Arama

Şehitler Tepesi ne demek, hikayesi nedir?

Şehitler tepesi toprağını kahramanlar beklerken, bir bayrak da dalgalanmak için rüzgarını bekliyor. Eğer biz bugün ay yıldızlı bayrağımızın altında özgürce nefes alıyorsak, minarelerimizden ezanlar beş vakit okunmaya devam ediyorsa, bunu şehitlerimize, gazilerimize ve onların yolundan giden kahramanlarımıza borçluyuz. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın da konuşmalarında sık sık dile getirdiği "Şehitler tepesi" ifadesi, işte bu nedenle önemli. Usta şair Arif Nihat Asya'nın "Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor" şiirine gönderme anlamı da taşıyan "şehitler tepesi"nin İslam kültüründeki yerini derledik.

  • 5
  • 10
Şehitlik makamının önemi
Şehitlik makamının önemi

Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi bugün de vicdanı körelmiş, insafını ve insanlığını kaybetmiş güçlere, bizi tarih sahnesinden silmek isteyenlere karşı amansız bir mücadele veriyoruz. Bizleri başarılı kılacak olan; Allah'a karşı sarsılmaz imanımız; vatana, ezana, bayrağa ve bağımsızlığa olan sevdamızdır. Yüreğimizdeki şehitlik ve gazilik arzusudur.

15 Temmuz'un unutulmayan kahramanları

Kur'ân-ı Kerîm'de Allah öldürülenlerin ölü değil diri olduklarını anlatır. Hz. Peygamber Allah yanında öldürülenler yanında şehitlik kabul edilen birtakım ölümlere daha yer verir. Şehitlik Allah katında çok yüksek bir mertebedir. Bu mertebeye nail olanlar, gıpta edilecek birçok nimete erecektir.

Birçok ayette şehitliğin önemine ve Allah katındaki değerine dikkat çekilmiştir. Mesela, "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Zira onlar diridir, fakat siz farkında değilsiniz" (el-Bakara 2/154); "Sakın Allah yolunda öldürülenlerin ölü olduklarını sanma! Onlar diridir ve rableri katında rızıklara mazhar olmaktadır" (Âl-i İmrân 3/169); "Allah yolunda öldürülenlere gelince Allah onların amellerini zayi etmez (…) Allah onları kendilerine tanıtmış olduğu cennete koyacaktır" (Muhammed 47/4-6) mealindeki ayetlerde bu husus vurgulanır.

Şehâdet kavramı yedi âyette fiil kalıplarıyla, iki âyette şâhid ve on dokuz âyette şehîd biçiminde Allah'a nisbet edilmiş, bir âyette zât-ı ilâhiyye ism-i tafdîl ile "en büyük şâhid" (ekberu şehâde) diye nitelendirilmiştir.

Ayrıca "âlimü'l-gaybi ve'ş-şehâde" ibaresi on ayette geçmekte ve dolaylı şekilde şehîd isminin manasını pekiştirmektedir. Hz. Peygamber'in Vedâ haccında irat ettiği hutbenin sonlarında, "Allah'ım, emirlerini tebliğ ettim, şahit ol, sen şahit ol!" anlamındaki sözleriyle Allah'a nisbet edilmiştir.

  • 9
  • 10
Alimler şehitlik mertebesi hakkın ne söyler?
Alimler şehitlik mertebesi hakkın ne söyler?

Alimler, şehid isminin temel manasının "bilen" olduğunu ve şahitden daha zengin bir muhtevaya sahip bulunduğunu ifade eder. Şehîd "müşahede yoluyla meydana gelmiş ilme sahip olan varlık" demektir. Buradaki müşahede İbnü'l-Arabî'ye göre işitme dışındaki duyu vasıtalarıyla elde edilen bilgidir. Allah'ın hem gizli hem de aşikar olanı bildiğini ifade eden ayetler şehid isminin muhtevasına duyular ötesini de katmakta ve ona "her şeyi asli hüviyetiyle tam olarak bilen" manasını kazandırmaktadır.

Bazı alimler şehid isminin "şahit olmak, tanıklık etmek" anlamına da gelebileceğini belirtmiş ve bu tanıklığın ahiret hayatında sorguya çekilecek insanların dünyadaki davranışlarıyla ilgili olacağını söylemiştir. Bunun yanında şehîdin "kendisine şahitlik edilen" (meşhûd) manasında kullanılması da muhtemeldir, çünkü müminler Allah'ın birliğine tanıklık etmektedir. Bu görüş zât-ı ilâhiyyeye doğrudan bir nitelik atfetmemekte, "tapınılan" anlamındaki mâbud kelimesinde olduğu gibi yaratılmışlara özgü bir sıfata zât-ı ilâhiyyenin konu teşkil ettiğini belirtmektedir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN