Ünlü edebiyatçılarımızın hırsızlarla imtihanı
Edebiyat, satırlarda kendi arayışımıza düşmesek bile birçok nadide parçamızı bulabildiğimiz bir büyük umman… Onları meydana getirenler ise okuyucularından bir o kadar uzak, bir o kadar gizli saklı. Edebiyat tarihinin objektifliğinin yanında bu kahramanların insani yönlerini görmek, onların da başlarından geçen olaylara tanık olmak bizi daha da yakınlaştırmaz mıydı? İşte, sizleri edebiyat dünyasının arka sokaklarında, hırsızların mağduru olan isimlerle tanıştırıyoruz.
Giriş Tarihi: 19.06.2019
15:57
Güncelleme Tarihi: 19.06.2019
17:03
Balodaki şahsiyetlerin mâruf ve nüfuz sahibi kimseler olması her türlü ihtimalden münezzeh kılınması, malûm tahkikat usullerini sekteye uğratmış, Yalçın, belki de bunu düşünerek şahsi şikâyetini geri alıp davadan vazgeçmiştir.
Gazete yine de zabıtanın tahkikata devam ettiğini de belirtiyor. Aynı tarihli Akşam gazetesinde ise farklı bir ayrıntı dikkatlerden kaçmıyor. Akşam gazetesinin haberine göre Yalçın şikâyetini geri almamış, hatta Emniyet Müdürlüğü'ne dilekçe ile müracaat etmiştir.
Uyanık, yeni yetme bir şairin bir büyük edibin şiirini kendisine mal edip o şiiri besteleyen bir sanatçıdan yüklüce telif ücreti çalışının hikâyesi... Uyanık, yeni yetme şairin adı Ziya Emirhanoğlu, şiiri çalınansa daha çok sohbet yazıları ve radyo programları ile tanınan Şevket Rado...
Meselenin hülasası şöyle: Dönemin meşhur sanatçısı Hümeyra "Kördüğüm" adlı aşağıdaki şiiri bestelemiştir.
Öyle uzak ki yerim Uzakları aşıyor Bütün özlediklerim Benden ayrı yaşıyor
Ya her şeyim ya hiçim Sorma dünyam ne biçim Bir kördüğüm ki içim Çözdükçe dolaşıyor
Beste çok tutulmuş ve dillerden düşmeyen bir parça olmuştur. Tam da bu sıralarda Ziya Emirhanoğlu adında yeni yetme şair "Kördüğüm" adlı şiirin kendisine ait olduğu iddiası ile Hümeyra'nın bağlı bulunduğu Yonca plak şirketinden 1000 lira telif ücreti almıştır. Daha sonra plağın Avrupa'da satışa çıkacak olması dolayısıyla 10.000 lira daha istediğini de Hümeyra söylüyor. Popüler müzikle çok da ilgisi olmayan Şevket Rado plağın piyasaya çıkışının üzerinden beş ay kadar zaman geçtikten sonra şiirin kendisine ait olduğunu ispatlayınca işler karışıyor.
Rado,1933 yılında Varlık dergisinin üçüncü sayısında Hıfzı Şevket adı ile yayımlanan "Kördüğüm" şiiri için hiçbir telif ücreti istemediğini, Ziya Emirhanoğlu'nu da dava etmeyeceğini söylüyor. Milliyet'teki haberde (Milliyet, 9 Mayıs 1970, s. 5). Çünkü Rado'ya göre bu hadise onun kendi şiirlerinin bir değer taşıdığını anlamasını sağlamıştır. Bu yüzden şiirlerini bir kitapta toplamaya karar verdiğini belirten Rado, öteki şiirlerini de bestelemesi için Hümeyra'ya vereceğini sözlerine ekliyor.
Şevket Rado'nun şiirin kendisine ait olduğunu ispatlayışının üzerinden birkaç gün geçtikten sonra Ziya Emirhanoğlu Milliyet 'e bir mektup göndermiş. 16 Mayıs 1970 tarihli Milliyet 'in beşinci sayfasında yer alan bu mektupta Emirhanoğlu, 1933 yılında "Kördüğüm"ün yayımlandığı Varlık dergisinden haberi olmadığını belirtmekte ve şunları yazmaktadır:
"Sayın Şevket Rado'yu gerek yazılarından ve gerekse radyo konuşmalarından tanır ve çok hürmet ederim. İki insanın aynı duyuşları dile getirmesi ne derece mümkündür, bunu bilemiyorum. Ama samimiyetle ve açık olarak söylüyorum ki, bu şiiri hiçbir zaman bu bahsolunan dergiden almış değilim. Hayatımın en karamsar olduğu anda bu şiiri yazdım."