Tarihin ışığında yaşayan insan hazineleri
Yaşayan insan hazineleri, bir ülkenin somut olmayan kültürel mirasıdır. Usta-çırak ilişkisiyle öğrenilen sanat, yıllar boyu bin bir emekle inşa edilir. Ömrünü sanata adayan ve sayısız çırak yetiştiren Türkiye'nin yaşayan insan hazinelerini sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 20.08.2018
10:35
Güncelleme Tarihi: 20.08.2018
12:44
Mahmut SÜR (Nazar Boncuğu Ustası)
Boncuk yapımcısı Mahmut Sür 1962 yılında İzmir Kemalpaşa'ya bağlı Nazarköy'de dünyaya geldi. İlkokulu bitirmesinin ardından 14 yaşında dayıları ile birlikte çalışmaya başlayarak boncuk sanatına ilk adımını attı. Mahmut Sür kendisini tam anlamıyla boncuk sanatına adamış bir insandır. Bu sanatla ilgili yeni arayışlar ve tasarımlar onun meslek hayatındaki en önemli özelliği. Mahmut Sür tarafından imal edilmiş olan boncuklar özeni, kalitesi ve canlılığıyla diğerlerinden kesin olarak ayrılıyor.
Mahmut SÜR'ün mesleğini geliştirme yönüyle olduğu kadar yeni boncuk ustaları yetiştirme konusunda da somut çabaları var. Sanatkârın bir diğer özelliği mükemmel olarak nitelendirilebilecek nitelikte boncuk ocaklarını inşa etmeyi bilmesi. Boncuk ocakları, imal edilecek boncuğun kalitesini belirleyen en önemli unsur.
Mehmet ACET (Âşık Sefai) / (Âşık-Zakir)
1954 yılında Şanlıurfa ili Haliliye ilçesi Kısas köyünde dünyaya gelen Mehmet Acet, âşıklık geleneğini ustası Halit Aşan'dan öğrendi. 40 yılı aşkın süredir bu geleneği sürdüren ve Âşık Sefai" mahlasını kullanan Mehmet Acet, aynı zamanda Türkmen Alevi-Bektaşi Tasavvuf Geleneği içerisinde icra edilen cem törenlerinde zakir sıfatıyla semah, nefes ve deyişler okuyor.
Sanatçının hayatı ve âşıklık-zakirlik alanındaki çalışmaları çeşitli araştırmacılar ve derleyiciler tarafından kitap ve makalelere konu olmuş, radyo ve televizyon programlarında yer almıştır. Derlediği yaklaşık 30 civarında semah, deyiş ve nefes ezgisi halk müziği repertuarına aktarıldı. Bu yönüyle Mehmet Acet, temsilcisi olduğu kültürel mirasın gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli bir rol üstleniyor.
Mehmet GİRGİÇ (Keçe Ustası)
1953 Konya doğumlu olan Mehmet Girgiç, keçe sanatının en yetkin isimlerinden birisi. 44 yıldır keçecilikle uğraşan sanatkâr, bu sanatı dedesi Ahmet Girgiç'ten öğrenmiş. Yurt içi ve yurt dışında pek çok sergi gerçekleştiren Mehmet Girgiç öğrenci ve çırak olarak onlarca insanı eğiterek keçe sanatına kazandırmıştır.
Mehmet GÜRSOY (Çini Sanatçısı)
1950 yılında Bekirli'de dünyaya gelen Mehmet Gürsoy, 10 yaşında iken ailesi ile birlikte Kütahya'ya taşındı. Çini sanatı ile profesyonel olarak ilgilenmeye başlaması Kütahya yakınlarında küçük bir köyde ilkokul öğretmeni olarak çalıştığı 1975 yılında gerçekleşti. Yurt içi ve yurt dışında elliden fazla sergi açan, eserleri pek çok müze ve koleksiyonda sergilenen sanatkâr, bugüne kadar yüzden fazla çırak ve öğrenci yetiştirdi. Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli çini sanatkârlarından birisi olan Mehmet Gürsoy çalışmalarına Kütahya'daki atölyesinde devam ediyor.
Metin ÖZLEN (Karagöz Sanatçısı)
1940 İstanbul doğumlu olan Metin Özlen (Hayali Safderi), yaklaşık 60 yıldır uğraştığı Karagöz sanatını dedesi Hayali Hayri Bey'den öğrenmiş. Tasvir yapım tekniği ile beğeni kazanan sanatçı, klasik oyunları oynatmadaki başarısı ile de tanınıyor. Klasik oyunlardan, kaybolmaya yüz tutmuş olan "Ferhat ile Şirin" ve'Leyla ile Mecnun' isimli oyunları yeniden hayal perdesine taşımış. Bu sanat dalına yaptığı katkılardan dolayı, birçok ödül almış, sanatını yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda gösteri ile sergilendi.