Arama

İstanbul şairi Nedim'in biyografi ve eserleri

"Lale Devri'nin bülbülü" olarak nitelendirilen Nedim, şarkı türünün gelişmesine önemli katkıları olan bir şairdi. Şiirleri değilse bile nasıl öldüğü hakkındaki söylentiler dillerde dolaştı. İstanbul Türkçesinin ilk söz ustalarındandı. Şiirlerinde Osmanlı yaşama üslubunun ince estetik yapısını bulduğumuz Nedim'in ölüm yıl dönümünde biyografi ve alıntılarını derledik.

  • 8
  • 18
Şairlerde az rastlanan özellik
Şairlerde az rastlanan özellik

Kafiye, redif ve vezin kullanımındaki başarısı, şiirlerinde ritmik akışkanlığın sağlanmasında etkili oldu. Redif ve kafiye kullanımında geleneğe bağlı olan şairin ara sıra Türkçe kelime ve eklerle yaptığı kafiyelerdeki doğallık, daha önceki şairlerde az rastlanan bir özellikti.

Nedim tarzı, eski şiirde yenilik olarak kabul edilirken, onun eski mazmunları yeni tarz söyleyişine de Abdülbaki Gölpınarlı "Nedimleştirme" adını verir. Nedimâne üslubu, konuşma diline ait deyişlerle yüklü, külfetsiz açık bir söyleyişe dayanan mahallî (folklorik) üslup; el değmemiş düşünceler ve kendine has yaratıcılıkla diğerlerinde farklı söyleme üslubu, gerçekçi, müstehcenliğe yakın açık söyleyiş, ses ve ahenge önem veren, tasannudan uzak, nükteli, açık ve zarif söyleyiş şeklinde gruplandırıldığını görmek mümkün.

Nedimâne denilen tarzın önemli özelliklerinden bir diğeri, yerlilik merakıdır. Nedim, divan şiirinde Necati'yle belirginleşen, Baki ve Şeyhülislam Yahya gibi şairlerin eserlerinde mükemmelleşen mahallileşme deneyiminin on sekizinci yüzyıldaki en büyük temsilcisiydi.

  • 9
  • 18
İstanbul hayatından sahneler
İstanbul hayatından sahneler

Onun, şiirlerinde halk edebiyatına yakınlaşması, İstanbul hayatından sahneler sunması, gerçek hayattan alınan unsurları kullanması, günlük dilden gelen konuşma kalıplarına ve deyimlere yer vermesi yerlilik arzusunu gösteren unsurlar olarak görülür.

Bilindiği gibi on sekizinci yüzyılda halk ve divan şiiri arasında kısmen bir yakınlık söz konusuydu. Divanlarda heceyle yazılmış şiirler yer aldığı gibi, halk şairlerinin de divan şiirinin estetik ve hayal dünyasına yakın şiirler söyledikleri bilinir. Nedim'in;

"Sevdiğim cemâlin çünkim göremem Tutasın cihânı Sikender gibi
Çıkmasın hayâlin dil-i şeydâdan Şevket ile dünyâ dola hünkârım
Hâk-i pâye çünki yüzler süremem Kapına Ferîdûn bir çâker gibi
Alayım peyâmın bâd-ı sabâdan Her ne emredersen n'ola hünkârım"

dörtlükleriyle başlayan koşmaları, yerlilik arzusunun en somut göstergelerindendi.

  • 10
  • 18
İstanbul şairi Nedim'den alıntılar
İstanbul şairi Nedim’den alıntılar

"Açılır elbet nesîm-i nevbahar essin hele
Bend-i dil muhkem değil bend-i nikâbından senin"

( Hele ilkbahar yeli essin, gönlüm açılıp ferahlar; gönlümü sıkan bağlar senin yüzünü gizleyen örtünün düğümünden de sağlam değil ya…)

Nedim şiirinin bütün ilhamını, acılarını, neşesini gönlünden alır ve de işleyerek şiir haline getirir. Şairin yegâne sermayesi gönlüdür. Gönlü genellikle acılar içinde kebap olan şairlerimizin pek ender olsa da sevgilinin bir yan bakışı karşısında sevindikleri bile olur. Bu yüzden gönül kavramı, klasik şiirimizde çok sayıda benzetmeye konu olmuştur.

  • 11
  • 18

Gülüm şöyle gülüm böyle demekdir yâra mu'tâdım
Seni ey gül sever cânım ki cânâna hitabımsın

Sevgiliye gülüm şöyle gülüm böyle demeye alışkınım. Ey gül, sevgiliye hitabım olduğun için seni canım sever.

  • 12
  • 18

Salındın şöyle kim yıkdın beni ey ar'ar-ı âzâd
Seni gördükde sandım dil-ber-i âlî-cenâbımsın

Ey uzun boylu ardıç! Öyle salındın ki, yıktın beni. Seni görünce yüce sevgilimsin sandım.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN