Ünlü edebiyatçılarımızın hırsızlarla imtihanı
Edebiyat, satırlarda kendi arayışımıza düşmesek bile birçok nadide parçamızı bulabildiğimiz bir büyük umman… Onları meydana getirenler ise okuyucularından bir o kadar uzak, bir o kadar gizli saklı. Edebiyat tarihinin objektifliğinin yanında bu kahramanların insani yönlerini görmek, onların da başlarından geçen olaylara tanık olmak bizi daha da yakınlaştırmaz mıydı? İşte, sizleri edebiyat dünyasının arka sokaklarında, hırsızların mağduru olan isimlerle tanıştırıyoruz.
Giriş Tarihi: 19.06.2019
15:57
Güncelleme Tarihi: 19.06.2019
17:03
Birkaç gün sonra Akşam 'da yer bulan haber yorumda bu mesele anlatıldıktan sonra şöyle denilir:
"Bize kalırsa hırsız daha centilmence hareket edebilir. Cüzdanın aşırıldığı zatın büyük bir şair olduğunu anlayınca üstada evrakı ile birlikte parasını gönderebilirdi. Avrupa'da bu kabil hırsızlıklara çok tesadüf edilir. Hatta geçenlerde meşhur artist Hüget Düflo tiyatroda iken evine hırsız girmiş. Lâkin davetsiz misafir girdiği evin büyük bir sanatkâra ait olduğunu anlayınca hemen bir kâğıt yazmış ve geldiği gibi hiçbir şey almadan kaçıp gitmiştir. Meçhul hırsız kâğıda şunları yazar: "Geldim fakat senin gibi büyük bir sanatkârın evine girdiğimi anlayınca hiçbir şey almadan gidiyorum!" İşte 'muhterem hırsız' böyle olur."
Meseleyi Cumhuriyet gazetesi de önemsemiş olacak ki 6 Teşrinisani 1929 tarihli Cumhuriyet gazetesinin 3. sayfasındaki "Hem Nalına Hem Mıhına" adlı köşede de bu mesele "Buna da Şükür" başlığı altında işleniyor.
"Şair Ahmet Hâşim Bey de Müderris Halil Halit Bey gibi bir yankesicinin gadrine uğramış, Galata'da cüzdanını çarptırmış. Yankesici, şairin paralarını almış evrakını iade etmiş! Ahmet Hâşim B. "Muhterem bir yankesici" başlığı altında bir yazı yazmış: "Bahtlı ve mes'ut Galata! Namuslu ve kibar yankesicilerinle iftihar et!" diyor. Akşam refikimiz de, bize kalırsa, yankesici Hâşim Bey'in parasını da iade etmeli idi. Avrupa'da muhterem hırsızlar böyle hareket ederler, diyor ve bir de misal veriyor. Bana kalırsa bizim yankesicilerin yalnız parayı alıp paradan daha kıymetli evrakı iade etmelerine ve yırtıp atmadıklarına şükretmeliyiz. Sanatkârlara, ediplere, şairlere, yankesici ve hırsız olmayanlar sanki kâfi derecede hürmet ediyorlar mı ki yankesicilerden ve hırsızlardan daha fazlasını istemeğe hakkımız olsun?"
Hırsızlara para kaptıranlardan birisi de büyük muharrir Hüseyin Cahit Yalçın... Ömrünün son yıllarında Demokrat Parti aleyhine Ulus 'ta yazdığı yazılar sebebiyle Paşakapısı Cezaevi'ne konulan Yalçın, yine Demokrat Parti'nin sağladığı afla salıverilir. Şerefine 19 Mart günü CHP tarafından bir balo düzenlenir.
Hüseyin Cahit sadece maruf ve nüfuz sahibi kimselerin çağırıldığı bu baloda soyulur. "CHP Balosunda Yalçın'ı Çarptılar" başlıklı haberi 27 Mart 1955 tarihli Milliyet 'in üçüncü sayfasında görebiliriz. "Hüseyin Cahit Yalçın ve İstanbul Emniyet İkinci Şube Müdürlüğü memurları Mart'ın on dokuzunda yani sekiz gün evvel Taksim Belediye Gazinosu salonlarında verilmiş olan CHP balosunu muhakkak ki uzun zaman unutamayacaklardır." diye başlayan haber şöyle devam eder: