Arama

Hz. İbrahim kıssası üzerinden 'korku' felsefesi

Varoluşçu felsefenin önde gelen isimlerinden Kierkegaard, Hz. İbrahim'in kıssası üzerinden "korku" kavramını temellendirdi. Korkuyu varoluşçu felsefe ve özgürlük bağlamında açıklayan Kierkegaard'ın düşüncelerini, felsefesini ve korku kavramının İslamiyet'teki yerini siz Fikriyat okurları için incelemeye tabi tuttuk.

Kierkegaard varoluşçuluk çerçevesinde; "dünyasal varoluş" ve "bireysel varoluş"tan bahseder. Filozof, insanın bu iki varoluşun sentezinden oluştuğunu söyler. Olivier Cauly, Kierkegaard isimli eserinde bu mevzu ile ilgili şu cümleleri kurar:

"İnsanı varoluşa götüren gerçek yol, Yaratıcıya götüren yoldur .İnsanın varoluşunun gerçekliğini derinleştirmesini sağlayan şey, şiirsel bireysellik değil, bu etik ve dinsel bireyselliktir.

Genel anlamıyla Kierkegaard'a göre varoluşçuluk; insanı merkeze alan, kişinin özgür iradesiyle kendi özünü, doğasını oluşturduğu, bireyin kendini gerçekleştirebilmesinin ancak bir ilaha yönelmekle mümkün olabileceği gibi düşüncelerden meydana gelen felsefedir.

  • 8
  • 15
Korku ve Titreme kitabı
Korku ve Titreme kitabı

Korku ve Titreme Kierkegaard tarafından 1843'te yayımlanmıştır. Kierkegaard Korku ve Titreme'de Hz. İbrahim kıssası üzerinden "iman", "etik", "ahlak", "iman paradoksu" gibi kavramları ele almıştır. Filozof bu kitabını "Johannes de Silentio" müstear adıyla yazmıştır. Eserde Yaratıcı'nın emriyle Hz. İbrahim'in oğlunu kurban etmesinin onu hangi ölçüde bir "iman" şövalyesi yapacağı üzerinde durulmuştur.

Kitapta Hz. İbrahim'in kıssası Kierkegaard'ın bakış açısıyla dört farklı şekilde şiirsel olarak anlatılmıştır. Eserde Yaratıcı tarafından evladı ile imtihana tutulan Hz. İbrahim'in yaşadığı sıkıntılar aktarılmıştır. Kierkegaard, toplumsal olan bazı etik ve ahlak kurallarının Yaratıcı'nın kendi normlarının çok ötesinde kalabileceğini ifade eder. Zira, Yaratıcı Hz. İbrahim'den oğlunu kurban etmesini istemiştir, bu toplumsal olarak öldürme eylemi barındırma açısından kötü bir durumdur fakat Hz. İbrahim'in bunu gerçekleştirebilmesi onu Allah huzurunda Kierkegaard'ın ifade ettiği gibi bir "iman şövalyesine" dönüştürür.

  • 10
  • 15
Korku ve Titreme kitabında ‘korku’ kavramı
Korku ve Titreme kitabında ‘korku’ kavramı

Kierkegaard, İbrahim'in oğlunu Morioh Dağı'na kurban etmeye götürürken çektiği ıstırapları yaşadığı duyguyu ve ardından gelen suskunluk sürecini "korku" olarak tanımlamıştır. Bu varlıkla ilk defa yüz yüze gelindiği anda yaşanılan evrensel bir "korku" dur.

Kierkegaard için korku ve özellikle kaygı, özgürlüğüyle karşı karşıya kalan insanın içine düştüğü varoluşsal bir durumdur. Kirkegaard'ın bahsettiği korku, özgürlüğün getirdiği bir sonuçla seçme hakkına sahip olan insanın iradesiyle seçeceği şeye duyduğu korkudur. İnsanın seçimlerinde özgür olması Kierkegaard için büyük bir korkudur.

  • 11
  • 15
İslamiyet’te ‘korku’
İslamiyet’te ‘korku’

İslamiyet'te de birey özgürdür, iradeye sahiptir fakat birey özgürken bile yalnız değildir. Özgür olan birey, her daim yaratıcısını yanında olduğunun bilincindedir. Bu sebeple Hira Dağı'nda Peygamber Efendimiz Hz. Ebubekir'e, "Korkma, Allah bizimledir." cümlesini kurmuştur.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN