Ünlü edebiyatçılarımızdan yüzleri gülümsetecek 10 nükte
Nükte yapabilmek zeka, kabiliyet ve yaratılış meselesi olmakla birlikte mizahın engin dünyasında dolaşabilmektir. Espri ve güldürü anlayışımızın bir hayli değiştiği günümüzden geçmişe doğru baktığımızda insana katkıda bulunan onu güzel iklimlere taşıyan nüktelerin medeniyetimizde ekseriyeti teşkil ettiğini gözlemliyoruz. Edebiyatçılarımız sanatsal başarılarının yanında keskin zekaları sayesinde hazır cevap ve nüktedan kişilikleriyle de dikkat çekerler. İşte ünlü edebiyatçılarımızdan yüzleri gülümsetecek 10 nükte…
Giriş Tarihi: 11.06.2020
09:36
Güncelleme Tarihi: 11.06.2020
10:26
SON 15 DAKİKA
Bazı röportajcıların, yazar ve edebiyatçılara keskin soruları olur. Ahmet Hamdi Tanpınar da Mustafa Baydar'ın böyle cins sorularından birine muhatap olur. "Son 15 dakikanızda insanlara neler söylemek isterdiniz acaba?" diye soran Baydar'ın merakını Tanpınar, şu cevapla giderir:
"Benden sonra yaşayacaklar için kendilerini kıskandığımı söylerdim, bittabi telaştan ve üzüntüden herhangi bir şey söylemeyi o anda akıl edersem. Çünkü hayat her şeklinde ve daima güzel…"
"Bir huzursuzluğun romanı: Huzur"
HUZURSUZLUK
Tanpınar, ünlü romanına niçin Huzur adını verdiğini soran bir gazeteciye şu aydınlatıcı cevabını verir:
"Çünkü huzursuz bir dünyada yaşıyoruz. Çünkü insan kendisi ile barışık değil. Değer karşısında ve insan karşısında yeniden düşünmeye mecburuz. Çünkü her şeyden şüphedeyiz. Hülasa huzursuzuz, onun için…"
Ahmet Hamdi Tanpınar romanlarının gizli kahramanı: Zaman
TAZE DAMAT
Amerika'dan yeni dönen Çözülme kitabının yazarı ünlü öykücü Rasim Özdenören, üstat Necip Fazıl'ın Ankara'ya ve Mehmet Akif İnan'ın evine geldiğini duyunca soluğu orada alır. Sohbete katılır. O gece herkes Rasim Özdenören'i tebrik eder. Meğer o gün evlenmiş ünlü hikayeci… Hanımını evde yalnız bırakıp üstadına gelmiş. Durum, gecenin ilerleyen saatlerinde Necip Fazıl'a iletilince toplantı paydos edilir. Taze damat evine gönderilmiştir.
Rasim Özdenören'in öykü anlayışı nasıldı?
TERCİH
Resim de yapan genç bir şair Yahya Kemal'e sorar: - Üstat, resim mi yapayım şiir mi yazayım? Beyatlı hemen cevap verir: - Resim yap, resim!.. - Fakat, siz benim tablolarımı görmediniz ki?.. - Ama şiirlerini gördüm.
Yahya Kemal'den yüzleri gülümsetecek 10 nükte
KAHRAMAN SEVMEK
Ali Canip Yöntem'in Ömer Seyfettin kitabında iki edebimiz arasında ilginç bir diyalog geçer. Şöyle ki Ziya Gökalp bir gün şakayla karışık olarak Ömer Seyfettin'e, "Ömer Bey, der. Sen kahramanlarını sevmiyorsun; bilakis onları teşhir edip cezalandırıyorsun." Bu ciddi ithama hikayecimizin verdiği cevap kısa fakat aynı zamanda bir sanatkarın kahramanlarıyla ilişkilerini göstermesi bakımından dikkat çekicidir:
"Cancağazım, niçin insafsızlık ediyorsunuz? Ben Mermer Tezgah'taki Ali Usta'yı sevmedim mi? Ben And'daki Mıstık'ı sevmedim mi? Fakat merhamet ediniz, Efruz Bey'i nasıl seveyim?
Ömer Seyfettin'in Türk hikayeciliğine yaptığı katkılar nelerdi?