Arama

Sezai Karakoç hatıralarında Necip Fazıl'ı nasıl anlattı?

Sezai Karakoç'un Diriliş dergisinde yayımladığı Hatıralar yazıları, hem kendisinin hem de etrafındakilerin yaşanmışlıklarına ayna tutar niteliktedir. Hatıralar'ın içerisindeki en önemli isimse şüphesiz Necip Fazıl Kısakürek'tir. Üstad kendisine "Sevgili Sezai Karakoç'um" diye seslenir. Aralarındaki bağ bir dostluk, bir ideoloji bağıdır. Karakoç, bunların ışığında Necip Fazıl ile nasıl tanıştığını, aralarında geçen konuşmaları ve dargınlığı anlatır. Sezai Karakoç'un hatıralarıyla Necip Fazıl Kısakürek'i 36'ncı ölüm yıl dönümünde rahmetle anıyoruz…

  • 11
  • 29
Kısakürek ve Karakoç’un ilk karşılaşması
Kısakürek ve Karakoç’un ilk karşılaşması

"Bir gün yine çalışırken pardösülü, koltuğunun altında çanta, üstad hızla içeri girdi.
"Ankara'dan size müjdelerim var çocuklar" dedi.
Menderes'le görüştüğünü ima etti.
Coşkuluydu. Sonra beni gördü. Kendimi tanıttım."

Sezai Karakoç 1950 yılında Gaziantep Lisesi'nden mezun olduğunda yükseköğrenimine İstanbul'da devam etmek ister. Bu sayede ülkeyi içinde bulunduğu çıkmazdan kurtaracağına inandığı Büyük Doğu hareketine ve Necip Fazıl'a daha yakın olacaktır.

  • 12
  • 29

Diğer taraftan ailesini güçlükle geçindirebilen baba Yasin Karakoç meseleye başka bir pencereden bakmaktadır. Ona göre Sezai, başarılı öğrencilere burs imkânı sağlayan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi veya İlahiyat Fakültesi'nde öğrenim görmelidir. Karakoç, şansını zorlayıp burs imkânlarını araştırmak amacıyla İstanbul'a gider. Burada Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin sınavlarına "gönülsüz" olarak girer.

Yıllardır mücadelesine uzaktan tanık olduğu önderiyle tanışabilmek umuduyla Vilayetin karşısındaki Büyük Doğu idarehanesine gider. Heyecanla içeri girer ve sessizce çalışmakta olan çalışanlara "Selam size" der. Bu, Büyük Doğu camiasında uygulanan bir ritüeldir. İki kişi karşılaşınca biri "selam size" diyecek, öbürü de "size selam" diyerek karşılık verecektir.

  • 13
  • 29

Ne yazık ki şairin selamına kimse karşılık vermez. Ayrıca Üstat Ankara'dadır. Karakoç bu duruma aldırmaz ve idarehanenin işlerine yardım eder. Birkaç gün sonra pardesülü biri hızla içeri girer ve çalışanlarla heyecanla konuşur. Babacan tavırlarıyla dikkat çeken bu adam, üstattır.

1950 yılının yaz aylarında gerçekleşen bu tanışma esnasında Kısakürek kırk altı, Karakoç on yedi yaşındadır. Üstat kendisine samimiyetle inanan bu genci Moda'daki evine, kahvaltıya davet eder. Karakoç, birçok üniversiteli gencin katıldığı bu sohbetlerde bulunmaktan zevk alır. Aynı günlerde sınav sonuçları açıklandığında Mülkiye'yi burslu olarak kazandığını öğrenir. Artık Ankara'ya gitmek mecburiyetindedir.

  • 14
  • 29
Ankara’da yapılan sık görüşmeler
Ankara’da yapılan sık görüşmeler

Sezai Karakoç şanslıdır çünkü Ankara'da yaşarken Necip Fazıl'ı sık sık görme fırsatını bulur. Üstelik şair, Ankara'ya geleceğini önceden o sırada haftalık olarak yayımlanan Büyük Doğu dergisinde duyurmaktadır. Kısakürek ve gençler Ulus'ta bulunan İstanbul Kıraathanesi ya da Havuzlu Kahve gibi mekânlarda bir araya gelirler.

Bu buluşmalarda gençler genellikle konuşmaz, üstatlarını dinlerler. Buna ilave olarak İstanbul'a dönmek istediğinde onu kalabalık bir grup halinde uğurlarlar. Ankara Garı'ndaki bu uğurlamalar dikkat çeker. Öyle ki görenler "Acaba kimdir bu uğurlanan?" diye meraka düşerler.

  • 15
  • 29
"Müslümanlar! İşte şimdi sizin de bir gazeteniz var"
Müslümanlar! İşte şimdi sizin de bir gazeteniz var

Sezai Karakoç yaz tatillerinde Ergani'ye döner ve harçlığını kazanmak için çeşitli işlerde çalışır. 1951 yazında memleketindeyken Büyük Doğu dergisi tekrar yayımlanır. Üstadın kumar baskını üzerine basın dünyasının iç yüzünü açıkladığı Büyük Doğu'nun ünlü 54'üncü sayısı bu sırada okurla buluşur. Şair yakın bir tarihte dergisini günlük gazeteye dönüştüreceğini müjdelemektedir. Nitekim sonbaharda Büyük Doğu ilk kez günlük olarak neşredilir. İlk günkü manşet "Müslümanlar! İşte şimdi sizin de bir gazeteniz var" şeklindedir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN