Arama

Deprem bölgesinde en çok merak edilen dini sorular

6 Şubat'ta gerçekleşen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki Kahramanmaraş depremleri sonucunda ülkemizin ciddi bir kısmı afet bölgesi haline geldi. İnsanlar bu zor durumda dini vecibeleri öğrenmek ve uygulamak için Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'na onlarca soru sordu. Bu soruların içinden en çok merak edilenleri cevaplarıyla beraber sizler için derledik.

  • 22
  • 50

Müslümandan namaz ibadeti ne zaman ve hangi hallerde düşer?

➡ Akıl sağlığı yerinde olan ve ergenlik çağına ermiş her Müslümana namaz farzdır. Bu şartları taşımayan kimseler namazla mükellef değildir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadiste çocuklar ve akıl sağlığı yerinde olmayan kimselerin sorumlu olmadığını belirtmiştir (Ebu Davud, Hudud, 16) .

Bunun yanında sağlıklı olmayanlardan da bazı durumlarda namaz yükümlülüğü düşer:

Hanefilere göre, sadece başını hareket ettirerek namaz kılmaya gücü yetmeyecek derecede rahatsız olan kimse namaz kılmaz. Kişinin bu halde kılamadığı namazları bir günlük (beş vakit) namazdan az ise, iyileştikten sonra bunları kaza etmesi gerekir; kazaya kalan namaz beş vakit veya daha çok olursa o kimsenin bu namazları kaza etmesi gerekmez. Eğer kişi bu hastalıktan ölürse, kaza etme imkânı bulamadığı için borçsuz olarak Allah'ın huzuruna çıkmış olur. Baygın kalan kişi için de aynı hükümler geçerlidir. (Kasani, Bedai', I, 106, 107, 108). İmam Şafii bayılmanın tam bir namaz vakti sürmesi halinde namazın kazasının gerekmeyeceğini söylemiştir (Şirbini, Muğni'l-muhtac, I, 204).

Hayatını yatalak olarak geçiren kişi, eğer yataktan kalkıp abdest alamıyorsa veya abdest aldıracak birini bulamıyorsa yanında bulunduracağı tuğla, kiremit veya taş gibi bir madde üzerine teyemmüm eder. Yatağından doğrulmaya ve kıbleye yönelmeye tek başına imkân bulamayan kişi, kendisine yardım edecek kimse de olmadığı takdirde yerinden doğrulmadan, yüzünü çevirebildiği kadar kıbleye çevirerek yattığı yerde namazını ima ile kılar (Serahsi, el-Mebsut, 1/112-113; Kasani, Bedai', 1/48). Hastalığından dolayı kendi başına teyemmüm edemeyen ve bu konuda kendisine yardım edecek birini de bulamayan kişi kendisini abdestli gibi sayarak isterse namazını ima ile kılar; isterse de kazaya bırakır; iyileşmesi halinde kaza eder, iyileşmeme durumunda ise kendisinden yükümlülük düşer (İbn Nüceym, el-Bahr, 1/246-249,151; Haskefi, ed-Dürrü'l-muhtar, 1/184-185, 423; İbn Abidin, Reddü'l-muhtar, 1/185, 423).

  • 23
  • 50

İmamdan farklı bir mekânda bulunan kişi, ses bağlantısıyla imama uyabilir mi?

➡ Cemaatle namaz kılınırken imamla cemaatin yerlerinin hakikaten veya hükmen bir olması gerekir. Bu birlik, safların bitişik olmasıyla sağlanır. Eğer namaz aynı bina içinde kılınıyorsa, içerdekilerin mekânları bir sayılır. Bu itibarla, çok katlı binalarda mescit olarak kullanılan bir katta cemaatle namaz kılınırken, bu kat cemaati almadığı takdirde, alt veya üstten bu kata bitişik katlarda duran cemaatin, hoparlör veya müezzinin tebliği ile imamın intikallerinden haberdar olmaları halinde, imama uymaları sahihtir. İmamı veya imamı görenleri görmeleri şart değildir. Ses bağlantısının kesilmesi durumunda ise, imamın hareketlerinin takip edilememesi sebebiyle imamın intikallerini takip edemeyenlerin namazları bozulur (İbn Abidin, Reddü'l-muhtar, 2/285-286, 333-334). İmamın bulunduğu mekândan yol, ırmak ve mekân birliğini bozan benzer engellerle ayrılan yerlerde bulunanların imama uymaları caiz olmaz.

  • 24
  • 50

Sağlık ve güvenlik gibi görevlerde çalışan bir kimse namazların sadece farzını kılmakla yetinebilir mi?

➡ Vakit namazlarının öncesinde ve sonrasında kılınan sünnet namazlar, farz namazlara hazırlayıcı ve bu namazlarda oluşabilecek eksiklikleri tamamlayıcı ibadetler olarak değerlendirilmiş ve bu namazların mümkün oldukça kılınması tavsiye edilmiştir. bu namazların mümkün oldukça kılınması tavsiye edilmiştir. Nitekim Resulullah (s.a.s.) bazı hadis-i şeriflerinde kulun mahşer gününde hesaba çekilirken eksik farz namazlarının, nafile namazlarla tamamlanacağını beyan etmişlerdir. Ebu Hureyre'nin (r.a.) Resulullah'tan (s.a.s.) naklettiği bir hadiste şöyle buyrulur: "Hesap gününde kulun ilk hesaba çekileceği şey farz namazdır. Eğer bu namazı tam olarak yerine getirmişse ne güzel. Aksi halde şöyle denilir: Bakın bakalım, bunun nafile namazı var mıdır? Eğer nafile namazları varsa, farzların eksiği bu nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer farzlar için de aynı şeyler yapılır" (Tirmizi, Salat, 193; Ebu Davud, Salat, 151; Nesai, Salat, 9, İbn Mace, İkame, 202). Ancak bu namazlar yükümlülük ifade eden farz ya da vacip namazlar değildirler. Dolayısıyla mazeretleri olanlar alışkanlık haline getirmemek kaydıyla gerektiğinde bu sünnetleri terk edebilirler.

  • 25
  • 50

Deprem bölgesinde cenazeler yıkanamıyor ya da teyemmüm yaptırılamıyorsa bu halde namazını kılıp defnetmek caiz midir?

➡ Cenazeyi su ile yıkama imkânı olduğu sürece su ile yıkamak gerekir. Su ile yıkama imkânının olmadığı durumlarda cenazeye teyemmüm yaptırılır. Cenazeye uygulanan teyemmüm, kişilerin abdest veya gusül yerine aldıkları teyemmüm gibidir. Teyemmüm aldıracak kişi, ne için teyemmüm aldıracağına (gusle) niyet eder. Eldivenli veya eldivensiz olarak parmakları açık şekilde ellerini temiz bir toprağa veya toprak cinsinden bir şeye vurur, ileri ve geri hareket ettirerek kaldırır, hafifçe birbirine vurarak ellerini silkeler. Ellerinin içiyle cenazenin yüzünün tamamını bir kerede mesh eder. Sonra ikinci defa ellerini aynı şekilde toprağa vurur ve sol elin içiyle, cenazenin dirseğiyle birlikte sağ kolunu mesh eder; daha sonra da sağ elinin içiyle cenazenin sol kolunu aynı şekilde mesh eder. Erkek, erkek cenazeye, kadın da kadın cenazeye teyemmüm ettirir. Zaruret durumlarında erkek veya kadın eldiven kullanarak karşı cinsten olan cenazeye teyemmüm ettirebilir.

Cenaze, teyemmüm yaptırılamayacak halde ise mevcut haliyle namazı kılınır ve defnedilir.

  • 26
  • 50

Cenazeyi yıkamanın hükmü nedir? Yıkanmadan defnedilmiş cenazenin kabirden çıkarılıp yıkanması gerekir mi?

➡ Müslüman cenazesinin yıkanıp kefenlendikten sonra namazının kılınması farz-ı kifayedir (Kasani, Bedai', 1/300, 306 318; Mevsıli, el-İhtiyar, 1/303, 310). Bu görev bazı Müslümanlar tarafından yerine getirildiği takdirde diğerleri sorumluluktan kurtulur. Herhangi bir sebeple yıkanmadan defnedilen cenaze, defin işlemi bittikten sonra yıkanmak amacıyla mezardan çıkarılmaz (İbn Abidin, Reddü'l-muhtar, 3/145).

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN