Arama

Mehmet Akif Ersoy'un vefat etmeden önceki son günleri

"Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın." demişti Mehmet Akif… Bir vatanın kurtuluş mücadelesinde rol oynamış büyük isim… Hakkında pek çok şey merak edildi, yazıldı ve söylendi… Ancak onun en yakınında bulunan birisi vardı ki neşriyatlarda adına hiç rastlanmadı. Üstelik bu kişi son nefesinde Mehmet Akif'in yanındaydı. Mehmet Akif Ersoy'un en yakın arkadaşı Fuad Şemsi İnan, ünlü şairin son günlerini anlatıyor…

  • 17
  • 22
KIŞA DOĞRU İLAÇLARINI ALMAKTA ZORLANDI
KIŞA DOĞRU İLAÇLARINI ALMAKTA ZORLANDI

"Nihayet kışa doğru bu kadar metanete rağmen artık verilen ilaçları zorla alır oldu. O metin adam –ancak hükm-i ecel diyeceğim- pek tuzlu bulduğu için, o tek çare-i hayatı tehire vesileler çıkarmaya başladı. Beş ay zoraki ömrü temdid edilen o zinde pehlivan vücut, bir hasta bakıcının inayet-i imdadına muhtaç olarak kalkar oturur hale gelmişti."

  • 18
  • 22

"Havalar soğudu, ben de yazın oturduğum İstinye'den indim. Mısır Apartmanı'nda bir daire tuttum şimdi çiftlikten geldikçe bana misafir oluyordu."

  • 19
  • 22

"İlaçları alamadığı için karnında biriken suyu ameliye ile çekmek icap ediyordu. Bu, bir, iki, üç kere yapılabilecek ve hasta ölecekti. Zâfı vefatından bir ay evvel çok şiddetlenen Hazret, artık bir daha çiftliğe dönemeyecek hale geldi. Ağırlığını duyurmamak için 'havalar soğudu, doktor gitmeni muvafık görmüyor' dedim. Sözümü itirazsız kabul etti. Artık odasından bile dışarı çıkmıyordu; yavaş yavaş eriyor, bütün hayatı gözlerinde toplanarak her gün biraz daha vücuttan düşüyordu."

  • 20
  • 22
MEHMET AKİF’İN EN ÇOK SEVDİĞİ BEYİT
MEHMET AKİF’İN EN ÇOK SEVDİĞİ BEYİT

"Bir iki defa en çok sevdiği beyiti sordumdu. Her defasında: 'Ne bana yaradı cismim ne yâre yar oldu, / İlahi, ben bu bir avuç türabı neyleyeyim?' ilahisini okudu. Hastalığında tekrar sordum, yine bunu okudu. O, kendisinin kimseye yaramadığına kaildi. Fesübhanallah!"

  • 21
  • 22

"Son güne geldik. Yağışlı, soğuk, kemiklere işleyen bir kânunuevvel günü, sık sık yanına girip çıkıyor, her zamanki gibi yine latife etmeye çalışıyordum. Her çıkışımda gözlerini açarak 'Gidiyor musun?' diye soruyordu. Gözlerinde 'Beni bu gün yalnız bırakma!' manası vardı. 'Havaya baksana! Nereye gideceğim? Berbat… Biraz müsait olsa, dediğini yapmak için inadına çıkacağım!' diyordum."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN