Necip Fazıl'ın başyapıtı Çile hakkında 10 bilgi
Necip Fazıl'ın başyapıtı olan Çile, şairin geçirdiği manevi dönüşümün ardından 1962'de yayımlandı. Daha öncesinde yayımlanan kitapların şahsiyetini ve sanatını tam anlamıyla ifade edemediğini söyleyen Necip Fazıl, ilk şiirlerinden başlayarak hepsini bir ayıklamaya tabi tutarak Çile isimli toplu şiirlerinden oluşan kitabını neşretti. Kitapta bir yandan belli bir sanat anlayışıyla tüten şiirler, diğer yandan da "Mutlak hakikati arama işidir" minvalinde şiire dair görüşleri yer alıyordu. Necip Fazıl'ın başyapıtı Çile hakkında 10 bilgiyi sizler için derledik…
Giriş Tarihi: 10.11.2020
10:40
Güncelleme Tarihi: 10.11.2021
12:14
KİTAPTA YER ALAN EN SEVİLEN ŞİİRLER
📌Necip Fazıl'ın sanat hayatının önemli dönüm noktalarını gösteren diğer iki şiirinden ilki, şairi bir anda şöhretinin zirvesine çıkaran ve ona "Kaldırımlar şairi" unvanını kazandıran "Kaldırımlar" dı. Kaldırımlar iç alemdeki huzursuzluğun, şehir ile sanatkarane bir biçimde bütünleştiği bir senfoniydi. Çile'nin "Şehir" bölümünde onun bugün en çok sevilen ve okunan şiirlerinden biri olan "Sakarya Türküsü" ise "Dava ve Cemiyet" bölümünde yer aldı. Böylece "Kaldırımlar" şairin ferdiyetçiliğinin, "Çile" manevi dönüşümünün, "Sakarya Türküsü" ise millet, tarih, siyaset gibi problemleri ele aldığı toplumsal çizginin belirgin bir şekilde dile getirildiği şiirleriydi.
"Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında, Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa karışan noktasında Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık, Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. Bu gece yarısında iki kişi uyanık: Biri benim, biri de uzayan kaldırımlar. İçimde damla damla bir korku birikiyor, Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler. Simsiyah camlarını üzerime dikiyor Gözleri çıkarılmış bir ama gibi evler."
"ŞİİR MUTLAK HAKİKATİ ARAMA İŞİDİR"
📌Çile kitabının en önemli noktalarından biri de şairin şiire dair ortaya koyduğu görüşleriydi. Necip Fazıl'ın, ilk defa Büyük Doğu dergisinde İdeolocya Örgüsü bahisleri arasında parça parça çıkan "Poetika"sı da Sonsuzluk Kervanı'ndan itibaren şiir kitaplarına girmişti. Çile'de de şairin şiir hakkındaki görüşlerine yer verilmişti. Necip Fazıl şiire dair düşüncelerini şu şekilde belirtiyordu:
"Bizde şiir, mutlak hakikati arama işidir. Eşya ve hadiselerin, bütün mantık yasaklarına rağmen en mahrem, en mahcup, en nazik ve en hassas nahiyesini tutarak ve en varılmaz noktayı sonsuz ve hudutsuz aramanın davasıdır. Maddî ve manevî eşya ve hadiselerin maverâsında karargâh kurmuş olan mutlak hakikat kapısı önünde ebedî bir fener alayıdır. Şiir işte budur. Mutlak hakikat Allah'tır."
Rasim Özdenören'in ifade ettiği gibi Necip Fazıl "Müslümanca düşünmenin Cumhuriyet dönemindeki ilk örneği" ydi…
"Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur."
ÇİLE'DEKİ ŞİİRLERLE DİKKATLERİ BİREYİN İÇ DÜNYASINA ÇEKTİ
📌Çile'deki şiirlerin genel muhtevası, 1920 sonrası Türkiye'de görülen ideolojik edebiyata karşı bir reaksiyon olarak şekillendi. Dış dünyaya ve maddeciliğe bulanmış insanın köklerinden ve maneviyatından bu denli kopmuş olmasını dert edinen şair, şiirleriyle dikkatleri iç dünyaya çekmeyi başardı. Böylece orijinal, özgün, coşkunluğun hakim olduğu ve psikolojik derinliğe sahip şiirleriyle modern insanın bunalımlarının sözcüsü olan şiirlerini ortaya koydu. Bu şiirler yıllar geçmesine rağmen hala toplumun pek çok kesimi tarafından ilgi ve muhabbetle okunmaktadır….
"Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta! Baba katiliyle baban bir safta! Bir de, geri adam, boynunda yafta... Halimi düşünüp yanma Mehmed'im! Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!"