Hz. Muhammed'in yol gösterici hadisleri
Müslüman toplumların hayat tarzlarının oluşmasında ve kültürlerinin şekillenmesinde hiç kuşkusuz en önemli etkiyi Kur'an-ı Kerîm ve Hz. Peygamber'in hadisleri sağlar. Sizler için, Riyâzu's Sâlihîn kitabından yol gösterici hadisleri derledik.
Giriş Tarihi: 27.06.2019
18:51
Güncelleme Tarihi: 28.06.2019
10:56
Ebû Saîd Sa'd b. Mâlik b. Sinân el-Hudrî (ra) anlatıyor: Ensardan bir grup, Allah Resûlü'nden mal istediler; o da verdi. Tekrar istediler, yine verdi. Nihayet yanındaki mal bitti. Elinde olan her şeyi verdikten sonra onlara şöyle dedi: "Yanımda bir şeyler daha olsaydı, onları da sizden esirgemezdim. İstemekten sakınanları, Allah iffetli kılar. Tok gözlü olanları da Allah zengin eder. Sabretmek isteyenlere, Allah sabır verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir şey verilmemiştir."
(Müslim, Zekât, 124; Buhârî, Rikâk, 28)
Enes'in (ra) Resûlulah'tan şöyle işittiği nakledilmiştir: Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Herhangi bir kulumu sevgili gözlerini kaybetmekle sınadığımda, eğer sabrederse gözlerine karşılık onu cennete koyarım."
(Buhârî, Merdâ, 7)
Ebû Abdullah Câbir b. Abdullah el-Ensârî (ra) anlatıyor: Bir askeri seferde Peygamber ile beraberdik. Resûlullah: "Medine'de kalan öyle kişiler var ki, gittiğimiz her yerde ve geçtiğimiz her vadide (niyetleri sayesinde) sizinle beraberdiler, onları (orduya katılmaktan) hastalıkları alıkoydu" buyurdu. Başka bir rivayet de "Onlar sizinle aynı mükâfatı alırlar." şeklinde ifade edilmiştir. Buhârî'nin rivayetine göre Enes (ra) şöyle demiştir: "Peygamberle Tebük Seferi'nden dönüyorduk; Peygamber şöyle buyurdu: Bazı kimseler bizimle gelemedi ve arkamızda Medine'de kaldılar. Geçtiğimiz her boğazda ve vadide onlar (niyetleri sayesinde manen) bizimle beraberdi. Onları, (orduya katılmaktan) mazeretleri alıkoydu."
(Müslim, İmâre, 159; Buhârî, Cihâd, 35)
Ebû Yahyâ Suheyb b. Sinân'dan (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle demiştir: "Müminin durumu ne hoştur! Her hâli kendisi için hayırlıdır. Bu durum yalnız mümine mahsustur. Başına sevinecek bir hâl geldiğinde şükreder; bu onun için hayır olur. Başına sıkıntı gelecek olursa ona da sabreder; bu da onun için hayır olur. "
(Müslim, Zühd, 64)
Enes (ra) anlatıyor: Peygamber bir mezarın başında ağlayan bir kadına rastladı." Allah'tan kork ve sabret" dedi. Kadın: "Geç git, benim başıma gelen musibet senin başına gelmedi" dedi. Peygamberi tanıyamamıştı. Kendisine "O, peygamberdi " denilince kadın, Peygamber'in kapısına geldi. Kapıda görevlilerin bulunmadığını gördü ve: "Ben seni tanıyamadım" (diye Peygamber'e özür beyan etti.) Bunun üzerine Peygamber : "Sabır, musibetin ilk anında (gösterilirse sabır)dır", buyurdu.
(Buhârî, Cenâiz, 31; Müslim, Cenâiz, 14-15)