Deprem bölgesinde en çok merak edilen dini sorular
6 Şubat'ta gerçekleşen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki Kahramanmaraş depremleri sonucunda ülkemizin ciddi bir kısmı afet bölgesi haline geldi. İnsanlar bu zor durumda dini vecibeleri öğrenmek ve uygulamak için Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'na onlarca soru sordu. Bu soruların içinden en çok merak edilenleri cevaplarıyla beraber sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 22.02.2023
11:15
Güncelleme Tarihi: 23.02.2023
18:17
◾ Fıtır sadakasının Ramazan ayından önce verilmesi caiz midir?
➡ Fıtır sadakası, Ramazan ayının sonuna yetişen ve temel ihtiyaçlarından başka en az nisap miktarı (80.18 gr. altın veya bu değerde) artıcı olsun veya olmasın bir mala sahip bulunan her Müslümanın yerine getirmesi gereken mali bir ibadettir. Kişi, kendisinin ve ergenlik çağına ulaşmayan çocuklarının fitrelerini vermekle yükümlüdür. Hz. Peygamber, büyük-küçük, kadın-erkek her Müslümana fitrenin gerektiğini ifade etmiştir (Ebu Davud, Zekât, 20).
Fıtır sadakasının Ramazan ayı içerisinde verilmesi müstehab görülmüştür. Bununla birlikte Hanefi mezhebine göre fıtır sadakasının Ramazan ayından önce verilmesi de caizdir (Molla Hüsrev, Düreru'l-Hükkâm, 1/195; İbn Abidin Reddü'l-Muhtar, 2/367). Dolayısıyla fitre vermesi gereken kimseler, doğal afet vb. durumlarda fitrelerini Ramazan ayından önce de verebilirler.
◾ Oruç fidyesi, Ramazan ayından önce verilebilir mi?
➡ Oruç için fidye verilmesi, oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlı kimseler ile iyileşme ümidi olmayan hastalar için geçerlidir. Oruç fidyesinin tutarı fıtır sadakası kadardır. Henüz gelmemiş Ramazan orucunun fidyesi önceden verilemez. Bu fidyeler Ramazan'ın başlamasıyla verilebileceği gibi, Ramazan'ın içinde veya sonunda da verilebilir. Bununla beraber geçmişten Ramazan oruç fidyesi borcu olan kişiler bu fidyeleri diledikleri bir vakitte ödeyebilir, bunun için bir sonraki Ramazan ayını beklemelerine gerek yoktur.
◾ Yurt dışında yaşayan kişi, fıtır sadakasını bulunduğu ülke şartlarına göre mi yoksa Türkiye şartlarına göre mi verir?
➡ Ülke ve bölgelere göre geçim standartları farklı olduğundan, sadaka-i fıtır mükellefi, kendi bulunduğu yere göre tespit edilen miktarda sadaka-i fıtır vermelidir (İbn Abidin, Reddü'l-muhtar, 3/319-322). Ancak sürekli olarak yurt dışında yaşadığı halde sadaka-i fıtrın ödeneceği zaman Türkiye'de bulunan kimse, Türkiye'nin şartlarına göre sadaka-i fıtrını verir.