En çok hadis rivayet eden sahabeler
Varlığını Hz. Peygamber'den alan hadis ilmi, O'nun söz ve davranışlarını içerir. Sahabeler, nebevi kaynaktan gelen her bilgiyi büyük ciddiyet ve dikkatle dinledi, sözleri hafızalarına nakşettiler. Öyle ki Resulullah'ın lafızlarını en iyi şekilde tespit edebilmek için hayatlarını bu ilme adadılar. Sizler için rivayet ettikleri hadisleri gelecek nesillere aktararak İslam'a büyük hizmette bulunan sahabeleri derledik.
Giriş Tarihi: 09.09.2020
20:14
Güncelleme Tarihi: 11.07.2022
11:28
Rasûlullah Medine'ye teşrif buyurduğunda ben sekiz yaşlarında bir çocuktum. Medineliler Rasûlullah'a hediyeler takdim ediyorlardı. Annem dışında herkes ona hediye takdim etti. Annem ise elimden tutarak beni Hz. Peygamber'in huzuruna çıkardı ve ona: "Ya Resûlallah! Benim dışımdaki herkes sana hediyeler sundu. Benim sana sunacak bir hediyem yok. Ancak bu benim oğlumdur. Onu al, senin hizmetini görsün" dedi. O günden sonra Allah Resûlü'ne on yıl hizmet ettim. Beni ne dövdü ne de azarladı. Bana hiçbir kötü söz söylemediği gibi suratını da asmadı. Ben bazen onun isteklerini yerine getirir bazen de getirmezdim. Buna rağmen bana senden şunları istemiştim, neden yapmadın?" dememiştir. Hatta bana bazı sırlarını verir ve şöyle derdi: "Yavrucuğum! Benim sırrımı sakla ki güvenilir biri olasın." Bazen annem bazen de Hz. Peygamber'in eşleri -sır olduğunu bilmeksizin- bunları bana sorarlardı ama ben, onlara sebebini izah ederek söylemezdim. Hz. Peygamber'in sırlarını asla kimseye vermedim.
(İbn Sa'd, et- Tabakât, c. 5, 329)
ABDULLAH BİN ABBAS KİMDİR?
Abdullah bin Abbas (r.a.), Peygamberimizden 1660 hadis rivayet etmiştir.
📌 Peygamber Efendimizin (SAV) amcasının oğlu olan Abdullah bin Abbas , aynı zamanda İbn Abbas olarak da bilinirdi. Doğduğu zaman babası tarafından Hz. Peygamber'e (SAV) götürüldü ve O'nun duasına mazhar oldu. Resulullah (SAV), Abdullah'ı kucağına alarak; "Allah'ım! Onu dinde fakih (fıkıh âlimi) kıl. Kitabın açıklamasını ona öğret. " diye dua etti.
📌 Hz. Peygamber'in (SAV) fiil ve hareketlerini öğrenmek arzusuyla onun yanında kalmaya çalışırdı. Efendimizin (SAV) zevcelerinden olan Meymûne teyzesi olduğu için bazı geceler konuk edilirdi.
📌 Peygamber Efendimiz (SAV), Hz. Abdullah bin Abbas'ın gençliğinde birkaç kez onun başını okşayarak; "Allah'ım Bütün ilim ve hikmeti bu başa ver, ona tevil ve tefsiri öğret. Allah'ım! İnsanoğluna verdiğin her ilim ve hikmeti onun göğsünde topla ." diye dua etti. Hz. Abdullah bin Mesud onun için "O, Kur'an-ı Kerim'in tercümanıdır, müfessirlerin sultanıdır. " demiştir.
İbn Abbas'ın gözlerini kaybedecek derecede ağlamasına neden olan olay
📌 Tefsir ve fıkıh ilimlerinin kurucularından biri olarak da kabul edilen Abdullah bin Abbas, ayetlerin iniş sebeplerini çok iyi bildiği gibi Arap edebiyatını da çok iyi biliyordu. 1660 hadis rivayet etti . Bu ayetlerden bazısı Peygamber Efendimizden (SAV) duymuş bazısını da sahabelerden dinlemişti.
📌 Birçok büyük fıkıh âlimi yetiştirdi. Kendi döneminde yaşayan sahabeler ve tanıştığı ilim adamları, onu çok takdir ederlerdi. O, yetmiş sahabenin üzerinde fikir beyan edip halledemediği bir meseleyi kendi başına çözecek kadar ilim sahibiydi.
ABDULLAH BİN ABBAS'IN RİVAYET ETTİĞİ HADİSLER
📌 Abdullah bin Abbâs, bir gün Peygamber Efendimiz'in (SAV) mescidinde itikâfta iken bir kişi yanına gelerek selâm verdi ve oturdu. İbni Abbâs:
"Kardeşim, seni kederli ve mahzûn görüyorum" dedi ve konuşmaları şöyle devam etti: "Evet, ey Resûlullah'ın amcaoğlu, kederliyim! Falan şahsın benim üzerimde hakkı var. Fakat şu kabrin sahibi (Allah Resûlü) hakkı için söylüyorum ki borcumu ödeyemiyorum." "Senin için onunla konuşayım mı?" "İstersen konuş." İbni Abbâs, ayakkabılarını giyerek mescitten çıktı. Adam ona: "İtikâfta olduğunu unuttun mu, niçin mescitten çıktın?" diye seslendi. İbni Abbâs, Peygamber Efendimiz'in kabrine işaret ederek: "Hayır! Ben, şu kabirde yatan ve henüz aramızdan yeni ayrılmış olan muhterem zâttan duydum ki, (bunları söylerken gözlerinden yaşlar akıyordu): "Her kim, din kardeşinin bir ihtiyacını karşılamak için gayret eder ve o işi görürse, bu kendisi için on yıl itikâfta kalmaktan daha hayırlıdır. Hâlbuki bir kimse Allah rızâsı için bir gün itikâfa girse, Cenâb-ı Hak o kimse ile cehennem arasında üç hendek yaratır ki, her bir hendeğin arası, doğu ile batı arası kadar uzaktır."
(Beyhakî, Suab, III, 424-425. Ayrıca bkz. Heysemî, VIII, 192)