İslam'a göre nazar var mıdır? Nazara karşı hangi sure ve dualar okunur?
Halk arasında kötü niyetli insanların bakışlarıyla varlıklar üzerinde olumsuz etkiler bırakması nazar olarak tanımlanır. Peki, İslam'da nazar var mıdır? Nazar için okunacak sure ve dualar nelerdir? Nazara karşı hangi tedbirler alınır? Nazar için kurşun döktürmek, muska yazdırmak ve nazar boncuğu takmak haram mıdır? Sizler için nazar hakkında bilinmeyenleri derledik.
Giriş Tarihi: 02.08.2019
15:29
Güncelleme Tarihi: 07.01.2021
18:18
NAZARA KARŞI HANGİ TEDBİRLER ALINMALIDIR?
Bizleri nazarın zararından koruyacak asıl merci olan Cenâb-ı Allâh'a bu duaları yaptıktan sonra alınması gereken fiili başka tedbirler de vardır. Nazar başkalarının hoşlanarak bakıp gıpta ettiği bir şey sebebiyle meydana geldiğinden dolayı onların haset edecekleri şeyleri göstermemek veya konuşmamak alınması gereken tedbirler arasındadır. Özellikle çocuklara onları cazip gösterecek aşırı derecede albenili kıyafetler giydirmekten sakınmak gerekir. Aynen bunun gibi güzel giden arkadaşlıklar, eşlerin birbirleriyle olan uyumları, aile içerisindeki huzur, ticaretteki kar ve bereket başkalarının gıpta ve haset etmesine sebep olabilecek tarzda anlatılmamalıdır.
NAZAR RİTÜELLERİ DİNİMİZDE HARAM SAYILIYOR
Geçmişten günümüze varlığını sürdüren bu inanış, ülkemizin hemen her köşesinde günlük hayatın içerisinde ve bütün etkinliğiyle varlığını devam ettiriyor. Bugün halk arasında, nazara karşı mavi boncuk, delikli taş, nal, yumurta kabuğu gibi çeşitli nazarlıklar kullanma, hocaya muska yazdırma, kurşun dökme vb. çeşitli pratikler yapılmakta. Ancak bu tür uygulamalar, bâtıl inançlar arasında yer alması dolayısıyla dinimizce haram kılınmış. Hz. Muhammed'in "Nazar'dan Allah'a sığınınız. Çünkü göz (değmesi) gerçektir." hadisinden de anlaşılacağı üzere İslâm dininde nazarın varlığı kabul edilmiştir, fakat nazardan korunmak için nazar boncuğu ya da muska taşımak vb. pratikler uygulamak yasaktır.
“NAZAR” NE ANLAMA GELİYOR?
Türkçede "bakış" anlamına gelen Arapça kökenli nazar kelimesi, bakışlarında zararlı güç bulunan bazı insanların bu özellikleriyle bir kişiye, bir hayvana ya da bir nesneye bakmakla canlı üzerinde hastalık, sakatlık, hatta ölüm; nesne üzerinde, kırılma, arızalanma gibi olumsuz bir etkinin meydana gelmesi şeklinde açıklanıyor.
Eskilerin "isabet-i ayn" adını verdikleri nazar inancı, bugün "nazar değmek, nazara gelmek, nazara uğramak, göze gelmek, göze uğramak, göz değmek, kem göz" gibi deyimlerle ifade ediliyor.
NAZAR NE ZAMAN ORTAYA ÇIKTI?
Nazar kavramının insanlık için Neolitik çağlara kadar gittiği görülüyor. Girit'te, Aşağı Mısır'da, Malta'da, Kuzey Fransa'da ve Britanya'da Bronz çağına ait, balta şeklinde yapılmış nazarlıklar (amuletler) bulundu. Araştırmalar sonucunda, eski dönemlerden itibaren Batı'da ve Doğu'da büyünün ve nazarın kötü etkilerine inanma ve bunlara karşı tedbirler alma bilgisinin köklü olduğu görülüyor. Aynı şekilde uğursuz gözlerden gelen fenalığı ortadan kaldırmak için Mısırlılar, Fenikeliler, Yunanlılar ve Romalılar tarafından el şeklindeki muskaların kullanıldığı tespit edildi.
Halk arasında özellikle mavi gözlü ya da gök gözlü insanların nazar gücünün daha kuvvetli olduğuna inanılır. Ancak yeşil gözlü veya çakır gözlü kişilerin nazarının değdiği de söylenir.
Bunların yanı sıra Şanlıurfa'da uzun çeneli insanların; Mardin'de kısa boyluların da nazarı yaygındır. Kendisinde nazar gücü bulunanların; kötü niyetli, açgözlü, kıskanç, görünümü saf ancak içi kötü, gözü başkalarında olan kişiler olduğu belirtilir. Elbette ki bunların halk arasındaki efsane olup bilimsel bir dayanağının olmadığını bilmek gerekir.