Turhan ve Ayşe Atacan çiftinin Ramazan Anıları | Ramazan'dan An'lar
Mübarek Ramazan ayı, beraberinde bereketi de getiren, faziletli bir mevsimdir. Yeme içmeden mahrum kalmanın yanı sıra kalpleri rahmet ile dolduran, insanların ruhlarını tazeleyen bir iklimdir. İslam medeniyetinin bir tezahürü olan bu ay geldiğinde insanlar daha çok paylaşır, birbirini gözetirler. Böylece büyüklerimizin anlattığı eski Ramazanlar yad edilir. Bu müstesna anların peşine düştüğümüz "Ramazan'dan An'lar" programımızın bu seneki ilk konukları Turhan ve Ayşe Atacan çifti oldu. Büyüklerimiz, bizlere eski Ramazanlara dair güzel anlarını anlattılar.
Giriş Tarihi: 29.03.2023
11:39
Güncelleme Tarihi: 29.03.2023
12:06
Turhan Atacan:
◾ Eskiden insanlar fakir olduğu için yiyecek sıkıntısında da bu fakirlik vardı. Ramazan aylarında kuru ekmek ıslatıp, kuru ekmek yiyerek oruç tutanlarımız vardı. Daha sonra efendim dediğim gibi Ramazan ile beraber onun verdiği o merhamet ve paylaşım duyguları insanda Ramazan içerisinde daha çok geliştiği için bu paylaşımlar daha çok artıyor o gün de öyle bugün de öyle inşallah. Ne yapıyoruz? Fakir fukarayı gözetiyoruz, daha çok yardım veriyoruz. Dinimizin gereği olan fitremizi veriyoruz, sonra Ramazan ayına denk getiriyor zekatlarımızı veriyoruz ki bu yardımlaşma duyguları sürekli devam etmesi lazım. Yani biz bir tek Ramazan'da mı doyuruyoruz karnımızı değil mi? Biz senenin on iki ayı yiyip içiyoruz.
Ayşe Atacan:
◾ Babam çok cömertti benim. Biz köyde kalıyorduk. Köye araba yolu bile yoktu, yürüme gelinip gidiliyordu. Çarşıya gelince babam bisküvi de alıyordu çok. Bisküvi de köyün yaşlılarına. Hiç unutmam bize gelene kadar bisküvi bitiyordu, yaşlılara veriyordu bir mutlu oluyordular, bir seviniyordular. Varlıktan mıydı o? Yoktu ama onları memnun etmek içindi.
Turhan Atacan:
◾ Bayram geliyor, bayramda gidip yaşlılar ziyaret ediliyor, komşular, akrabalar ziyaret ediliyor, büyüklerin elleri öpülüyordu. Efendim şimdi iletişim de çoğalıp artınca bu işin şekli de değişti biraz. Şimdi hep mesaja döküldü işler. O da iyi ama hep mesajlarla el öpülmüyor. Yani mesaj ile kuru ifadeler gidiyor. Efendim onun eline dokunabiliyor musun değil mi? Elini öpüp arkasını sıvazlayabiliyor musun? Ona bir paket çikolata, ikram, hediye ile gidebiliyor musun? O temas çok önemli.
Ayşe Atacan:
◾ Yani öyle ben hazırlayayım kırk çeşit yemek de gelsin beni ziyaret etsin öyle değil. Aklına vurdu mu yaşlı ya o insan, git çal kapısını aç gir. Genç de olsa çat kapı gelsin benim kapımı açsın birisi, ben en mutlu insanım.
Turhan Atacan:
Tüm İslam aleminin Ramazan ayını kutlar, gelecek olan Ramazan Bayramı'na ulaşmamızı Allah Teala'dan niyaz ederim.
Ayşe Atacan:
Gençlerimize de orucu tavsiye ederiz inşallah, gençlerimiz boş durmasınlar pişman olurlar sonra inşallah.
Turhan Atacan:
Kimseyi de oruç tutmuyor diye kınamamak lazım çünkü adamın bir mazereti vardır, hastadır, ilacı vardır vesairedir yani. Gördüğü zaman kimseyi de kınamamak lazım.
Ayşe Atacan:
Allah-u Teala herkese hayırlı Ramazanlar nasip etsin, hayırlı bayramlar olsun inşallah. Herkese Allah (CC) uzun ömür versin. Allah-u Teala kendi merhametinden, rahmetinden bizi mahrum etmesin inşallah.
Röportaj: Büşra Kılıç