Eski dönem edebiyatımızın şiir defterleri: Mecmualar
Altı asırlık bir geleneği, hem gerçek hem de mecaz sistemine göre vücut bulan Divan Edebiyatı, kendi dünyasında orijinal söyleyişini meydana getirdi. Bu söyleyişlerin asılar boyu devamı, geliştirilmesi ve korunup saklanması mecmualar sayesinde gelenek halini aldı. On dokuzuncu yüzyıl sonları veya yirminci yüzyıl başlarında, bir defterde toplanmış şiirlerin yani mecmuaların kütüphanelerde "şiir defteri" olarak kaydedildiği de görüldü. İşte, edebiyatımızda mecmuaların gelişimi ve ilk örnekleri…
Giriş Tarihi: 30.07.2019
13:34
Güncelleme Tarihi: 30.07.2019
14:39
Bu mecmua derleyeni belli nazire mecmualarımızdan, yalnızca matlaları ihtiva etmesi, beyitleri bir araya getirirken zemin şiirin belirtilmemesi gibi yönleriyle diğer nazire mecmualarından farklı. Hisâlî'nin, matlaları derleyerek meydana getirdiği eserinde Divan şiirindeki genel özellikleri görmek mümkün. Şair matlaları sıralarken ilk olarak Besmele ile başlamış, sırasıyla Allah'ın isimlerini, sıfatlarını anlatan beyitleri, Hz. Muhammed'le ilgili beyitleri, daha sonra da Divan edebiyatının genelinde işlenen sevgilinin güzelliği, cefası, âşığa yüz vermemesi, dünyanın fâniliği, dünyaya fazla bağlanılmaması gerekliliği gibi değişik konuları ihtiva eden matlaları derlemiş.
Beyitlerin bu şekilde sıralanması klasik bir Divan tertibini hatıra getirmekte ve Hisâlî'nin Metâliü'n-nezâir'i tertip ederken konu birliğine önem verdiğini göstermektedir. Toplam 670 varaktır. Mecmuanın başındaki eserin çoğunluğu Türkçe matlalardan oluşuyor; yer yer Arapça ve Farsça matlalar da bulunuyor.
Pervane Bey Mecmuası, "elifba" sırasına göre düzenlenmiş. Elifba sıralamasında -lamelif de bir harf olarak kabul edilerek - 29 harfe yer verilmiş. Bu sıralama dışında vezin, redif, revî harf gibi herhangi bir sıralama unsuru gözetilmemiş. Pervane Bey Mecmuasının diğer mecmualardan farklı bir özelliği, bir zeminden diğer zemine geçeceği zaman arada zemin şiire yazılmış bir nazire olmadığı anlaşılan şiirlere yer verilmiş olmasıdır.
Araştırmacılar bu şiirleri "geçiş şiirleri" şeklinde adlandırdı. Bu geçiş şiirleri genellikle zeminlerden sonra birer tane verilmiş, bazı zeminlerden sonra ise iki ya da üç tane verilmiş.Mecmuada 550 şaire ait 7345 zemin şiir ve nazire, 74 şaire ait 827 geçiş şiiri olmak üzere toplam 8172 şiir bulunuyor. 74 şairden 59'unun aynı zamanda zemin ve nazire şiirleri de bulunuyor. Böylece sadece geçiş şiiri bulunan şairler ve hem zemin şiiri/naziresi, hem de geçiş şiiri bulunan şairlerle beraber mecmua 565 şairin 8172 şiirini ihtiva etmekte.
Mecmuada tespit edilemeyen iki şairle beraber toplam 142 şairin 747 zemin şiiri bulunuyor. En çok zemin şiir sahibi şairler 102 şiirle Necati, 70 şiirle Ahmet Paşa, 40 şiirle Zati'dir. Bu şairleri 27 şiirle Hayalî, 25 şiirle Şeyhi, 21'er şiirle Nizami ve Hafi takip etmektedir.
Zemin şiirlerine yazılan nazirelerin çokluğuna baktığımızda ilk sırada Ahmet Paşa geliyor. Ahmet Paşa'nın zemin şiirlerine yazılan nazire sayısı 1008. Bu sayı nazirelerin yaklaşık altıda birine tekabül etmektedir. Ahmed Paşa'yı kendisine yazılan 859 nazireyle Necati, 371 nazireyle Ahmedî, 346 nazireyle Nizami ve 318 nazireyle Şeyhi takip ediyor.