Arama

Sıkça karıştırılan kelimeler

Asırlar boyunca geniş bir coğrafyada hüküm süren Türkçe, bu vesile ile bir çok dilden beslenir. Aynı zamanda çokça dili besleyen Türkçe, zaman içerisinde geniş bir alanda konuşulmuştur. Bu vesile ile birbirine yakın kelimeler, kelime öbekleri ve yakın manaya delalet eden terkipler oluşmuştur.

  • 15
  • 25

Hâlâ – Hala

Hâlâ: Kökeni Arapça olan bu kelimenin "hala" sözcüğünden farkı Türkçe'deki şapkalı a kullanılmasından kaynaklanmaktadır.

Şimdi bile, henüz, daha gibi anlamlara gelir.

Cennette bugün gülleri açmış görürüz de

Hâlâ o kızıl hâtıra titrer gözümüzde

-Yahya Kemal

Hala: Arapça kökenli olan bu sözcüğün eskiden annenin kız kardeşi anlamına gelirken sonradan anlam değişikliğine uğrayarak babanın kız kardeşi anlamını almıştır.

Bir gün halası sokaktan bağırarak geçen bir satıcıyı çağırdı.

-Refik Halit Karay

Selâhaddîn-i Eyyûbî'nin Kılıcı: Muzafferiddin Gökbörü

  • 16
  • 25

Bağlı – Bağımlı

Bağlı: İp veya başka bir şeyle bağlanmış veya sarılı olan. Bir diğer anlamıyla bağlı, müntesip.

"İnsan insana bağlı ve bağımlı, insan Allah'a bağımlı. Sevgi ve dikkatle tefekkür ettiğinde açılır o derdin kapısı sana, çiçekler o zaman kokar, gökyüzü o zaman içine dolar. İşte o zaman, nereye gidersen seni aşk taşır oraya."

-Kemal Sayar

Bağımlı: Başka bir şeyin istemine, gücüne veya hükmüne bağlı olma durumuna denir.

"İnsanın başkalarının yargılarına bağımlı olması gibi, bugüne dek çözülmemiş bir insanlık dramıyla karşı karşıya bıraktıklarını anlatmıştı yazdıklarında."

-Cengiz Aytmatov

Yavuz Bülent Bâkiler'den milli şuurumuzu uyandıracak 40 alıntı

  • 17
  • 25

Olasılık – Olanak

Olasılık: Mukaddimetü'l-Edeb'de geçen bu kelime, Bir şeyin olabilme durumu, olma ihtimaline anlamına gelir.

"Yaşam ancak ve ancak, şimdi burada yaşanır. İnsan için değil tüm canlılar için başka bir olasılık yoktur."

-Doğan Cüceloğlu

Olanak: -Ol fiilinden türeyen bu sözcük, imkân, sunulan fırsat, mümkün olma durumu anlamlarına gelir.

"Benim, kıyısında bir saygıyla beklediğim olanak, başkalarının çiğneyip attığı bir sıradanlıktı."

-Şükrü Erbaş

Bir lügat savaşçısı: Şemseddin Sami'nin dil hakkında görüşleri

  • 18
  • 25

Muhabere – Muharebe

Muhabere: Arapça haber kökenden türeyen kelime, haberleşme, yazışma, iletişim halinde olma anlamlarına gelmektedir.

"Mektupçu evrak okur, cevap yazar, muhabere işlerini idare ederdi."

- Samiha Ayverdi

Muharebe: Arapça harp kelimesinden türeyen sözcük, savaşmak veya çarpışmak anlamlarına gelmektedir.

"Fakat sen vicdan azâbı nedir bilmezsin ki... İçin, herkesin içi gibi kötü ve karışık hislerin dövüş ettiği bir muhâbere meydanı değildir."

-Samiha Ayverdi

Tolunoğulları'nın Mısır'daki nişanesi

  • 19
  • 25

İlgili – İlişkin

İlgili: Türkçe kökenli kelime, bir durum veya bir konuyla bağlantısı ve alakası olan anlamı dışında, bir işi yapmakla görevli kimseleri belirtmek içinde kullanılır.

"Teferruat bütünün emrindedir ve sanatkârın şahsiyetiyle yakından ilgilidir."

-Mehmet Kaplan

İlişkin: İlişmek fiilinden türemiş olan kelime, bir olayla alakalı, bağlantılı veya ait olan anlamlarına gelmektedir.

"Mantık sanatı, felsefenin bölümlerinde kullanıldığı zaman hem bilgi amaçlı hem de uygulama amaçlı sanatların kapsamına giren bütün şeylere ilişkin kesin bilgi sağlayan bir âlettir."

-Farabi

Genç kızların çeyizi: Alaca Cami

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN