Arama

Türk edebiyatının sürgün kalemleri

İnsanın iradesi dışında istemediği bir coğrafyada yaşamaya mecbur edilmesidir sürgün. Adem ile Havva'nın cennetten dünyaya sürgünü nasıl bütün insanlığın kaderini etkilemişse sürgün cezaları da muhatap şair ve yazarların hayatlarını, kaderlerini, eserlerini ve hatta ailelerinin istikballerini bile etkiledi. Niyazi Mısri'den Mehmet Âkif'e sürgüne gönderilen yazarlar ve şairleri sizler için derledik.

  • 16
  • 23
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU (1889-1974)
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU 1889-1974

Yakup Kadri, Kadro dergisinin kurucularındandı. Derginin, devrin yöneticileri ile fikir ayrılığına düşmesinden sonra diplomat olarak yurt dışında çeşitli görevlerde bulundu. Yazar, alenen sürgüne gönderilmedi fakat ona verilen elçilik görevleri bir bakıma sürgündü.

  • 17
  • 23
ZORAKİ DİPLOMAT
ZORAKİ DİPLOMAT

Yakup Kadri Karaosmanoğlu ilk olarak 1934 yılında Tiran'a elçi olarak atandı. Sonrasında sırayla 1935'de Prag, 1939'da Lahey, 1942'de Bern, 1949'da Tahran ve 1951'de tekrardan Bern'de elçilik görevlerinde bulundu. Bern elçisi iken Yakup Kadri emeklilik kararı aldı. Yazarın bu yıllarda kaleme aldığı "Zoraki Diplomat" adlı eseri; elçilik yıllarının bir ürünü olarak ortaya çıktı.

  • 18
  • 23
AHMET MİTHAT EFENDİ (1844-1912)
AHMET MİTHAT EFENDİ 1844-1912

1873 yılında sahnelenen "Vatan Yahut Silistre" adlı Namık Kemal'in yazdığı oyunun sahnelenmesinin ardından çıkan olaylarla birlikte suçlu bulunup sürgüne gönderilecek beş gazeteciden biri olan Ahmet Mithat, Rodos'a sürgün edildi. Otuz sekiz ay süren sürgün sırasında yazmaya devam eden Ahmet Mithat Efendi Rodos'ta çok sayıda eser yayınladı.

Rodoslu çocuklara dersler verdi; "Medreseyi Süleymaniye" adlı bir ilkokul açtı. En üretken dönemlerinden birini yaşayan Ahmet Mithat "Hasan Mellah", "Hüseyin Fellah" ve "Dünyaya Yeniden Geliş" gibi önemli eserlerini burada yazdı. İstanbul'da çıkan "Kırk Ambar" dergisine yazılar gönderdi. Abdülaziz'in vefat etmesi üzerine V. Murat'ın tahta geçmesiyle çıkan genel af sonucu İstanbul'a geri dönmesine izin verildi.

  • 19
  • 23
KEÇECİZADE İZZET MOLLA (1785-1829)
KEÇECİZADE İZZET MOLLA 1785-1829

Keçecizade, Osmanlı-Rus savaşı öncesinde arkadaşlarıyla birlikte bu savaşa girecek gücün ve moralin yeterli olmadığını, Osmanlı'nın savaşa hazır olamadığını içeren düşüncelerini padişaha bildirdi. Bununla rağmen savaşa girildiği takdirde, savaşın ağır kayıplar getireceğine yönelik bir "Layiha" hazırlayıp saraya sundu. Devrin sadrazamı Hamdullah Paşa aleyhinde söz söylemek ve devlete karşı olmak iddialarıyla 1832 yılında Keşan'a sürüldü. Keçecizade sürgün edilmesini ve devlet karşıtı olarak gösterilmesini hak etmediğini; sürgünde kaleme aldığı "Mihnet-Keşan" adlı eserinde söyle dile getirdi:

"Değildi sözümüz devlete itiraz

Edenlerde varsa bula inkıraz

Dedim onlara ömrünüz çok ola

Hıyanet eden devlete yok ola"

Şair ayrıca vatan özlemini ve gurbetlik acısını da "Mihnet-Keşan"da şöyle anlatır:

"Felek benden aldı diğer intikam

Kesildi vatandan selam-ı peyam

Çekip bam-ı gamdan nice hay u huy

Ederdim kabuterliği arzu"

  • 20
  • 23
EBUZZİYA TEVFİK (1849-1913)
EBUZZİYA TEVFİK 1849-1913

1873 yılında Vatan Yahut Silistre oyunun Gedik Paşa Tiyatrosu'nda sergilenmesinin ardından İbret ve Sirac gazeteleri kapandı ve beş gazeteci sürgün edildi. Ebuzziya da sürgüne gönderilecekler arasındaydı. Ebuzziya Tevfik Rodos'a sürüldü. Rodos sürgünü sırasında mahpusların eğitimi ile meşgul oldu. Buradaki kişilerin ürettikleri el işlerinin gelişmesine, gelirlerinin artmasına katkıda bulundu. 'Zindanda Muharrir' adlı dergiyi çıkardı. Victor Hugo'nun "Angelo" adlı eserinde Türkçeye uyarladığı "Habibe veya Semahat-ı Aşk" adlı kitabını yazdı ve yayınladı. Ebuzziya Rodos yıllarında "Numune-i Edebiyat-ı Osmaniye" adlı kitabını meydana getirdi. İstanbul'daki yardımcısı Şemsettin Sami'ye gönderdiği yazılarla 1875'te İstanbul'da "Muharrir" adlı bir dergi yayımlamaya başladı. Ebuzziya Tevfik 10 Haziran 1876'da İstanbul'a dönebildi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN