Nurullah Genç'in Rüveyda adlı eserinden alıntılar
Divan ve hece şiiri estetiğiyle ördüğü zengin imgelerle dolu şiir dünyasıyla insanların ufkunu açan Nurullah Genç, ömrü boyunca biriktirdiklerini güzide eserinde bir araya getirdi. Tren garında başlayan edebi yolculuğuna halen devam eden Genç'in, en çok beğenilen şiirlerine yer verdiği Rüveyda adlı şiir kitabından alıntıları derledik.
Giriş Tarihi: 15.11.2019
09:29
Güncelleme Tarihi: 15.11.2019
10:04
"Susmak bir karanlığın başka bir karanlığa Karışıp yanmasıdır bakışlarında senin Bir ömrün eylülünde sararmış yine toprak Bulut bir bezirganın saçlarını arıyor Ben hangi mağaranın en ücra köşesinde Hangi yitik nehrine gömülmüşüm acının
Bir kez olsun değil de, denizin kalbine bak Susmak yine o yangın, yine mahkum bir keder Nur-ı aynım, ıslak bir karanfil mi gözlerin Her yaprağı nazenin, her çizgisi ağlamak"
"Ben mehtabı arayan bir hayal bekçisiyim, Ben sevda sokağının yoksul çiçekçisiyim, Ben kor merdivenlere göklerle tırmanırım, Kızgın güneş altında yemyeşil ıslanırım"
EY MONA LİSA’NIN KISKANDIĞI EL
"Bu kaçıncı yalnızlık trenlerin ardında Bin pare olduğum kaçıncı bozgun Bir gün bu esrarlı hikâye biter Erzurum garında, banklar üstünde Kalem bana kızgın, kitaplar kızgın Hasret katar katar uzayıp gider İçimde bir figân her düdük sesi Her vagon efkârlı bir uzun hava Göçmen kuşlar hâlâ dönmedi geri Kurumuş, evlerin karanfilleri Ey Mona Lisa'nın kıskandığı el Sihrine bir defa dokunmak için Hep aynı şarkıyı söyleyip durdum Başımı umutsuz taşlara vurdum"
"Havanın dumanlı Vaktin dar olduğu bir zamanda Bu sözü bir gül gibi bıraktın yüreğime: "İçim içime sığmıyor!" Şimdi sana dairim Ölesiye tutkulu Ölesiye şairim"
SİYAH GÖZLERİNE BENİ DE GÖTÜR
"Daha dokunmadan kurudu irem çöllere bir türlü yağamıyorum yeni bir koşunun başlangıcında biraz deprem sonrası biraz şehir hülyası bir kalp yangınından geriye kalan siyah gözlerine beni de götür artık bu yerlere sığamıyorum."