Ayasofya'nın hat levhaları
İstanbul'un en güzel camisi olarak bilinen Ayasofya, Fatih Sultan Mehmed Han tarafından kiliseden camiye çevrilmişti. Zamanla İslam sanatının en güzel eserlerini içerisinde ağırlayan Ayasofya, seyyahların görmek için aylarca seyahat yaptıkları bir ibadethane oldu. Ayasofya'nın duvarlarını Mustafa Rakım Efendi, Teknecizade İbrahim Efendi, Sultan III. Ahmed, Sultan II. Mahmud ve Mustafa İzzet Efendi gibi büyük hattatların levhaları süsledi.
Giriş Tarihi: 11.01.2023
16:55
Güncelleme Tarihi: 22.10.2024
09:04
◾ Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin efsane haline gelen ve bir dönem yerlerinden indirilen meşhur levhalarının cami içindeki asılı halleri fotoğrafta mevcuttur.
◾ Metin : "Keşefet ed düca bi cemalihi"
🔹 Türkçe anlamı : Nuruyla geceyi aydınlattı.
🔍 Hattat : Hulûsi Efendi
Hulusi Yazgan
◾ 1869 - 1940 tarihleri arasında yaşayan Hulusi Efendi, 1898'de dini ilimler icazetini aldı. Osman Nuri Efendi, Muhsinzade Abdullah Bey ve Çarşambalı Arif Bey 'den icazet alan Yazgan, müezzinlik ve hat muallimliği görevleri yapar.
◾ Darüşşafaka'da hat muallimi iken yazı inkılabı ile Sultan Selim Camii türbelerinin başbekçisi olur. Bu görevini ifa ederken 1940 tarihinde Rahmet-i Rahman'a kavuşur.
Bir hattat nasıl yetişir?
◾ Metin :"İnni ene gafurur rahim"
🔹 Türkçe anlamı : Muhakkak ki gafur ve rahimim" - Hicr Suresi 49. Ayet
🔍 Hattat : Abdurraûf Bey
"Kullarıma benim gerçekten çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olduğumu bildir."
Hicr 49. Ayet
Hicr 49. Ayet Tefsiri
◾ İlk âyet tergîb (ümit aşılama ve özendirme), ikinci âyet de terhîb (korkutma ve caydırma) maksadı taşımakta; başka bir deyişle bu iki âyette insanlara, tasavvufî kaynaklarda havf ve recâ denilen bir ahlâkî ve dinî duyarlılık veya tedbirlilik kazandırılması amaçlanmaktadır. Esasen insanın âhiretteki durumuna ilişkin bilgi verilirken Kur'ân-ı Kerîm'in bütününde izlenen yöntem burada özetlenmiş bulunmaktadır. İslâm inancına göre Allah, ne acımasız, adaletsiz bir zorba ne de insanların her türlü kötülükleri karşısında duyarsız, ilgisiz veya aciz bir varlıktır.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın