Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • İslam
  • Esma-i Hüsna'nın kişiliğimiz ve ahlakımız üzerindeki etkisi - Fikriyat özel

Esma-i Hüsna'nın kişiliğimiz ve ahlakımız üzerindeki etkisi - Fikriyat özel

Esma-i Hüsna kelime anlamıyla "en güzel isimler" demek... Rabbimizin isimlerinin, insanlar tarafından bilinebilenlerini içerir. Biliyoruz ki Rabbimizin her ismi bize yaşamımızı daha iyi anlamlandırmamız konusunda yardımcı olur. Fakat bunu idrak edebilmemiz için öncelikle Esma-i Hüsna'nın maneviyatını doğru okumamız gereklidir. Biz de bu minvalde Fikriyat ekibi olarak, yazarımız Fatma Bayram hocamızla, "En Güzel İsimler 99 Esma Sonsuz Mana" isimli kitabını ve Rabbimizin güzel isimlerinin kişiliğimiz ve ahlakımız üzerindeki etkisini konuştuk. Keyifli okumalar dileriz.

  • 4
  • 25
Esma-i Hüsna nedir?
Esma-i Hüsna nedir?

Özge Özkul: Esma-i Hüsna'yı doğru anlayabilmek için doğru kaynaktan okumak gerektiğini biliyoruz ama öncelikle Esma-i Hüsna'nın ne olduğunu bilmemiz gerektiğini düşünüyorum ben. Esma-i Hüsna nedir?

💠

Fatma Bayram: Bu şimdi bana bir hatıramı çağrıştırdı. Vaizliğin ilk yıllarında hiç unutmuyorum, Sahrayı Cedit'te Erenköy'de, Sahrayı Cedit Camii'nde vaaz vereceğim. Dedim ki; "bugün şirk çeşitlerini anlatayım." Anlattım, kendimce. Yaklaşık bir saat kadar sürecek vaaz. Son 15 dakikaya geldiğimde, cemaatten birisi dedi ki; "Hocam şirk ne demek?" Bu bizim ihmalimizdir. Bazı temel şeyleri herkesin bildiğini zannederiz ve tanımlamayız. Aslında tanımı bilmiyordur muhataplarımız.

Esma-i Hüsna, kelime anlamıyla en güzel isimler demek. Ve Rabbimizin isimlerinin, insanlar tarafından bilinebilenlerini içerir. Çünkü sınırsız sayıda ismi olduğunu bir Hadis-i Şerif'ten biliyoruz. Efendimiz (SAV) bir duasında; "Allah'ım Sana en güzel isimlerinle iltica ediyorum, hatta kendine sakladığın ve hiç kimseye söylemediğin isimlerinle de iltica ediyorum" der.

Cenab-ı Hakk'ın varlığının sonsuzluğu, tabi ki isimlerinin de sonsuzluğunu zorunlu kılıyor. Çünkü her isim, başka bir boyut demek. Onu sınırlayamayacağımıza göre isimleri de sonsuz, demektir bu.

Fatma Bayram'ın Fikriyat Instagram hesabından canlı olarak verdiği "Elmalılı Hamdi Yazır'dan Fatiha Tefsiri" derslerine ulaşmak için tıklayın

  • 5
  • 25
Neyi sağlıyor Esma-i Hüsna bilgisi?
Neyi sağlıyor Esma-i Hüsna bilgisi?

Fatma Bayram: Benim ısrar ettiğim şurasıydı; insanlara "en iyi kimi tanıyorsunuz, tarif edin" desek, kaç tane nitelik sayabilirler? Ben düşünüyorum, en iyi bildiğim insanı tarif etmeye kalksam; 20 tane sayabilir miyim acaba? 20 tane ayrı özellik… 5-10 tane sayabilirim, belki çok dikkatli, analiz yeteneği kuvvetli birisi 20-25 tane saysın. Bu kadar bilebiliriz yani birbirimizi. Bu birincisi.

İkincisi; bu saydığımız niteliklerin hiç değişmeyeceği garanti mi? Ben şu anda diyelim ki çocuğumla, eşimle, annemle beraberim. Allah ömür verirse 30 yıl daha beraber olacağım. Bu 30 yıl içinde bu niteliklerin hiç değişmeyeceğini garanti edebilir miyiz?İnsanlar diyorlar ki mesela; "hiç tanıyamamışım, bunun içinden bambaşka biri çıktı" diyorlar.

Allah Teâlâ'nın en güzel isimlerini bilmek şu demek:

Bir; hiç kimseyi tanıyamayacağın kadar detaylı Rabbini tanıyabilirsin. İkincisi sana sürpriz yapmayacak. Yani ben Rauf'um demiştim ama şakaydı, demeyecek. Hiç değişmeyecek, dolayısıyla müthiş bir güven ilişkisi var. Rabbimin hiç değişmeyeceğini biliyorum.

Bir de en güzel isimlerin içerisinde celal isimleri de var. Kahhar nasıl en güzel isim oluyor? Cebbar nasıl en güzel isim oluyor? Bu celal isimlerini de en güzel isim diye nitelemenin zımnen anlamı: Allah'tan gelen hiçbir yaratılış, bizim için takdir edilen hiçbir şey çirkin değildir. Her şey çok güzeldir. Eğer ama O'ndan geldiyse…

Zımnen: Üstü örtülü olarak, kapalı bir biçimde, dolaylı olarak, dolayısıyla.

  • 6
  • 25
Esma-i Hüsna bilmek...
Esma-i Hüsna bilmek...

Fatma Bayram: Bir bizim kendi yaptıklarımız var bir de pür kader olan var. Tabii Allah takdir etmeden hiçbir şey yaratılmaz ama pür takdiri ilahi olan var. Mesela pandemiye rastlamamız… Bu da insanların elleriyle yaptığı hatanın sonucu muhtemelen fakat ben yapmadım, siz de yapmadınız. Bizim bunu yaşamamız benim açımdan pür kader, takdir. Pür kader olan hiçbir şey, kötü değildir, çirkin değildir. Oradaki güzelliği görmen, çıkarman gerekir.

Bu artık o kadar çok söylendi ki klişeleşti ama Allah'tan gelen bir şey çirkin olabilir mi, Allah'ın kitabından bir emir, konu çirkin olabilir mi? Dolayısıyla bizim dinle olan problemlerimiz, aslında yaratıcıyla olan problemlerimiz demek…Ama çok cesaret edip, dile getiremiyoruz. Kendisiyle uğraşamayacağımız için – uğraşmayalım da zaten- emirleriyle uğraşıyoruz. Orayı zorluyoruz, sorguluyoruz. Benim için takdir ettiği cinsiyetim, milletim, ailem bunları ben seçmedim. Bunların hiçbirisi benim için çirkin olamaz.

Bunlar benim hayata bakışımı, ruh sağlığımı ne kadar derinden etkileyen bakış açıları. Bunun için Esma-i Hüsna'nın büyük bir iyileşme potansiyeli taşıdığını da düşünüyorum.

Esma-i Hüsna bilmek, insanın yaratılıştaki ve kendi hayatında olup, biten kişisel hikâyesindeki güzellikleri de görmesine yardım edeceğini düşünüyorum.

  • 7
  • 25
"Kendi yeteneklerime ve kapasiteme dayanarak, Allah'ı tarif edemem"
Kendi yeteneklerime ve kapasiteme dayanarak, Allah’ı tarif edemem

Özge Özkul: Hocam bununla ilgili sizin bir sözünüz var kitapta. "Varoluşumuzu anlamlandırmak için Allah Teâlâ hakkında doğru bilgiye sahip olmak gerektiğini ve bunu kendi gücümüzle idrak edebilmemizin imkânsız olduğunu" söylüyorsunuz. Kendi gücümüz derken aynı şeyden mi bahsediyorsunuz?

Fatma Bayram: Aynı şeyi söylüyoruz. İdrak etmek demeyelim de tanımlamak diyelim. Ben kendi gücüme dayanarak; akli, sezgisel, kalbi fark etmez… Kendi yeteneklerime ve kapasiteme dayanarak, Allah'ı tarif edemem. Öldükten sonra ne olacağını söyleyemem. Çünkü bu benim hem aklımın yeterlilik alanının dışında hem gözlem alanımın dışında. Burayı birisinin bana haber vermesi lazım. O haber gelmediğinde ben bilemem orayı.

Besmele tefsirinde Elmalılı Hamdi Yazır, çok önemli bir şey söyler: "Besmele'deki "Be" bizi ve bütün varlık âlemini, yaratıcıya bağlayan be'dir. Çünkü bir Arapça cümle fiille başlar veya isimle başlar. Burada besmelenin müteallakı denilen o fiil yok. Bismillahirrahmanirrahim - Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla… Bu cümlenin yüklemi yok.

Müteallak: Bağlanılan yer, taalluk edilen yer, harfi cerin dayandığı, bağlandığı kelime.

Yüklem bizim yaptığımız her şey. Ben buraya girerken, besmele çektim. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla... Ne demek bu? "Bu röportajı Yarabbi, Sen'in razı olacağın şekilde, Sen'in huzuruna çıktığımda mahcup olmayacağım şekilde tamamlamayı niyet ediyorum. Bana bu konuda Rahman ve Rahim isimlerinle tecelli et" demiş oluyorum. Dolayısıyla o bağı kuramamanıza sebep oluyor, Allah bilginizin eksik olması…

Bağı kuramamak, yaptıklarınızı Allah ile bağlayamamak demek, tesbihin imamesinin kopuk olması demek. Bu yüzden devamlı bir arayış içerisindeyiz, devamlı tatminsiziz. Çok çalışıyoruz ama boşa çalışıyormuşuz gibi hissediyoruz. Niye çünkü "rıza-i ilahi"ye bağlayamıyoruz yaptıklarımızı.

Rıza-i ilahi: Allah'ın kulundan memnun olması.

İnsanların çok sorduğu ve yanıldığı bir şey var. Kimin cennete, cehenneme gideceğini birisi bilebilir mi? Bilemez. Kimse bilemez. Bir hadiste diyor ki; "bir köpeğe su verdi, Allah onu cennete koydu" diyor. Yarın bir gün onun Allah'ın hoşuna gidecek bir tek iş yapmayacağını ben bilebilir miyim? Bilemem.

Resul-i Ekrem'in (SAV) hadis-i şeriflerini Riyazüs Salihin'den okumak için tıklayın

  • 8
  • 25
"Bizim gücümüzün dışında, orayı tanımlamak"
Bizim gücümüzün dışında, orayı tanımlamak

Fatma Bayram: Bunu niçin söylüyorum? Ben, bu kadar bilgime rağmen kim cennetlik kim cehennemlik onu dahi bilemem. Bunu bilemeyeceğimi bilmek, benim bütün insanlarla ilişkilerimi nasıl değiştirir, bir düşünün. Ya bildiğimi düşünseydim? Benim ilişkilerim nasıl olurdu, bir düşünün.

Allah diyor ki; "Hayır, orayı sen bilemezsin." Orayı bilemeyeceğimi, O söylerse bilebiliyorum. Dolayısıyla bizim gücümüzün dışında, orayı tanımlamak. Orayla ilgili "dır"la biten cümleler kurmak. O âlemi kuran kaynaktan bilgi gelmeden, sen nasıl bilebilirsin!

Onun için ayet ve hadislerle bize bildirilen bu bilgilerin üzerine kurmamız gerekiyor. Puzzle'ın çerçevesini bunlar çiziyor. Bu puzzle, bir portre mi bir manzara resmi mi nedir? O çerçeveyi işte bu ihbari bilgiler çiziyor. Bu yüzden biz orayla ilgili akli tahminlerde bulunamayız ama aklımız orayı idrak etmek zorundadır. Yapabildiği kadar, kendi gücü nispetinde anlamak zorundadır, anlamlandırmak zorundadır. Onu yapamadığınızda da kuru kuruya inanmış olursunuz. Hayatınızda hiçbir sonucu görünmez.

Özge Özkul: Sınırlarımızı bilmek mecburiyetindeyiz…

Fatma Bayram: Evet, sınırlarımızı bilmek ama o sınırları çok abartıp, yapamayacağımız şeylerin sayısını da çok artırmamak. Çünkü orada bize düşen şeyler de var. Benim her yaptığımın Allah'ın huzurundaki neticesiyle bir bağ kurmam gerekiyor, hayattayken, o işi planlarken.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN