Arama
Esma-i Hüsna'nın kişiliğimiz üzerindeki etkileri - Fatma Bayram
Kişiliğimizin oluşmasında ve karakterimizin olgunlaşmasında etkili olan manevi güçlerden biri de şüphesiz Esma-i Hüsna'dır. Allah'ın lafzları, insanoğlunun yaratıldığı günden beri kişinin içindedir ve fark edilmeyi bekler. Bu isimlerin doğurduğu güzellikleri yaşantımızda görebilmek yine kulun gayretine bağlı kılınmıştır. Rabbimizin güzel isimleri dâhilinde, kişiliğimize nasıl yön verebiliriz? Hayatımızı manevi anlamda nasıl kaliteli ve etkin kılabiliriz? Bu soruların cevabını sizler için verdik.
Toplumsal gerçekliğin farkında ol
◾ Kendi kişilik gelişiminin izin tablosu Esma-i Hüsna'dır. Gazali, Toplumsal gerçeklikten varoluşsal gerçekliğe geçmek için zikri tavsiye eder. Varoluşsal gerçeklik sizin kendinizi konumlandırmak istediğiniz yerdir. Kendinizi de bu ilahi ahlak ile ahlaklandırmak ile yükseltip kendini gerçekleştirebilmek için Allah'ı zikretmek gerekir.
◾ Toplumsal gerçeklik kişinin şuandaki gerçekliğidir. Varoluşsal gerçeklik kişinin tam olarak tekâmül ettirip nereye varmak isteğindir. Varoluşsallık olmak ile ilgilidir.
"Ne olmak istiyorsun?"
◾ Her bireyin bir ahlakı bir karakteri ve bir duruşu vardır. Her bir insanın da ne olmak istediğiyle ilgili düşünceleri bulunur. Bu kişinin varoluşsal gerçekliğidir. İşte varoluşsal gerçekliğe ulaşma yolunda zikr kişiye çok yardımcı olacaktır.
Duanın gücüne inan
◾ Her dua kişinin kendine koyduğu bir hedef aynı zamanda kendine uyguladığı bir telkindir. Dualarımız aslında isteklerimiz için bir gayrettir. İnsanoğlu olamayacağını düşündüğü yani kendisi için imkânsız olduğunu düşündüğü bir şey için dua etmez. Bunun nedeni beynimize yolladığımız bu duaları yani niyetlerimizi gerçekleştirmek için zihnimiz durmadan çalışır.
Dualarımız kendimiz için olabilecek ama şu anda olmayan şeylerdir.
◾ Tam bu noktada rabbimizin esmalarından biri olan "Baki" isminin etkisini anlatmak gerekir. Örneğin, bir kitaba başlayıp devam edemiyorsanız, bir işi başlayıp sonuna bir türlü varamıyorsanız, Rabbimizin ism-i şeriflerinden olan Baki ismini bir zikir haline getirerek hayat kalitenizi düşürüren bu alışkanlıktan kurtulabilirsiniz. Baki ismi şerifini bir sene kadar belirlediğiniz bir zaman diliminde düzenli olarak ve bilincinde olarak aynı zamanda inanarak zikir haline getirirseniz, bu alışkanlığınızın düzeldiğini göreceksiniz.
Bilinçaltını çöplük olarak kullanma!
◾ Kişinin rüyaları bilinçaltının bir tezahürüdür. Bu yüzden gördüğümüz rüyaları herkese anlatmamak ve gelişigüzel yorumlamamak gerekir. Rüya bir kuştur tabir edilince konar.
◾ Dua kalıplarını ezberlemenin çok büyük bir faydası vardır.
◾ Allah'ım senin azabından rahmetine kahrından lütfuna sığınırım.
◾ Zikir Allah'ın (CC) 99 adının tekrarıdır. Zikir, kişinin ruhu bunu talep ettiğinde yapılmalı ihlasla ve tam konsantrasyonla gerçekleşmelidir.
Nafile ibadetlerin önemi
◾ Nafile ibadetleri gönülden ve istekli bir şekilde eda etmek gerekir. Örneğin bir mukabelede veya başka bir ibadeti yaparken ne zaman bitecek diye beklenmemelidir. Sonuçta farz olmayan bir ibadette bu tarz davranışlarda bulunmak, sevap olacağına Allah muhafaza tam tersine dönüşebilir.
◾ Nafilelerde neşve şarttır. Efendimiz nafile ibadetler için
"Nafile ibadetleri yapmak için bir vakit ayırdığınızda birinden usandığınızda ötekine geçin." buyurur.
◾ Zikrin kalbe inmesiyle ilhamın ve aydınlanmanın kapısı açılır. Buna tasavvufta makam ile hal arasındaki fark denir.
◾ Makam kişinin nefis mertebelerinde demir attığı yerdir.
◾ Nefs-i mutmain olan bir kişi, nefs-i mülhimeye ilhama mazhar olmuş nefis, Allah'ın bunu fragman olarak gösterdiğini düşünürsek işte bu da hal olur. Bu durumların en alt seviyesi nefs-i emmaredir. Günahtan zevk almak olarak da örnek gösterebiliriz.
Sorumluluk bilinci takvadır
◾ Ahlak ile görgüyü karıştırmamak gerekir. Ahlak vicdandır, merhamettir, dürüstlüktür, sadakat ve vefadır. Çalışkanlıktır, hasbiliktir, kazanmadan bir menfaatin olmadan verebilmektir. İşte ahlak budur.
◾ Kur'an-ı Kerim, iyiliği Bakara Suresi 177. ayette anlatır. Bu ayette iyiler üç boyutta tarif edilir. İnancı, ibadet ve ahlak boyutu. Biz insanlar da sadece ahlak boyutu olduğunda kişiye ahlaklı deriz. Bu şu demektir:
◾ Allah'ın kendi üzerindeki hakları konusunda hiçbir kaygı taşımayan fakat insanlara karşı çok kibar olan kişileri dinimiz ahlaklı olarak nitelemez.
◾ İşte bu yüzden, Allah'a hesap verme duygusunun farkında olmak gerekir. Hatta bazen Rabbimize hesap verirken içimizden değil de sesli olarak veya yazarak yaparsak her şeyi netleştirmiş oluruz.
◾ Çünkü beynimizdeki düşünceler çok kaygandır. Sessiz olduğunda Allah muhafaza her yöne kayabilir ve istemediğimiz bir sonuçla karşılaşabiliriz.