İslam'a göre nazar var mıdır? Nazara karşı hangi sure ve dualar okunur?
Halk arasında kötü niyetli insanların bakışlarıyla varlıklar üzerinde olumsuz etkiler bırakması nazar olarak tanımlanır. Peki, İslam'da nazar var mıdır? Nazar için okunacak sure ve dualar nelerdir? Nazara karşı hangi tedbirler alınır? Nazar için kurşun döktürmek, muska yazdırmak ve nazar boncuğu takmak haram mıdır? Sizler için nazar hakkında bilinmeyenleri derledik.
Giriş Tarihi: 02.08.2019
15:29
Güncelleme Tarihi: 07.01.2021
18:18
“NAZAR” NE ANLAMA GELİYOR?
Türkçede "bakış" anlamına gelen Arapça kökenli nazar kelimesi, bakışlarında zararlı güç bulunan bazı insanların bu özellikleriyle bir kişiye, bir hayvana ya da bir nesneye bakmakla canlı üzerinde hastalık, sakatlık, hatta ölüm; nesne üzerinde, kırılma, arızalanma gibi olumsuz bir etkinin meydana gelmesi şeklinde açıklanıyor.
Eskilerin "isabet-i ayn" adını verdikleri nazar inancı, bugün "nazar değmek, nazara gelmek, nazara uğramak, göze gelmek, göze uğramak, göz değmek, kem göz" gibi deyimlerle ifade ediliyor.
NAZAR NE ZAMAN ORTAYA ÇIKTI?
Nazar kavramının insanlık için Neolitik çağlara kadar gittiği görülüyor. Girit'te, Aşağı Mısır'da, Malta'da, Kuzey Fransa'da ve Britanya'da Bronz çağına ait, balta şeklinde yapılmış nazarlıklar (amuletler) bulundu. Araştırmalar sonucunda, eski dönemlerden itibaren Batı'da ve Doğu'da büyünün ve nazarın kötü etkilerine inanma ve bunlara karşı tedbirler alma bilgisinin köklü olduğu görülüyor. Aynı şekilde uğursuz gözlerden gelen fenalığı ortadan kaldırmak için Mısırlılar, Fenikeliler, Yunanlılar ve Romalılar tarafından el şeklindeki muskaların kullanıldığı tespit edildi.
Halk arasında özellikle mavi gözlü ya da gök gözlü insanların nazar gücünün daha kuvvetli olduğuna inanılır. Ancak yeşil gözlü veya çakır gözlü kişilerin nazarının değdiği de söylenir.
Bunların yanı sıra Şanlıurfa'da uzun çeneli insanların; Mardin'de kısa boyluların da nazarı yaygındır. Kendisinde nazar gücü bulunanların; kötü niyetli, açgözlü, kıskanç, görünümü saf ancak içi kötü, gözü başkalarında olan kişiler olduğu belirtilir. Elbette ki bunların halk arasındaki efsane olup bilimsel bir dayanağının olmadığını bilmek gerekir.
Sağlıklı ve gürbüz çocuklara; güzellikleri ve hünerleriyle dikkati çekenlere; akıllı, zeki olup derslerini başarıyla veren öğrencilere; mesleğinde başarılı olanlara; yeni ev, araba alanlara; kısmeti açık olanlara; mutlu çiftlere vb. kişilere ayrıca iyi ürün veren tarla, bağ ya da bahçeye; güzel görünümlü, hoş kokulu bitki ve çiçeklere; iyi süt veren ineklere; herkes tarafından beğenilen bir ev eşyasına vb. varlıklara nazarın daha çok değdiğine inanılıyor.
Bu tür özelliklere sahip canlı ya da cansız varlıklara karşı, herhangi bir kimsenin kıskançlık dolu gözlerle bakması, nazarın meydana gelmesine neden olur. Nazarı değen kişiler, söz konusu özellikler kendilerinde bulunmadığı için kıskançlık duygusuna kapılırlar. Bu bakımdan halk arasında, değerli varlıklarını ellerinden alacak tehlikeli kuvvetin, kötü niyetli kişilerin bakışlarından geleceği inancı oluşur.