Arama

İslam ilmihaline dair bilinmesi gereken terimler

Yüce Allah, Kur'an-ı Kerîm'de, tüm inananlara hamd, tesbih, secde, ibadet, kulluk gibi hususlarda bazı emir ve yükümlülükler verdi. Bütün Müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma Müslüman olmanın ve Müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı olan bilgilere ilmihal adı verilir. Bu temel bilgilerin yer aldığı İslam ilmihaline dair bilinmesi gereken terimleri derledik.

  • 11
  • 15
TA‘DÎL-İ ERKÂN:
TA‘DÎL-İ ERKÂN:

Ta'dîl-i erkân: Namazın rükünlerinin düzgün bir şekilde yapılmasıdır.

Namazda ta'dîl-i erkân, namazın kıyâm, rüku, gibi her bir rüknünün sükûnet, içinde yerine getirilmesi, acelecilik ve çabukluk gösterilmemesidir.

Örneğin rükûdan kalkıldığında vücut dimdik hâle gelmeli, en az bir kere "sübhâne rabbiye'l-azîm" diyecek kadar ayakta durup ondan sonra secdeye varmalıdır. Her iki secde arasında da böyle bir tesbih miktarı durmalıdır. Yoksa rükûdan tam doğrulmadan secdeye varmak, birinci secdeden sonra tam doğrulmadan ikinci secdeye gitmek ta'dîl-i erkân'a zıddır.

  • 12
  • 15
ASHÂB-I YEMÎN
ASHÂB-I YEMÎN

Ashâb-ı yemîn: Kıyamet gününde amel defterleri sağ taraflarından verilecek olan mutlu kimselerdir. Ashab-ı yemin, Kur'an-ı Kerîm'de altı defa zikredilir.

"Ashab-ı yemin, ne mutlu ashab-ı yemine! Onlar dikensiz sedir ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen, bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. Biz ashab-ı yemin için ceylan gözlü hurileri yeniden yaratmışızdır. Onları bakire, ellerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır. "

(el-Vakıa,56/27-38)

  • 13
  • 15
EHLİYYETÜ’L-HİTÂB
EHLİYYETÜ’L-HİTÂB

Ehliyyetü'l-hitâb: İnsanın dinin davetini anlayacak konum ve kıvamda olması.

Yüce Allah, Kur'an'da Ahzâb suresinde, yerin ve göğün taşımaktan çekindiği emaneti insanın yüklendiği belirtir. Bu durumla diğer bütün varlıklar arasında sadece insanın ehliyet ve sorumluluk taşıdığına işaret edilir. İnsanın dinin hitabına ehil olması, anlama, düşünme ve ona göre davranma kabiliyetine sahip bulunması sebebiyledir. İnsanın bu anlamdaki ehliyet ve sorumluluğuna İslâm âlimleri tarafından ehliyyetü'l-hitâb olarak adlandırılır.

  • 14
  • 15
GURÛB
GURÛB

Gurûb: Güneşin batma zamanı. Gurup vakti, güneşin sararıp veya kızarıp artık gözleri kırpıştırmadan rahatlıkla bakılacak hale geldiği vakittir.

Bazı vakitlerde namaz kılmak mekruhtur. Kerahet denilen bu vakitler ya doğrudan kendisinden veya vaktin dışındaki bir sebepten kaynaklanabilir. Birinci durumda mekruh olan vakitler güneşin doğmasından yükselmesine kadar geçen süre (şurûk), güneşin tam tepe noktasında olduğu zaman dilimi (istivâ) ve güneşin batma zamanı olan gurûb olup Hz. Peygamber bu vakitlerde namaz kılınmamasını istemişti.

  • 15
  • 15
TUMA’NÎNE
TUMA’NÎNE

Tuma'nîne: Rükû duruşunda bir müddet beklemek.

Rükunler, şekil olarak düzgün ve kıvamında yerine getirince kişi hakkıyla yerine getirmiş olur. Ta'dîl-i erkâna yakın anlamda kullanılan "tuma'nîne" kelimesi, yapılmakta olan rükûne hakkının verildiğine kanaat getirilmesi ve yapılan işin içe sinmesi halini ifade eder ki, bu durum ta'dîl-i erkâna riayetin sonucudur. Ta'dîl-i erkân özellikle rükûda, rükûdan doğrulmada, secdede ve iki secde arasındaki oturuşta söz konusu olur.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN