Arama
Usta yazarlardan hasret hakkında alıntılar
Hasret, bir şeyi çok isteyip ona kavuşamamaktan ileri gelen üzüntüdür. Bir imtihan yurdu olan dünyada insanlar, sevinç ile bu kederin arasında yaşar. Zira yeryüzünde her türlü hasretin gölgesi üstümüzden geçer. Öyle ki, Necip Fazıl "Söylenmedik cümlenin hasreti dudağımda" der. Her şeyin zıddı ile kaim olduğu dünyada bu üzüntü, aynı zamanda kavuşmanın habercisidir. Sizler için edebiyatımızın usta yazarlarından hasret hakkında alıntıları derledik.
"kapama gözlerini; karanlıktan korkarım
atlılar kaybeder yolunu, hasretimin
posta güvercinleri geri dönmez ülkeme
yaslı dereler gibi mutsuzluğa akarım
kapama gözlerini; karanlıktan korkarım"
Nurullah Genç, Gözlerine Yazılmamış Bir Destan
"İnce yelkenleri alıyor yeller;
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı.
Beyaz pelerinli hür tayfaları
Kendine bağlıyor siyah kediler;
Titriyor gönüller ve kara bayrak,
Bir yosun köküne hasret kalacak
Gemiden toprağa uzanan eller.
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı."
Sezai Karakoç, Monna Rosa
''Ya Rab bu hasrete can dayanmıyor;
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun.''
Abdürrahim Karakoç, Yalvarış
"Kalp şeffaf bir ayna yapısında iken onun üstüne yüzlerce perde örtülmüş, insanların çoğu bütün ömürlerince kalplerinde gizlenen samimiyete hasret yaşamışlardır. Kendi varlığını yine kendi kalbine mezar yapan yaratığın bu hali, insan sefaletlerinin hem de en müthişidir."
Nurettin Topçu, İslam ve İnsan: Mevlana ve Tasavvuf
"Senden uzak kalan, tesellisini hasret yaşlarında bulur; düşünelim, ya seni bulan ne olur?"
Rasim Özdenören, İmkansız Öyküler