Sonbaharı karşılayan hüzünlü şiirler
Pek çok kişi sonbaharın hüzün mevsimi olduğunu düşünürken kimine göre de özlenen ve hatırlanan güzellikler bütünüdür. Edebiyatımızda da sonbahar, muntazam şekilde dizelere işlenmiştir. Mehmet Rauf'a göre Eylül hüzün ve yas ayıydı. Zarif şaire göre "bir ölüm vefalıydı bir de sonbahar..." Cahit Külebi sonbahar geliyor diye serçeyi düşünürdü: " Yuvanı ne yapacaksın?" Dedik ya, artık sonbahardı işte, dalından kopan yaprakların sararan taraflarına işlenirdi tüm duygular.
Giriş Tarihi: 16.09.2019
09:18
Güncelleme Tarihi: 16.09.2019
09:59
Turgut Uyar, Bitmemiş Şiirler VIII
Gözlerimde bir yağmurlu gün başlar; Vakit ikindidir Eyüp sırtlarında Bulutlar vardır, pembeden, beyazdan Mevsim sonbahardır sessiz ve taze. Nemli otlar, çekirgeler, solgun yüzün Bir gülüş, bir mahzun bukle saçlarında Bir eski çiçeği andırırsın yazdan. Ve bir şarkı başlar kahvelerin birinde Bizi ömrümüzden alır götürür, Bir şarkı, faslı hicazdan. Vapurlar gelir geçer Haliç'ten. Sonra yağmur hafifler, Elâgözlüm Sonra yağmur hafifler, Sonra hisarlar, yollar, ikimiz Sonra… Hasret bir şey değil, Elâgözlüm Ömrümüz böyle olmamalıydı Hep aşkta durmalıydı çağımız. Sevdayı mısra mısra değil Ömrümle yaşamalıydım. Sonra, sonra gene böyle olmalıydı Tadına varmadan çiçeklerin Şehirde bir sen, bir de ben, yalınız. Yeşil yaprak, alaca gölge, düşen yıldız Bir gün en büyüğü karşısında gerçeklerin Maceramız yarıda kalmalıydı
Cahit Külebi, Sonbahar Geliyor
Sonbahar geliyor serçe Yuvanı ne yapacaksın? Ayva çiçek açmadan önce. Meyvelerin içi geçecek Rüzgâr başka çeşit esecek Yağmurlarla ıslanacaksın.
Halbuki ne kadar sıcaksın
Oktay Rifat, Sonbaharda Buluşma
Bulut urbalar toprak galoşlar giydim; Sevdalıydım, deliydim; yapraklı yollar Geçerek geliyordum sana. İstanbul Mevsim sonu ihtiyarlıyor; o sarı Kuş ötüyordu bir yerde, hiçbir yerde Sofada minderde oturuyorduk; Eski güneşe doğru oturuyorduk; Bizdik pencerede, bizdik gelen geçen ; Bizdik akşamla çıtırdayan ve susan Susmak rüzgâr çığlığı gibiydi bende; Konuştukça bir yaprak dökümü sende.
Ahmet Muhip Dıranas, Yağmur
Ekseri sonbahar gecelerinde Sızarken camlardan ince bir yağmur, Düşünürüz, her şey yerli yerinde Ama gözlerimiz niçin doludur?
Bazen ellerinde gümüş bir tasla Ümitler yaklaşır bize, bin nazla, "Kapa gözlerini, deri uyu hazla!…" Sızarken camlardan ince bir yağmur.
çağın küçük bulanığı
…ah şu yalnızlık kemik gibi ne yana dönsen batar..
güzel günler çabuk geçer içimiz bir hoşça kal ülkesi
bir ölüm vefalı, bir de sonbahar…