Arama

Usta yazarlardan hasret hakkında alıntılar

Hasret, bir şeyi çok isteyip ona kavuşamamaktan ileri gelen üzüntüdür. Bir imtihan yurdu olan dünyada insanlar, sevinç ile bu kederin arasında yaşar. Zira yeryüzünde her türlü hasretin gölgesi üstümüzden geçer. Öyle ki, Necip Fazıl "Söylenmedik cümlenin hasreti dudağımda" der. Her şeyin zıddı ile kaim olduğu dünyada bu üzüntü, aynı zamanda kavuşmanın habercisidir. Sizler için edebiyatımızın usta yazarlarından hasret hakkında alıntıları derledik.

"Aşk u alaka bahsinde aşkın başlangıcı "görme" sonucu da "bakma"dır. İlk görüş anında başlayan ilginin sırasıyla sevgiye, bağlılığa, kalbin erimesine, tutkuya, özleme ve nihayet aşka dönüşmesinin bir tek gayesi vardır; sevilenin yüzüne bakabilmek, o ilk görüş anının lezzetini derece derece artırarak kemale erdirebilmek."

Aşka Dair, İskender Pala

''Hasret nedir? Yarına sor, düne sor
İnanmazsan dönder, aktar gene sor
Sensiz geçen geceleri bana sor
Saatleri yıl olmadan tükenmez.''

Abdürrahim Karakoç, Bereket

"Ey Âdemoğlu! Ömründen geriye ne kaldığını bilseydin dünyadan yüz çevirir ve biraz daha fazla iyi işler yapmaya gayret ederdin. Hırsını azaltırdın. Hâlbuki ölüm yarın sana gelecek, hatalarından dolayı pişman olacaksın. Malından mülkünden seni ayıracak, artık ne dünya adamı olacak ne de ahiretin için bir şey yapabileceksin. O halde hasret ve pişmanlık gelmeden ahiretin için çalış."

İmam Gazali, Ölüm ve Sonrası

"kapama gözlerini; karanlıktan korkarım
atlılar kaybeder yolunu, hasretimin
posta güvercinleri geri dönmez ülkeme
yaslı dereler gibi mutsuzluğa akarım
kapama gözlerini; karanlıktan korkarım"

Nurullah Genç, Gözlerine Yazılmamış Bir Destan

  • 10
  • 16

"İnce yelkenleri alıyor yeller;
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı.
Beyaz pelerinli hür tayfaları
Kendine bağlıyor siyah kediler;
Titriyor gönüller ve kara bayrak,
Bir yosun köküne hasret kalacak
Gemiden toprağa uzanan eller.
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı."

Sezai Karakoç, Monna Rosa

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN