Kışa dönen Arap Baharı’nda 10 yıl önce 10 yıl sonra
10 yıl önce Tunus'ta Muhammed Buazizi adlı bir gencin kendini yakması ile fitili ateşlenen protestolar, kısa zamanda Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın tümünü etkisi altına aldı. "Arap Baharı" olarak adlandırılan bu süreç, bölgede bazı rejimlerin dönüşümünü sağlasa da siyasi istikrarın temin edilemediği ülkelerde büyük bir kaosa, iç savaşa ve insanlık krizine yol açtı. Kışa dönen Arap Baharı'nda, ülkelerin 10 yıl önceki ve 10 yıl sonraki durumları…
Giriş Tarihi: 14.01.2021
18:42
Güncelleme Tarihi: 17.01.2021
19:02
2012 Mısır Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nde Müslüman Kardeşler'in aday gösterdiği Muhammed Mursi, ülkenin demokratik yöntemlerle seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu. Mısır'da büyük umutlarla başlayan bu süreç, bir yıllık sivil yönetimin ardından 3 Temmuz 2013'te ülkenin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye yapılan askeri darbeyle sonuçlandı.
Darbe sürecinde katledilen yüzlerce Mısırlının yanı sıra çok sayıda tutuklama ve idam kararları alındı. Devlet yönetimine General Sisi getirildi; Mısır'da Müslüman Kardeşler "terör örgütü" ilan edildi. Ordu, siyaset üzerindeki etkisini artırarak muhaliflere karşı baskıcı bir kampanya yürüttü. Ekonomik olarak giderek darboğaza giren Mısır, Arap Baharı sürecinin ardından terör eylemlerine de sahne oldu.
Onun yerine yardımcısı Abdurabbu Mansur Hadi'nin geçmesi ve ardından Hadi'nin 21 Şubat 2012'de tek aday olarak girdiği seçimlerde ülkenin yeni Cumhurbaşkanı seçilmesiyle sonuçlandı.
Ancak güvenlik boşluğu nedeniyle El Kaide gibi örgütler ülkede faaliyetleri için alan buldu. Yönetim boşluğundan faydalanan Husiler de başkent Sana'ya ilerleyerek hükümete darbe yaptı.
Siyasi istikrarın sağlanamaması, büyük bir insanlık krizinin de yaşandığı Yemen için daha zor günleri beraberinde getirdi. Ülkede temiz su, gıda ve sağlık gibi temel hizmetlerin eksikliğinin yol açtığı kolera, çok sayıda Yemenlinin hayatına mal oldu.
Salgın hastalıklar, yerinden edilmiş milyonlarca insanın hayatını tehdit etmeye devam ediyor. Yemen'de açlık ve hastalıklar nedeniyle yaşanan dram, Birleşmiş Milletler tarafından "dünyanın en büyük insani felaketi" olarak adlandırılıyor.
Arap Baharı sonrası İslamcıların dönüşü
Protestoculara yönelik şiddetli müdahaleler sonucunda ölü, yaralı sayısı ile tutuklamalar artarken gösterilere katılım da arttı.
Yönetim, gösterileri bastıramayınca Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) 14 Mart 2011'de Bahreyn'deki gösterilere ortak askeri güçle müdahale kararı aldı.
BUGÜN BAHREYN NE DURUMDA?
Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife, Mayıs 2012'de aldığı kararlarla ülke anayasasında değişikler yaparak talepleri karşılamaya çalıştı.
Ancak Bahreyn yönetiminin ülkedeki muhalif gruplara karşı baskısı devam ediyor.