Arama

Necip Fazıl Kısakürek'in en sevilen 50 şiiri

Duygu dünyamıza şiirleriyle işleyen bir isim, Necip Fazıl Kısakürek... Yaşamı boyunca çok sayıda esere imza atan Necip Fazıl, yaşadığı dönemde ve sonrasında hepimize örnek olmuştur. En önemli özelliklerinden biri de İslami değerleri ve bu uğurda gerçekleştirdikleriydi. Edebiyatımızın ilham kaynağı, Sultanü'ş Şuara unvanına sahip olan ikinci şairimizdi. Sizler için Necip Fazıl Kısakürek'in en sevilen şiirlerini derledik.

  • 46
  • 50
BİZİM ŞARKIMIZ - NECİP FAZIL KISAKÜREK
BİZİM ŞARKIMIZ - NECİP FAZIL KISAKÜREK

🔹

Kırılır da bir gün bütün dişliler
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler
Şenlenir evimiz barkımız bizim

Yokuşlar kaybolur çıkarız düze
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze
Sapan taşlarının yanında füze
Başka alemlerle farkımız bizim

Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman
Görürler nasılmış, neymiş kahraman
Yer ve gök su vermem dediği zaman
Her tarlayı sular arkımız bizim

Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda, sular dizde gideriz

Bir gün akşam olur bizde gideriz
Kalır dudaklarda şarkımız bizim

Necip Fazıl Kısakürek

  • 47
  • 50
ZİNDANDAN MEHMED'E MEKTUP - NECİP FAZIL KISAKÜREK
ZİNDANDAN MEHMED’E MEKTUP - NECİP FAZIL KISAKÜREK

🔹

Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!

Kavuşmak mı?
Belki... Daha ölmedim!

Necip Fazıl Kısakürek

  • 48
  • 50
KALDIRIMLAR - NECİP FAZIL KISAKÜREK
KALDIRIMLAR - NECİP FAZIL KISAKÜREK

🔹

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında,
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa karışan noktasında
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık,
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
Bu gece yarısında iki kişi uyanık:
Biri benim, biri de uzayan kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor,
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler.

Simsiyah camlarını üzerime dikiyor
Gözleri çıkarılmış bir ama gibi evler.

Necip Fazıl Kısakürek

  • 49
  • 50

🔹

Namaz, sancıma ilaç, yanık yerime merhem;
Onsuz, ebedî hayat benim olsa istemem!

Necip Fazıl Kısakürek

  • 50
  • 50
SAKARYA TÜRKÜSÜ - NECİP FAZIL KISAKÜREK
SAKARYA TÜRKÜSÜ - NECİP FAZIL KISAKÜREK

🔹

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! ..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!

Necip Fazıl Kısakürek

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN