Arama

Yahudilik tarihinin geçmişi ve bugünü

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden dinler tarihi uzmanı Prof. Dr. Şinasi Gündüz ile geçmişten günümüze kadar gelen Yahudilik ve Hristiyanlığı, Gazze'de yaşanan katliamlara dair sessizliği, antisiyonizm, anti-semitizm ve özellikle Hristiyan siyonizminin geçmişteki ve günümüzdeki durumunu konuştuk. Müslüman olsun olmasın, her insanın zulme karşı sessiz kalmaması gerektiğini vurgulayan Gündüz, Yahudi geleneğinde Yahudi zihin yapısının teşekkülü ile birlikte İsrailoğulları merkezli bir etnik seçilmişlik anlayışı ön plana çıkıyor, dedi.

  • 15
  • 17

Betül Sav: Kimse İsrail adına Avrupa'da konuşamıyor. Bir cezası var artık. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Prof. Dr. Şinasi Gündüz:

II. Dünya Savaşı sonrası dönemde, birçok Avrupa ülkesinde antisemit yasalar çıktı. Fransa başta olmak üzere malum. Şu anda bu birçok Avrupa ülkesinde var. Yani antisemitizm Yahudi karşıtlığı anlamında. Yahudileri eleştiremezsiniz. Yahudiliğe karşı bir şeyler söyleyemezsiniz. Bu suçtur. Ciddi anlamda suçtur. Tutuklanma nedenidir. Bir eser yazarsanız, mesela Garaudyı'nin kitabının yasaklanması gibi. Hemen onu yasaklarlar. Sizi derdest ederler. Ciddi para ve hapis cezaları verirler. Bu son geldiğimiz dönemlerde artık anti semitizm değil, antisiyonizm yasalarının oluşmaya başladığını gördük. Neden böyle? Çünkü Siyonizm eşittir Yahudilik. Dolayısıyla siyonizme sen "karşıyım" dediğin zaman, "Yahudiliğe karşıyım" anlamına geliyor ve bu suçtur. Bu noktaya geldi. Dahası artık anti İsrail yasalara çıktı. Siyonizm de eşittir İsrail. Yani bu şu anlama geliyor: Yahudi eşittir Siyonizm, o da eşittir İsrail. Sen bunlardan herhangi birini eleştirirsen suç işlemiş olursun. Bu da aslında siyonizmin Batı ülkelerinde ne kadar etkin olduğunu gösteriyor bizlere.

Çünkü şu var: Siyonizm dediğimiz şey aslında tarihsel süreç içerisinde bir ideolojik hareket, seküler bir akım olarak ortaya çıkıyor. Yahudilerin önemli bir kesimi İkinci Dünya Savaşı şartlarına öncesi 1930'lara, 35'ler 38'lere kadar siyonist değil. Hatta bunlar siyonizme karşı çıkıyorlar. Daha sonradan Yahudilerin de önemli bir kısmı siyonistleşiyor. Bugün siyonist olmayan kendisini siyonist olarak görmeyen "kahrolsun Siyonizm" diyen Yahudiler de var. Çeşitli bazı marjinal gruplar var ama buna rağmen siyonizm o kadar etkili ki Batı ülkelerinde. O kadar etkili ki. Çünkü siyonizm sadece Yahudiliğin ifadesi değil, Hristiyanlığın da benimsediği bir kavram. Dolayısıyla Siyonizm ve karşı çıkmak; eşittir Yahudiliğe karşı çıkmak, eşittir İsrail'e karşı çıkmak olarak görülüyor ve bunun karşıtı birtakım böyle önlemler, yargı düzeyinde alınmaya çalışılıyor.

  • 16
  • 17

Betül Sav: Fransa ve tüm Avrupa ülkelerinde insanların İsrail hakkında konuşma özgürlüğü yok. Peki, bu yaptırımlar Türkiye'ye de gelir mi yahut ülkemizde de bu kanun düzeyinde kabul edilebilme ihtimali var mı?

Prof. Dr. Şinasi Gündüz:

Fransa, İngiltere diğer Batı ülkeleri, bunların her birinin ayrı ayrı durumları var. Fransa kendisini laik olarak, tırnak içerisinde anayasal düzende tanımlayan bir ülke. Nasıl bu kadar bu işe teşne olur diye düşünüyoruz ama şunu unutmayalım: Bugünkü Batı ülkelerinin Fransa da dahil arka planını Yahudi-Hristiyan zihin yapısı oluşturuyor. Fransa'da sen bir Müslümana küfür edebilirsin ama bir Yahudiye küfür edemezsin. Tabii ki ben insanlar küfür etsin diye söylemiyorum. Fransa'da diyelim ki: Bir Müslümanın kutsal metnine hakaret edebilirsin. Nitekim Charlie Hebdo hadisesinde olduğu gibi. Bunun örneklerini gördük. Ama İslam'ın kutsal değerlerine küfür eden, bunu kendisine bir özgürlük olarak gören bir insan Yahudiler ile siyonistlere bunu yapamaz. Suç kabul ediliyor. Yani bu bize ikircikli bir şey gibi geliyor ama onların kendi yapılanmaları açısından baktığımızda tutarlı bir şey. Çünkü siyonizm oraya da egemen. Bunu gösteriyor. Bu bizim coğrafyamıza gelir mi, bizim ülkemize gelir mi? Şunun altını çizmek lazım: Maalesef bizim içinde yaşadığımız şu topraklarda dahil, zihin yapısı itibariyle siyonistleşmiş bir sürü insan var. Şu anda neredeyse tüm dünyada üniversitelerde öğrenciler ayakta, vicdan sahibi her insan ayakta. Danimarka'sından Avustralyası'na, ABD'sine kadar ama Türkiye'de hala birçok kesim üç maymunları oynuyor. Bu zihnen ne kadar küresel siyonizmin etkisinde olduğumuzu gösteriyor. Bu çok önemli. Ülkede bu tarz yasalar çıkar mı çıkmaz mı bilemem ama Müslüman dünya dediğimiz dünyanın geneline baktığımız zaman adı konulmamış bir sürü siyonist var. Bir bakıyorsunuz Suudi Arabistan'da, Birleşik Arap Emirlikleri'nde, Mısır'da başka bir yerde ortaya çıkıyor. Müslüman dünyanın başka bazı bölgelerinde de ya gruplar olarak ya bireysel kişiler olarak karşımıza çıkıyor bu şahsiyetler.

