Kafka hakkında az bilinen 8 detay
Hayatın anlamını ararken Kafka'nın temel tecrübesi, yabancı olmak ve varlığın içinde kendine bir yer bulabilme ihtiyacını duymaktı. 'Günlük' eserinde şöyle yazıyordu Kafka: "Bir yabancıdan daha yabancı yaşıyorum…" Ölüm yıl dönümünde Kafka'nın hakkında az bilinen 8 detayını listeledik.
Giriş Tarihi: 03.06.2019
13:33
Güncelleme Tarihi: 03.06.2019
14:07
Çek asıllı Avusturyalı yazar Franz Kafka eserlerinde çağımız insanının korkuları, kararsızlıkları, yalnızlığı, kendisini işyerinde değersiz hissetmesi, kendi kendine yabancılaşması, aşırı itaatkârlığı ve çevresiyle iletişimsizliği konularını işlemiştir. Kafka'nın eserleri üzerine çok değişik yorumlar yapılmış, her bir edebiyat veya felsefe okulu, Kafka'da kendi görüşlerini yansıtan güçlü özellikler yakalamışlardır.
Kafka, soyut bir yazar değildir; hiçbir yerden "gelmiyor"a, hiçbir yere "bağlanmıyor"a, hatta belki hiçbir yere "götürmüyor"a benzeyen bu insan, delicesine, insanların dünyasına kök salmak istemektedir. Bu büyük istekle ilgili olmayan her şey önemsizdir onun gözünde.
Kötü bir çocukluk dönemi geçiren Kafka , özellikle de babasıyla hiç anlaşamadı. Kafka üzerindeki baba baskısı çocukluk yıllarından başlayıp uzun bir süre devam etti. Babasına karşı beslediği tek duygu -eserlerinden de anlaşılacağı üzere- nefretti .
"Durumum, dayanılmaz bir şey benim için; çünkü tek isteğim ve tek eğilimim olan edebiyatla çatışıyor. Bir edebiyatçıdan başka bir şey olmadığım, olamayacağım ve zaten olmak da istemediğim için durumum beni hiçbir zaman kandıramayacak, tersine beni tümden yıkıma götürecektir. Bu da pek uzak değil (21 Ağustos 1913)"
Kafka'nın babasıyla olan ilişkisi tüm yaşamında ve eserlerinde doğrudan etkilidir. Kafka bunu şöyle anlatır:
"Asker selamı vermeyi ve asker gibi yürümeyi becerdiğim zaman desteklerdin beni, ama ben geleceğin askeri değildim ya da iştahla yemek yiyebildiğim zaman desteklerdin ya da anlamadığım şarkıları tekrar edebildiğim veya senin en sevdiğin lafları senin peşinden geveleyebildiğim zaman, ama bunların hiçbiri benim geleceğimin bir parçası değildi. Ve aslında bugün bile, herhangi bir konuda, ucu ancak sana da dokunuyorsa, zedelediğim veya benim şahsında zedelenen (Örneğin Pepa beni azarladığı zaman) senin onurunsa destekliyorsun beni. O zaman destekleniyorum, bana değerim hatırlatılıyor, yapmaya hakkım olan hamlelere dikkatim çekiliyor ve Pepa mutlak bir biçimde mahkûm ediliyor. Ama şimdiki yaşımda artık desteğine neredeyse hiç ihtiyaç duymadığımı bir kenara bıraksak bile, ancak öncelikle söz konusu olan ben değilsem, gelen desteğin bana ne faydası olacak?" (Babaya Mektup)