4253'de kayıtlı.
Bu mecmua derleyeni belli nazire mecmualarımızdan, yalnızca matlaları ihtiva etmesi, beyitleri bir araya getirirken zemin şiirin belirtilmemesi gibi yönleriyle diğer nazire mecmualarından farklı. Hisâlî'nin, matlaları derleyerek meydana getirdiği eserinde Divan şiirindeki genel özellikleri görmek mümkün. Şair matlaları sıralarken ilk olarak Besmele ile başlamış, sırasıyla Allah'ın isimlerini, sıfatlarını anlatan beyitleri, Hz. Muhammed'le ilgili beyitleri, daha sonra da Divan edebiyatının genelinde işlenen sevgilinin güzelliği, cefası, âşığa yüz vermemesi, dünyanın fâniliği, dünyaya fazla bağlanılmaması gerekliliği gibi değişik konuları ihtiva eden matlaları derlemiş.
Beyitlerin bu şekilde sıralanması klasik bir Divan tertibini hatıra getirmekte ve Hisâlî'nin Metâliü'n-nezâir'i tertip ederken konu birliğine önem verdiğini göstermektedir. Toplam 670 varaktır. Mecmuanın başındaki eserin çoğunluğu Türkçe matlalardan oluşuyor; yer yer Arapça ve Farsça matlalar da bulunuyor.
Pervane Bey Mecmuası, "elifba" sırasına göre düzenlenmiş. Elifba sıralamasında -lamelif de bir harf olarak kabul edilerek - 29 harfe yer verilmiş. Bu sıralama dışında vezin, redif, revî harf gibi herhangi bir sıralama unsuru gözetilmemiş. Pervane Bey Mecmuasının diğer mecmualardan farklı bir özelliği, bir zeminden diğer zemine geçeceği zaman arada zemin şiire yazılmış bir nazire olmadığı anlaşılan şiirlere yer verilmiş olmasıdır.