  • 17
  • 17

Betül Sav: Çok teşekkür ederiz hocam. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Prof. Dr. Şinasi Gündüz:

Şu anda Gazze'de yaşanan hadiseler aslında bize "Kral Çıplak" dedirtti. Vicdan sahibi insanların gözünü açtı. Burada Müslüman olsun olmasın her vicdan sahibi insanın bu zulme "Hayır" demesi gerekiyor, bu zulme karşı çıkması gerekiyor, birincisi bu. İkincisi, bu zulme karşıyım demek, bu zulme karşı çıkmak, Yahudi karşıtlığı değil bunun da altını çizmek lazım. Dünyadaki tüm Yahudiler siyonist değil, tüm siyonistler de Yahudi değil. Yahudilik bir Müslüman olarak ben baktığımda İslami açıdan tabii ki eleştirilir bir dindir. Ben Yahudilerin inancını eleştiririm. Sapkın düşüncelerini reddederim. Onlara hakkı, hakikati anlatmayı kendime bir görev olarak görürüm, bu böyledir ama ben hiçbir zaman Yahudi düşmanı değilim.

Bakın Allah Resulü (SAV) Medine'de Yahudi kabilelere savaş açtığında Yahudi oldukları için savaş açmadı. İhanet ettikleri için savaş açtı. Müslümanlarla yaptıkları anlaşmaya ihanet ettikleri, düşmanla iş birliği yaptıkları için onlara savaş açtı. Bu çok önemli. Tarih boyunca Müslümanlar, İslam dışı tüm inanç grupları ile zihnen mücadele etmiştir. Zihnen, inanç ve teolojik boyutuyla Mecusilikle, Hristiyanlıkla, Yahudilikle mücadele etmiştir. Ama insanlar gayrimüslim oldukları için onlara düşman olmamıştır. Nitekim bu konuda Kur'an-ı Kerim bize "dileyen inansın, dileyen inkâr etsin" diyor. "İnanan kendi lehine inanmış olur, inkâr eden kendi aleyhine inkâr etmiş olur", "Dinde zorlama yoktur" diyor. Bundan dolayı bizim kendi kültürümüzde antisemitizm, Yahudi düşmanlığı, karşıtlığı yoktur ama bizim kültürümüzde ne vardır? Zulme karşı çıkmak vardır. Zulmü kim yapıyorsa Müslüman onun karşısında durmak zorundadır, bu dini bir görevdir. Kaldı ki dünya geneline baktığımızda ya bir insanın Müslüman olması da gerekmiyor. Vicdan sahibi olması yeter. Şu anda Gazze'de binlerce insan katledilmiş. 15000'in üzerinde çocuk ve bebek katledilmiş, insanlar açlığa mahkûm edilmiş. Yani vicdan sahibi bir insanın buna kör kalması, sağır kalması düşünülebilir mi? Bu açıdan insan olmak yeterli. Bunun üzerinde durmamız lazım çünkü kendi ülkemizde maalesef şöyle bir zihin yapısını savunan insanlar çıktı ortaya: "Bana ne bu Araplardan, bana ne bu şunlardan bana ne bunlardan? Bugün bazı çevrelerin birtakım tarihsel gerçekleri çarpıtarak "İşte bunların zaten ataları topraklarını sattı, bize ihanet etti, Birinci Dünya Savaşı'nda şunu şunu yaptı" gibi birtakım böyle manipülatif algı operasyonlarından hareketle şu andaki zulmü meşrulaştırmaları, buna karşı kör ve sağır kalmaları kesinlikle kabul edilemez bir durumdur. Aklı başında her insanın, vicdan sahibi her insanın eğer insansa zalime zalim, mazluma mazlum demesi gerekir. Zulme karşı çıkması gerekir. Bu bir defa insan olarak hepimizin sorumluluğudur. Bu sorumlulukla meseleye bakmak lazım. Her insanın yapabileceği şeyler var. Devletin yapması gereken yapabileceği şeyler var. Bireysel olarak her birimizin yapacağı şeyler var. En azından zalimle birlikte gözükmemek, aynı kadrajda poz vermemek, mazlumun yanında yer almak ve her fırsatta da bu zulmü tel'in etmek, buna karşı bir farkındalık oluşturmak bizim görevimizdir diye düşünüyorum.

💠

Konuk: Prof. Dr. Şinasi Gündüz
Editör: Betül Sav, Sümeyye Gedizli, Bekir Salih Yaman
Kamera: Serkan Hervenik
Kurgu: Günışığı Gülhan Salma

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN