Tarihin ışığında yaşayan insan hazineleri
Yaşayan insan hazineleri, bir ülkenin somut olmayan kültürel mirasıdır. Usta-çırak ilişkisiyle öğrenilen sanat, yıllar boyu bin bir emekle inşa edilir. Ömrünü sanata adayan ve sayısız çırak yetiştiren Türkiye'nin yaşayan insan hazinelerini sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 20.08.2018
10:35
Güncelleme Tarihi: 20.08.2018
12:44
Mehmet GİRGİÇ (Keçe Ustası)
1953 Konya doğumlu olan Mehmet Girgiç, keçe sanatının en yetkin isimlerinden birisi. 44 yıldır keçecilikle uğraşan sanatkâr, bu sanatı dedesi Ahmet Girgiç'ten öğrenmiş. Yurt içi ve yurt dışında pek çok sergi gerçekleştiren Mehmet Girgiç öğrenci ve çırak olarak onlarca insanı eğiterek keçe sanatına kazandırmıştır.
Mehmet GÜRSOY (Çini Sanatçısı)
1950 yılında Bekirli'de dünyaya gelen Mehmet Gürsoy, 10 yaşında iken ailesi ile birlikte Kütahya'ya taşındı. Çini sanatı ile profesyonel olarak ilgilenmeye başlaması Kütahya yakınlarında küçük bir köyde ilkokul öğretmeni olarak çalıştığı 1975 yılında gerçekleşti. Yurt içi ve yurt dışında elliden fazla sergi açan, eserleri pek çok müze ve koleksiyonda sergilenen sanatkâr, bugüne kadar yüzden fazla çırak ve öğrenci yetiştirdi. Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli çini sanatkârlarından birisi olan Mehmet Gürsoy çalışmalarına Kütahya'daki atölyesinde devam ediyor.
Metin ÖZLEN (Karagöz Sanatçısı)
1940 İstanbul doğumlu olan Metin Özlen (Hayali Safderi), yaklaşık 60 yıldır uğraştığı Karagöz sanatını dedesi Hayali Hayri Bey'den öğrenmiş. Tasvir yapım tekniği ile beğeni kazanan sanatçı, klasik oyunları oynatmadaki başarısı ile de tanınıyor. Klasik oyunlardan, kaybolmaya yüz tutmuş olan "Ferhat ile Şirin" ve'Leyla ile Mecnun' isimli oyunları yeniden hayal perdesine taşımış. Bu sanat dalına yaptığı katkılardan dolayı, birçok ödül almış, sanatını yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda gösteri ile sergilendi.
Muammer Semih İRTEŞ (Kalemişi)
1952 yılında İstanbul'da doğan Muammer Semih İrteş, kalemişi sanatını babası ve ustası Sabri İrteş'ten öğrendi. 1973-1980 yılları arasında Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver'in tezhip çalışmalarına katıldı ve ustasından icazet aldı.
970 yılından bu yana Topkapı Sarayı'ndaki kalemişi restorasyon çalışmalarına devam eden İrteş aynı zamanda 2008 yılında Üsküdar Valide-i Atik Külliyesi Tekke Binası'nda Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi'ni kurdu.
Neşet ERTAŞ (Abdallık Geleneği-Halk Ozanlığı)
1938 yılında Kırşehir'de doğdu; babası Avşar ve Türkmen Bozlaklarının "Abdal Ağzı "yorumunda en iyi ustalardan olan Muharrem Ertaş'dır. Yirmiye yakın kaset doldurmuş olup 2006 yılında TBMM üstün hizmet ödülü aldı. Bağlama çalma tekniği, türkü ve bozlak söyleme tavır ve üslubu üniversitelerde ve konservatuvarlarda tez ve inceleme konusu oldu.
25.09.2012 tarihinde ebediyete intikal etmiş olan Neşet Ertaş, Abdal tarzı çalma ve söyleme geleneğini farklı bir boyuta taşıyarak söz ve müziği kedine ait sayısız eser üreten ve bu yönüyle " Halk Ozanlığı" sıfatını tarihi ağırlığı taşıyan önemli bir şahsiyetti.