Arama

Deprem bölgesinde en çok merak edilen dini sorular

6 Şubat'ta gerçekleşen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki Kahramanmaraş depremleri sonucunda ülkemizin ciddi bir kısmı afet bölgesi haline geldi. İnsanlar bu zor durumda dini vecibeleri öğrenmek ve uygulamak için Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'na onlarca soru sordu. Bu soruların içinden en çok merak edilenleri cevaplarıyla beraber sizler için derledik.

  • 19
  • 50

Seferî olan bir kimse mukim imamın arkasında namazını nasıl kılar?

➡ Seferî olan bir kimse, mukim bir imama uyarsa namazını tam olarak kılar (Mevsıli, el-İhtiyar, 1/269). Zira Resulullah (s.a.s.), "İmam kendisine uyulsun diye imam olmuştur" (Buhari, Salat, 18) buyurarak, cemaatin namazının, imamın namazıyla aynı olması gerektiğini ifade etmiştir. Seferî olan kişi, vakit içinde mukim bir imama uyup namazını imamla beraber tamamlamadan selam verirse, kıldığı bu namaz geçerli olmaz. Bu durumda namazı geçersiz olan kimse, aynı namazı yeniden tek başına kılarken dört rekat olarak değil iki rekat olarak kılar.

  • 20
  • 50

Seferî iken kılınamayan namazların kazası nasıl yapılır?

➡ Namazlar, vaktinde kılındığında nasıl kılınması gerekiyor idiyse aynı şekilde kaza edilirler. Buna göre yolculuk halinde kazaya kalan dört rekatlı namazlar, ister yolculuk (sefer) halinde, ister yolculuk sona erdikten sonra kaza edilsin, ikişer rekat olarak kaza edilirler. Aynı şekilde yolculuk hali dışında kazaya kalan bir namaz, yolculuk sırasında kaza edilmek istendiğinde dört rekat olarak kılınır (Merğinani, el-Hidaye, 2/106-107). Şafiilere göre ise seferde kılınmamış bir namaz ikamet halinde dört rekat olarak kaza edilir (Şirbini, Muğni'l-muhtac, 1/396).

  • 21
  • 50

Seferî olan kişi namaz kıldırabilir mi?

➡ Seferî kimse, hem seferî olan cemaate, hem de mukim olan cemaate imamlık yapabilir. Seferî olan kişi dört rekatlı farz namazları iki rekat kılacağı için mukim olan cemaate namaz kıldıracağı zaman, namaza başlamadan önce, "Ben seferîyim, ikinci rekatın sonunda selam vereceğim. Ben selam verince siz selam vermeksizin kalkıp namazınızı tamamlayınız." şeklinde cemaati uyarması, karışıklığı önlemek bakımından uygun olur (Kasani, Bedai', 1/101-102; Merğinani, el-Hidaye, 2/104,105). Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), Mekke fethinden sonra Mekke'de kaldığı sürece namazları kısaltarak kıldırmış ve "Biz misafiriz, siz namazlarınızı tamamlayınız" (Ebu Davud, Salatü'l-müsafir, 10) buyurmuştur. Hz. Ömer (r.a.) de aynı şekilde, Mekke'ye geldiği zaman dört rekatlı farzları iki rekat olarak kıldırmış ve mukim cemaate, "Mekkeliler! Namazınızı tamamlayınız; biz misafiriz" (Muvatta, Kasru's-salat, 19) demiştir.

  • 22
  • 50

Müslümandan namaz ibadeti ne zaman ve hangi hallerde düşer?

➡ Akıl sağlığı yerinde olan ve ergenlik çağına ermiş her Müslümana namaz farzdır. Bu şartları taşımayan kimseler namazla mükellef değildir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadiste çocuklar ve akıl sağlığı yerinde olmayan kimselerin sorumlu olmadığını belirtmiştir (Ebu Davud, Hudud, 16) .

Bunun yanında sağlıklı olmayanlardan da bazı durumlarda namaz yükümlülüğü düşer:

Hanefilere göre, sadece başını hareket ettirerek namaz kılmaya gücü yetmeyecek derecede rahatsız olan kimse namaz kılmaz. Kişinin bu halde kılamadığı namazları bir günlük (beş vakit) namazdan az ise, iyileştikten sonra bunları kaza etmesi gerekir; kazaya kalan namaz beş vakit veya daha çok olursa o kimsenin bu namazları kaza etmesi gerekmez. Eğer kişi bu hastalıktan ölürse, kaza etme imkânı bulamadığı için borçsuz olarak Allah'ın huzuruna çıkmış olur. Baygın kalan kişi için de aynı hükümler geçerlidir. (Kasani, Bedai', I, 106, 107, 108). İmam Şafii bayılmanın tam bir namaz vakti sürmesi halinde namazın kazasının gerekmeyeceğini söylemiştir (Şirbini, Muğni'l-muhtac, I, 204).

Hayatını yatalak olarak geçiren kişi, eğer yataktan kalkıp abdest alamıyorsa veya abdest aldıracak birini bulamıyorsa yanında bulunduracağı tuğla, kiremit veya taş gibi bir madde üzerine teyemmüm eder. Yatağından doğrulmaya ve kıbleye yönelmeye tek başına imkân bulamayan kişi, kendisine yardım edecek kimse de olmadığı takdirde yerinden doğrulmadan, yüzünü çevirebildiği kadar kıbleye çevirerek yattığı yerde namazını ima ile kılar (Serahsi, el-Mebsut, 1/112-113; Kasani, Bedai', 1/48). Hastalığından dolayı kendi başına teyemmüm edemeyen ve bu konuda kendisine yardım edecek birini de bulamayan kişi kendisini abdestli gibi sayarak isterse namazını ima ile kılar; isterse de kazaya bırakır; iyileşmesi halinde kaza eder, iyileşmeme durumunda ise kendisinden yükümlülük düşer (İbn Nüceym, el-Bahr, 1/246-249,151; Haskefi, ed-Dürrü'l-muhtar, 1/184-185, 423; İbn Abidin, Reddü'l-muhtar, 1/185, 423).

  • 23
  • 50

İmamdan farklı bir mekânda bulunan kişi, ses bağlantısıyla imama uyabilir mi?

➡ Cemaatle namaz kılınırken imamla cemaatin yerlerinin hakikaten veya hükmen bir olması gerekir. Bu birlik, safların bitişik olmasıyla sağlanır. Eğer namaz aynı bina içinde kılınıyorsa, içerdekilerin mekânları bir sayılır. Bu itibarla, çok katlı binalarda mescit olarak kullanılan bir katta cemaatle namaz kılınırken, bu kat cemaati almadığı takdirde, alt veya üstten bu kata bitişik katlarda duran cemaatin, hoparlör veya müezzinin tebliği ile imamın intikallerinden haberdar olmaları halinde, imama uymaları sahihtir. İmamı veya imamı görenleri görmeleri şart değildir. Ses bağlantısının kesilmesi durumunda ise, imamın hareketlerinin takip edilememesi sebebiyle imamın intikallerini takip edemeyenlerin namazları bozulur (İbn Abidin, Reddü'l-muhtar, 2/285-286, 333-334). İmamın bulunduğu mekândan yol, ırmak ve mekân birliğini bozan benzer engellerle ayrılan yerlerde bulunanların imama uymaları caiz olmaz.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN