Sıkça karıştırılan kelimeler
Asırlar boyunca geniş bir coğrafyada hüküm süren Türkçe, bu vesile ile bir çok dilden beslenir. Aynı zamanda çokça dili besleyen Türkçe, zaman içerisinde geniş bir alanda konuşulmuştur. Bu vesile ile birbirine yakın kelimeler, kelime öbekleri ve yakın manaya delalet eden terkipler oluşmuştur.
Giriş Tarihi: 26.07.2022
18:14
Güncelleme Tarihi: 27.07.2022
10:04
Bekâr – Bekar
◾ Bekâr: Arapça kökenli olan kelime, evli olmayan, evlenmemiş anlamına gelmektedir.
"Aklımın içini örümcek ağları sardı; kafamın sandalyelerinde elbiseler, gömlekler, çoraplar birikmeye başladı; kurduğum hayaller, bir bekar odasının dağınıklığına boğuldu."
-Oğuz Atay
◾ Bekar: Fransızca kökenli olan kelime, diyez ve bemolle durumu değiştirilmiş bir notayı eski haline dönüştürmeye yarayan nota işareti anlamına gelir.
Ahşaba nakşedilen ruh: Kündekâri
Emîr- Emir
◾ Emîr: Arapça emretmek kökünden türeyen kelime, Müslüman devletlerin başındaki kişiye verilen isim anlamına gelmektedir.
Ey ünlü kumandan paşalar, tuğlu vezirler
Ey tuğlu erler, ağalar, beyler, emîrler
-Orhan Seyfi Orhon
◾ Emir: Arapça emr kökünden türeyen kelime, bir şeyin yapılması veya yapılmaması konusunda verilen komut, talimat, buyruk, ferman, istek anlamlarına gelmektedir.
"Evvel ve âhir, her şey, her emir ve takdir Allah Taala'nındır."
-İskender Pala
Mevlid'in bilinen en eski yazması Michigan'da bulundu
Etkin – Etken
◾ Etkin: Etmek fiilinden türeyen, Bir alanda faal, aktif ve hareketli olma gibi anlamlara gelen kelimedir.
Yaşamak, kendisi olabilmeyi ve yaşama etkin bir biçimde katılabilmeyi tanımlar.
-Engin Geçtan
◾ Etken: Bu kelime etki yapan, tesir eden, faktör ve etmen anlamlarına gelmektedir.
"Müslümanın en etken tebliğ aracı bizzat yaşayışıdır."
-Rasim Özdenören
Dünyanın en yüksek 10 yapısı
Âmâ - Ama
◾ Âma: Kökeni Arapça olan bu kelime, görme yetisini kaybetmiş, yitirmiş kişilere verilen bir ad ve sıfattır.
"Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler"
-Necip Fazıl Kısakürek
◾ Ama: Arapça âmma kelimesinden türemiş olan ama sözcüğü; Bir hüküm cümlesinden önce ve bir hükmü kuvvetlendirmek için kullanılan bir tür bağlaçtır. Aynı zamanda zıt ve aykırı hüküm cümlelerini de birbirine bağlamak için kullanılır.
"Kişilerin niyetine değil de sadece eylemlerine bakarsak yanılırız. Ama arkasındaki niyete baktığımızda, bunun ekseriyetle 'Ben de varım!' deme çabası olduğunu görürüz. İnsanız, fark edilmek istiyoruz."
-Doğan Cüceloğlu
Tunus'ta Osmanlı mührü: Bey Sarayları
Öğretim – Öğrenim
◾ Öğretim: Öğrenmek kelimesi, Mukkaddimetü'l Edep adlı eserde ilk kez zikredilir. Bu sözcükten türeyen öğretim kelimesi ise gerekli olan bir yere bilgiyi verme ve aktarma, kılavuzluk etmek anlamlarına gelir.
"Her öğretim iki şeyden meydana gelir: Öğretilen şeyi tasavvur ettirme ve onun kavramını ruhta meydana getirme ve tasavvur edilen ve ruhta kavramı meydana getirilen şeyi başkalarına tasdik ettirme."
-Farabi
◾ Öğrenim: Arapça kökenli olan kelime, bir meslek veya bir alanda gerekli olan bilgi, beceriyi ve alışkanlıkları kazanma anlamına gelir.
"Öğrenim bence yaşamaya yararlı şeyler arasındadır: Şeref, soyluluk, saygınlık gibi, ya da çok çok güzellik, zenginlik ve benzeri üstünlükler gibi."
-Montaigne
Çöldeki inci: Burku Sarayı