Tarihin ışığında yaşayan insan hazineleri
Yaşayan insan hazineleri, bir ülkenin somut olmayan kültürel mirasıdır. Usta-çırak ilişkisiyle öğrenilen sanat, yıllar boyu bin bir emekle inşa edilir. Ömrünü sanata adayan ve sayısız çırak yetiştiren Türkiye'nin yaşayan insan hazinelerini sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 20.08.2018
10:35
Güncelleme Tarihi: 20.08.2018
12:44
Celal YILMAZ (Mersiyehan)
1941 yılında Bolu ili Seben ilçesi Bıyıklar köyünde dünyaya gelen Mersiyehan Celal Yılmaz, Mudurnu ilçesinde Hafız Hakkı Efendi'den bir sene eğitim aldıktan sonra, 1952 yılında İstanbul'a gönderilmiş, burada da Gönenli Mehmet Efendi'den hafızlık dersi almıştı. Daha sonra mersiye geleneğinin duayeni Sebilci Hüseyin ile tanışmış ve 1975 yılına kadar yanında bulunarak geleneğe ilişkin eğitimine devam etmişti.
Türkiye'de bu sanatı icra ederek kuşaklar arası aktarımı daha da pekiştiren Celal Yılmaz, ayrıca Irak, İran gibi pek çok ülkeden gelen mersiyehanlarla yarışmalara katılmış ve mersiye okuma konusunda ulaştığı yüksek mertebe uluslararası alanda da kabul görmüştür.
Cemil KIZILKAYA (Ahşap Baskı- Yazma Ustası)
Yazmacılık, daha çok pamuklu kumaşlar üzerine boya, fırça ve oyulmuş ahşap kalıplarla çizmek veya basmak suretiyle meydana getirilen eski bir el sanatı koludur. Bu işi yapanlara da "yazmacı" ya da "basmacı" denilir.
Yazma sanatçısı Cemil Kızılkaya, 1949 yılında Kastamonu ili Taşköprü ilçesine bağlı Çoroğlu köyünde doğdu. Yazma sanatı ile 1971 yılında ilgilenmeye başlayan sanatçı, kısa sürede bu sanatın tüm inceliklerini, öğrendi. Cemil Kızlkaya ceviz kabuğu, ıhlamur ve şeftali yaprağından ürettiği doğal yazma boyasını kullanmaya devam eden son ustalardan birisidir. Baskı işlemi sırasında kullandığı kalıpların oyma işlemi de kendisi tarafından yapılıyor. Kızılkaya'nın koleksiyonunda dört yüzü aşkın kalıp bulunuyor.
Emine KARADAYI (Dokumacılık ve Doğal Boyamacılık Ustası)
1965 yılında Gülnar ilçesinde bir Yörük obasında dünyaya gelen Emine Karadayı, kaybolmakta olan Sarıkeçili Yörük kültürünün örnek bir temsilcisi... Okuma yazması olmayan ancak çok yetkin bir dokumacı olan Emine Karadayı bu konuda bildiği her şeyi annesinden öğrenmiş. Sarıkeçili Yörük kültürü açısından önemli bir gelenek aktarıcısı olan Karadayı ailesi ile birlikte Mersin sahilleri ve Konya yaylaları arasında konar-göçer hayvancılığa devam ediyor.
Fuat BAŞAR (Ebru Sanatçısı)
1953 Erzurum'da doğan Fuat Başar, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi eğitimine devam ederken Hamit Aytaç ile de mektuplaşarak hocadan hat dersi almaya başladı. 1980 senesinde sanat aşkını tıp öğrenimine tercih etti ve hocalarından feyiz alabilmek için İstanbul'a geldi.1989 yılında ebru ustası Mustafa Düzünman'dan, biri Osmanlı Türkçesi olmak üzere üç ebru icazeti aldı. Hocalarının vefatı ile kendi atölyesini kuran Fuat Başar bu tarihten itibaren profesyonel ebrucu ve hattat olarak hayatını sürdürüyor. Dünya çapında birçok hattat ve ebru ustası yetiştiren sanatçı, birçok kişisel ve karma sergiye iştirak etti.
Hasan ÇELEBİ (Hüsn-ü Hat Sanatkârı)
1937 yılında Erzurum'da doğdu. 1964 yılından itibaren hat sanatıyla ilgilenmeye başladı. Sultanahmet Camii'nin restore edilen kubbe yazıları, Hırka-i Şerif Camii kubbe yazısı, yurt dışında birçok camide yazılan birçok yerli ve yabancı koleksiyonda eserleri bulunan Çelebi, sanatını çırak yetiştirerek kuşaktan kuşağa aktarmayı sürdürüyor.