Arama

İslam’ın en müstesna sembolü ‘ezan’ın dünü ve bugünü

Peygamberimizin emriyle Hz. Bilal tarafından ilk olarak okunduğu günden beri ezan, güneşin üzerine doğduğu her bir mekânda, Uzakdoğu'dan başlayıp Batı'nın en uç noktasına varıncaya kadar müminlerin sadâlarıyla göklere yükselmektedir. Mana ve muhtevası bakımından ezan hem namaz hem de İslâm için bir çağrıdır; fetih ve zaferlerin vazgeçilmez bir unsurudur.

Nitekim Mekke'nin fethinden beri ele geçirilen her beldede yapılan ilk uygulamalardan biri, fetih müjdesini her tarafa duyurmak üzere yüksek bir yerde ezan okumak olmuştur. Baki'nin meşhur Kanunî Sultan Süleyman Mersiyesi'ndeki, "Aldın hezâr bütgedeyi mescid eyledin / Nâkūs yerlerinde okuttun ezanları" beyti bu uygulamanın divan şiirine aksetmiş bir ifadesidir.

  • 31
  • 40

"Ezanı işittiğiniz zaman siz de müezzinin söylediklerini söyleyiniz." (Buhârî, Ezân 7; Müslim, Salât 10-11. Ayrıca bk. Tirmizî, Salât 40;)

  • 32
  • 40

"Kıyamet günü boyunları en uzun olanlar müezzinlerdir." (Müslim, Salât 14. Ayrıca bk. İbni Mâce, Ezân 5)

  • 33
  • 40

"Ezan ile kamet arasında yapılan dua reddedilmez." (Ebû Dâvûd, Salât 35; Tirmizî, Salât 158)

  • 34
  • 40

"Sonra bunun ardından yine kalpleriniz katılaştı. Şimdi onlar taş gibi, hatta daha da katıdır. Çünkü öyle taş var ki, içinden ırmaklar fışkırır, öylesi var ki, çatlar da bağrından su kaynar, öylesi de vardır ki, Allah korkusundan yukarıdan yere düşer." (Bakara sûresi (2), 74)

  • 35
  • 40

"Yedi gök, yeryüzü ve bunların içinde bulunanlar, Allah'ı tesbih ederler. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ama siz onların tesbihlerini anlamazsınız." (İsrâ sûresi (17), 44)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN