Arama

İnsanlığın atası: Hz. Adem

Peygamberler, hayatlarıyla inananlara örnek olan kişilerdir. Müminler de onların izinden giderler. Bu noktada en önemli husus, peygamberlerin hayatları ve yaşadıkları olaylardır. İlk peygamber Hz. Adem (as), aynı zamanda ilk insan olarak müminlere büyük bir örnek olur. Hz. Adem'in yaratılışı, meleklerin Hz. Adem'e secde edişi, şeytanın Hz. Adem'e karşı tutumu gibi hususlar Kur'an-ı Kerim'de zikredilmiştir.

Hz. Âdem'in ve onun soyunun, diğer varlık türleri arasındaki mevkinin yüksekliği konusu, çeşitli ayetlerde vurgulanan bir husustur. Hz. Âdem ve onun soyunun diğer birçok varlıktan daha üstün ve değerli sayılmasının temelinde Allah'ın onlara verdiği bilgi gücü bulunduğu* söylenir.

📙 * İsrâ, 70

🔹 Kur'an'da meleklerin, insanoğlunu "yeryüzünde fesat çıkaran ve kan döken" varlık olarak nitelendirmeleri üzerine Allah'ın Hz. Âdem'e bütün isimleri öğrettikten sonra bunları meleklere sorduğu, onlar bilemeyince Hz. Âdem'e, "Ey Âdem, onlara eşyanın isimlerini bildir!" dediği ve Hz. Âdem'in isimleri onlara bildirdiği** açıklanmıştır.

📙 ** Bakara, 30-33

🔹 Tefsirlerde, bu ayetlerde zikredilen konu ile ilgili Hz. Âdem'in bilgili kılındığı, meleklerin bilmedikleri şeyler hakkında bilgi sahibi olduğu; böylece onun ilimde meleklerden daha üstün nitelikte yaratıldığı ifade edilir. İnsanın meleklere üstünlüğü ilimledir. Bu nedenle melekler, Âdem'e (AS) secde etmiştir. Cenab-ı Allah'a (CC) ilk isyan, şeytan tarafından kibir nedeniyle gerçekleşir. Peygamber Efendimize (SAV) gelene kadar Kur'an-ı Kerim'de anlatılan bütün günahkarların ortak özelliği kibirdir. Nebileri beğenmez, kendilerini onlardan üstün görürler.

Kibir nedir?
Sözlükteki anlamına göre, "büyüklük"tür. Tevazunun zıttı olan kibir, kişinin kendini üstün görmesi ve bu duyguyla başkalarına karşı aşağılayıcı davranışlar sergilemesidir. Kibir, başkalarını hor görmektir.

Allah'ın yasakladığı huy: Kibir

🔊 Peygamber Efendimizin hayatı ile ilgili podcast dinlemek için tıklayın

"Dedik ki: "Ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz." Derken, şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. Bunun üzerine biz de, "Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardır" dedik. Derken, Âdem vahy yoluyla Rabbinden birtakım kelimeler aldı, onlarla amel edip Rabb'ine yalvardı. O da bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır. "İnin oradan (cennetten) hepiniz. Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber) gelir de kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir" dedik. İnkâr edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır."

(Bakara suresi 35 ve 39. ayetler)

Bakara suresi 35 ve 39. ayetlerin tefsirini okumak için tıklayın

🔸 Hz. Âdem (AS)'a tövbe etmeyi de Cenab-ı Allah (CC) öğretir.

🔸 Rabbinden, birtakım kelimeler öğrenerek o sözcüklerle tövbe eder. Allah (CC), tövbesini kabul eder.

🔸 Ancak bu affedilmenin ardından cennete tekrar dönemez ve dünyada yaşarlar.

Bizler de hatalarımızın sonucunu yaşarız. Tövbe, hatalar nedeniyle Allah (CC) ile aramızın bozulmaması ve bu yanlışların sonuçlarının ahirette devam etmemesi içindir.

Hz. Âdem'in ve Havvâ'nın cennetten çıkarıldıktan sonra okuduğu tövbe duası, A'raf suresi 23. ayette yer alır.

🔹 Okunuşu:

"...Rabbenâ zalemnâ enfusenâ ve in lem tagfirlenâ ve terhamnâ le nekûnenne minel hâsirîn(hâsirîne)."

🔹 Anlamı:

"Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz."

📙 A'raf suresi 23. ayetin tefsiri için tıklayın

🔸 Hz. Adem (AS), şeytana uydu ve bir hata işledi. Ancak onun farkı hemen hatasını fark etmesi, alçakgönüllülük ve Allah'ın (CC) yardımıyla tövbe etmesidir. Tek başına hatayı anlamak yetmez. Duyguların davranışa dönüşmesi gerekir. Hz. Adem (AS), "Ben hatayı nasıl yaptım" diye üzülmekle kalmayıp bu hatadan dönmek için ne yapması gerektiğini Cenab-ı Hakk'tan (CC) öğrenir ve onları yerine getirir.

"Ve Allah'tan bağışlanma dile. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir." (Nisa suresi, 106. ayet)

Nisa suresi, 106. ayetin tefsirini okumak için tıklayın

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN