Harun Reşid kimdir? İslam dünyasına altın çağını yaşatan halife...
Abbasilerin en meşhur hükümdarı olan Harun Reşid, Bizanslılara karşı zaferler kazanıp İslam'ın daha geniş topraklara yayılmasını sağladı. 20 yaşında halife olan Sultan'ın 23 sene kadar süren iktidarı Abbasiler'in en parlak dönemi olarak tarihe geçti. Öyle ki senede devlet hazinesine giren gelir yaklaşık 268 ton altın değerinde oldu. İslam dünyasının en büyük halifelerinden biri olan Harun Reşid, alimleri himaye eder, meclisinde ilmi toplantılar yapardı. Peki, Reşid lakabını nasıl aldı? Harun Reşid hakkında bilinmesi gerekenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 22.06.2020
08:59
Güncelleme Tarihi: 25.07.2021
18:34
Harun Reşid, eğitime oldukça ehemmiyet verirdi. Oğlu Muhammed Emin'in hocası Halef b. Ahmer'den oğluna hocaya itaati, Kur'an ve sünneti, tarihi, şiiri, konuşma adabını, münasebetsiz gülmemeyi öğretmesini istedi. Öğretirken de orta bir yol izlemesini tavsiye etti.
Dindar bir insan olan Harun Reşid, defalarca hacca gitti. Hacca giderken 100 kadar alimi aileleriyle birlikte götürür, haccedemediği seneler ise yerine 300 kişi gönderirdi. Cömert bir insan olan halife Harun Reşid, her gün kendi malından bin dirhem sadaka verip, halkın durumuyla yakından ilgilendi.
Dönemin Bizans İmparatoru VI. Konstantinos'a İslam'a davet mektubu gönderdi. Harun Reşid, devletin idari yapısında bazı yenilikler yaptı. Divan-ı Harb'e bağlı olarak Divan-ı Arz'ı kurup, böylece askeri uzmanların orduyu her zaman teftiş ederek her an savaşa hazır tutmalarını sağladı.
İslam'ın büyük alimi neden Harun Reşid'in huzuruna çıkmadı?
Hadis dinlemeyi oldukça sevene Harun Reşid, fıkıh ilmine oldukça itibar etti. Rivayet göre, Harun Reşit, İslam'ın büyük alimlerinden İmam Malik'e haber göndererek, huzuruna gelmesini, oğulları Emin ve Me'mûn'a ilim öğretmesini kendisinden istedi. Bunun üzerine İmam Mâlik, şu cevabı verdi: "Allah müminlerin emirini aziz etsin. Bu ilim sizden çıkmıştır. Eğer onu siz kıymetlendirirseniz, aziz olur; eğer onu hâkîr görürseniz zelil olur. İlme gelinir, ilim gelmez." Bu cevap karşısında Harun Reşit, "Doğru söyledin" dedi ve iki oğluna mescide gitmelerini ve herkesle beraber İmam Mâlik'i dinlemelerini emretti.
Büyük İslam alimi ise Harun Reşid'in oğullarına herkesi çiğneyerek öne geçmemelerini ve oturanların bittiği yerden dersi takip etmelerini de şart koştu.
Harun Reşid hacca gittiği dönemlerin birinde, Medine'deyken İmam Mâlik'e Muvatta adlı kitabını getirmesi için haber gönderdi. Fakat İmam, Harun Reşid'in yanına gitmeyi reddedince: "Vallahi, kitabı ancak evinde dinleyebileceğiz." demek zorunda kaldı.
Harun Reşid, ilim ve kültüre çok önem verir, saraylarında kelami tartışmalar yapılırdı. Ülke topraklarındaki beytülhikmenin zenginleşmesi için bazen cizye vergisi olarak kitap alırdı. Onun döneminde Abbasiler, Arap coğrafyasının yanı sıra İran, Azerbaycan, Mısır, Kuzey Afrika ve Akdeniz'in belli bölgelerine hakim oldu.
Akdeniz sahili boyunca çeşitli yerlerde kuvvetli haberleşme teşkilatı kurdu.
Beytülhikme kavramı
Yine Abbasi-Türk ilişkileri Harun Reşid devrinde başladı. Saray muhafızlarının bir bölümü Türklerden oluşuyordu.
İslam devleti ile Bizans arasında bir sınır bölgesi oluşturmak isteyen Harun Reşid, merkezi Menbic olan bölgeyi Avasım adıyla müstakil hale getirdi. Tamamıyla askerî teşkilata bağlayarak hakim noktalara askerî birlikler yerleştirdi. Bu yeni eyalet Antakya'dan güneybatıda Âsi nehrinin denize döküldüğü yere, güneydoğuda Halep, Menbic ve bunun kuzeyinde Bizans sınırına kadar uzanan araziyi içine alıyordu.