Türk kültürüyle harmanlanan Balkan edebiyatı
Türklerin bölgeye adımını atmasından itibaren Balkan edebiyatı şekillenmeye başladı. İki kültür arasındaki etki ve sentez Osmanlı'dan eski tarihlere uzansa da asıl etkileşim büyük oranda 14. yüzyıldan itibaren kendisini gösterdi. Osmanlı Devleti beş asır boyunca Balkanlarda hüküm sürdü, bu müddet boyunca Türk kültür ve sanatı, gelenek ve görenekleri, edebiyatı bölgenin ayrılmaz unsurları haline geldi. Üsküp, Selanik, Saraybosna, Prizren, Priştine, Sofya, Belgrad, Filibe, Manastır, Vardar Yenicesi gibi şehirler kültürümüzü besleyip büyüten bir merkez haline geldi. Peki, Birinci Dünya Savaşı sonrasında değişen neydi? Siyasi ve ideolojik sebepler, Balkan edebiyatını nasıl etkiledi?
Giriş Tarihi: 02.11.2020
17:08
Güncelleme Tarihi: 19.03.2022
14:03
YAHYA KEMAL'İN ÜSKÜP'E DUYDUĞU ÖZLEMİN TEZAHÜRÜ: KAYBOLAN ŞEHİR
Üsküplü olan Yahya Kemâl, olan Üsküp'ü "Fatih devrinin ruhani bir mezarlığına" benzetir. Burada asırlarca devam eden Türk-İslam senteziyle şekillenmiş şehre bir kimlik vermeye çalışır.
Kaybolan Şehir
Üsküp ki Yıldırım Bayazıd Han diyârıdır Evlâd-ı Fâtihân'a onun yâdigârıdır.
Firûze kubbelerle bizim şehrimizdi o; Yalnız bizimdi, çehre ve rûhiyle biz'di o.
Üsküp ki Şar-dağ'ında devâmıydı Bursa'nın Bir lâle bahçesiydi dökülmüş temiz kanın.
Üç şanlı harbin arş'a asılmış silâhları Parlardı yaşlı gözlere bayram sabahları.
Ben girmeden hayatı şafaklandıran çağa, Bir sonbaharda annemi gömdük o toprağa.
İsâ Bey'in fetihte açılmış mezarlığı Hulyâma âhiret gibi nakşetti varlığı.
Vaktiyle öz vatanda bizimken, bugün niçin Üsküp bizim değil? Bunu duydum için için.
Kalbimde bir hayâli kalıp kaybolan şehir! Ayrılmanın bıraktığı hicran derindedir!
OSMANLI DÖNEMİNDEN SONRA ŞEKİLLENEN ÇAĞDAŞ BALKAN EDEBİYATI
➡ Osmanlı'nın Balkan hakimiyetinin sona ermesinin ardından Anadolu Türk edebiyatıyla olan bağlantı da zayıfladı ve Balkan edebiyatçıları yönünü büyük oranda Batı'ya çevirdi.
➡ Osmanlı sonrasında bölgede yaşamaya devam eden Balkan Türkleri, bağlı bulundukları toprakların hakim ideolojik ve estetik havasından da etkilendi. Çağdaş Türk Edebiyatı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kendi sesini bularak şekillenmeye başladı.
➡ Türk kültürü ve edebiyatıyla araya her ne kadar mesafe girmiş olsa da Balkanlarda Türkçenin etkin bir dil şeklinde kullanılması engellenemedi. Yüzyıllar boyunca devam eden Türkçenin bu topraklardaki hakimiyeti, Balkanlarda zengin bir edebi birikimi de miras bırakmıştı.
➡ Balkanlardaki Türk edebiyatının, Türk edebiyatı ile Balkan edebiyatlarının aynı potada erimesinden meydana geldi. Balkan Türk edebiyatı, konu ve olaylara bakış açısından çoğu zaman, ekildiği ve boy verdiği toprakların özelliklerini yansıtan, kendine özgü bir yol takip ederek günümüze ulaştı.
Osmanlı dönemi sonrasında ortaya çıkan Balkanlardaki şiir örnekleri ise şöyledir:
"Kâinatta yalnız sen saadetle müjdelendin, Düşünmedin, nimeti külfet sandın kederlendin! Cihan kitabında hak okundu, sen şüphelendin. Şüpheyi reddedeceksin, gerçeğe ereceksin. "Tek Allah vardır", bunu adın gibi bileceksin.
Heybetli dağlar bile ölümsüzlüğe gidemez Ölümsüzlük Yaratan'ındır, başka şey eremez Hiçbir el fanilik damgasını senden silemez Dağlardan ulu değilsin, sen de eğileceksin Doğmakla ekildin ya, elbette biçileceksin."
Tevfik Hüseyinoğlu
Tevfik Hüseyinoğlu, Balkan edebiyatının önemli isimlerinden biridir. Şiirlerinin yanında Yunan İç Savaşı'nda Batı Trakya Türk azınlığı isimli eseri de mevcuttur.