Arama

Necip Fazıl Kısakürek'ten okuyabileceğiniz 20 e-kitap

Otuzlarında iken her şeyi bırakıp, sıfırdan yepyeni bir hayata başlayan mücadele adamı Necip Fazıl Kısakürek, Yunus Emre'den, Fuzuli'den, Yahya Kemal Beyatlı'dan miras aldığı edebiyata boyut atlattı. Bir edebiyat çilekeşi Necip Fazıl, fikirleri ve eserleriyle düşünce dünyamıza derin izler bıraktı. Onun için İslami değerler kutlu davasıydı. Necip Fazıl Kısakürek'ten okuyabileceğiniz 20 e-kitabı derledik.

  • 2
  • 20
O VE BEN
O VE BEN

Hayatını, Abdülhakîm Arvasî Hazretleri'ni tanıyıncaya kadar ve tanıdıktan sonra diye iki ana bölüme ayıran Necip Fazıl, 'Efendisi'ne doğru kendisini cezbeden hâdiseleri de mânâlandırdığı otobiyografik eseri "O Ve Ben"i 1975'de şöyle takdim eder:
"Bu eser, dünyaya gelişimden bugüne kadar en hususî renkleri, çizgileri ve sesleriyle hayatımın hikâyesi ve asıl O'nu tanıdıktan sonra mânasını anlamaya başladığım vücut hikmetinin bende tecelli eden yakıcı ifadesidir. Bu bakımdan, kendilerini görünceye kadar malik olabildiğim birbuçuk esere nisbetle bugün 60 cildi aşan ve hepsini birden o nura borçlu bildiğim eserler arasında, şimdikini, baş köşeye oturtulması lâzım ve en mahrem iç ve dış iklimlere doğru bir belirtiş olarak takdim ederim."
Kitap, 1965 senesinde "Büyük Kapı" ismiyle yayınlandı.

Necip Fazıl'ın sinemaya uyarlanan eserleri

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

  • 3
  • 20
ABDÜLHAMİD HAN
ABDÜLHAMİD HAN

Piyes, Büyük Osmanlı Padişahı Abdülhamid Han'a ait tepetaklak edilmiş tarihî hakikatlerin, «Ulu Hakan» eseriyle taş taş yerine oturtularak bir tez, bir manifesto halinde bina edilmesinden sonra, bir ölçüde sahneye yansıtılmasıdır.

Cemil Meriç, Necip Fazıl'ı nasıl anlattı?

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

  • 4
  • 20
PÜF NOKTASI
PÜF NOKTASI

"Beyoğlu'nda bir pansiyonun tavan arası odası... Tavan çatı şeklinde ve basık..Solda ancak iki büklüm şeklinde girilebilecek
bir kapı... Sağda mazgalvari biçimde dar ve küçük bir pencere ... Bir divan ,alçak yer masası ve her tarafa serpiştirilmiş
yer yastıkları...Duvarlarda modern resimler."

Necip Fazıl'ın sır gibi sakladığı konak ve komşuları

Püf Noktası, Necip Fazıl'ın komedi tarzında kaleme aldığı tek tiyatro eseridir. Eser, cemiyet hayatından, bozuk düzenden, hakkın haklıya verilmemesinden bıkmış, düzene ayak uyduramayan şair Recep Kafdağlı'nın olamadığı için ölmeyi tercihi ile başlar.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

  • 5
  • 20
KAFA KAĞIDI
KAFA KAĞIDI

Hayat hikâyesini bazı eserlerinde gereğince yazmış olduğunu, ancak asıl ruh hayatını, ruhunun kafa kâğıdını resimlendirmek istediğini dile getirmiş olan Necip Fazıl, bu eseriyle geçmiş, özellikle çocukluk günlerinin perdesini bir daha aralar.
Kafa Kâğıdı, olayların dış tezahür çizgilerinden ziyâde, onları doğuran ruhî oluşları tesbite yönelik bir otobiyografidir.

Necip Fazıl'da 'maarif' meselesi

Eser, Anadolu kapılarının Müslüman Türke açıldığı 1071 Malazgirt Zaferinden başlayarak, Türkiye tarihine memleketin doğu ucundaki bir köşesinden terkibî bir bakışın temsilidir. 1967'de yazılan piyeste, Altun Halka'nın yedincisi Ebu'l Hasan Harkanî'nin kabriyle şereflenmiş Kars şehri, zamanın bir sinema şeridi gibi üzerinde canlandığı bir tarih tablosudur.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

  • 6
  • 20
ÇÖLE İNEN NUR
ÇÖLE İNEN NUR

Allah Resulünün mübarek hayatları…

Eserin yazılışı bir hayli maceralı. İlk olarak 1950 tarihinde kaleme alınan eser, 1952 Büyük Doğu' döneminde 'Allah'ın Sevgilisi' ismiyle pek kısa bir bölümü tefrika edildi. 1956'da bu kez 'O' başlığıyla yayınlanmaya başladı. Fakat daha sonra yarım kalsa da 1969'da nihai şekline ve ismine kavuştu.

Necip Fazıl tasavvufla nasıl tanıştı?

Çöle İnen Nur, Siyer kitaplarının alışılmış anlatımlarından farklı bir üslubu yansıtır. Eserin takdiminde bu farklılık şöyle ifadelendirilir:
"Tefsir, hadîs, siyer ve nakil olarak en emin kaynaklardan devşirili ve kaynaklarını tek tek göstermek tasasından uzak bu eser, 'Başlangıç' yazısında da belirtildiği gibi, sadece iman sahiplerine hitap edici, hiçbir aklî teftiş, tespit ve ispat gayretine düşmeyici, mutlak 'doğru' üzerine hissî ve teessürî bir çatı kurucu ve eğer bir kıymeti varsa onu bu noktada toplayıcı bir denemedir; ve akla verdiği pay, onu bazı noktalarda yine akılla iptal etmekten ibarettir. Bu bir ilim değil, sanat eseridir ve ilmin içini ve dışını tahkik selâhiyetinde olmadığı mukaddes kapıya ancak, inanmış ve teslim olmuş sanat tavriyle sokulmaktan başka çare yoktur. "

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN