Kıssalarla Peygamberimizin musibetler karşısındaki tutumu
Dünyanın varoluşundan bu yana insanoğlu daima çeşitli musibetlerle imtihan olmuştur. Allah'ın Resulü (SAV), bu musibetler karşısında Müslümanlara daima sabırlı olmalarını öğütlemiş; başa gelen her musibetin "Müslüman'ın günahlarına kefaret olacağını" söylemiştir. Ömrü pek çok sıkıntı ile geçen Peygamber Efendimiz (SAV), musibetle karşılaşan müminlere teselli vermek için "Müslümanlar benim başıma gelen musibetlere baksınlar da kendi musibetleri karşısında güçlü olsunlar" buyurmuştur.
Giriş Tarihi: 04.05.2020
17:10
Güncelleme Tarihi: 25.08.2023
09:02
‘MÜMİN RÜZGÂRDA EĞİLSE BİLE SÖKÜLMEYEN EKİN GİBİDİR’
🔸 Mümin, bu imtihanları başarıyla vermek ve Hz. Peygamber'in (SAV) ifadesiyle, zaman zaman eğilse ve beli bükülse bile yıkılmamak zorundadır.
🔸 Nitekim Peygamberimiz (SAV), müminle kâfirin mukayesesini yaptığı bir hadisinde, belalar karşısında mümini, rüzgârda eğilse bile sökülmeyen yeşil ekine, kâfiri ise, şiddetli bir rüzgâr karşısında kırılan ya da kökünden devrilen bir ağaca benzetmiştir.*
🔸 Mümin elde ettiği başarıların da karşılaştığı sıkıntı ve felâketlerin de içinde bulunduğu dünyada, imtihanın bir parçası olduğunun farkında olmalıdır. Yarattığı insanın zayıf yönlerini en iyi bilen Yüce Allah bir ayet-i kerimede bu hususu şöyle açıklar:
"İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır. Sonra, kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimiz vakit, "Bu bana ancak bilgimden dolayı verilmiştir." der. Hayır o, bir imtihandır, fakat çokları bilmezler." **
* Buhârî, Tevhîd, 31 ** Zümer, 49
‘BİZİM İÇİN ALLAH’TAN ZAFER KAZANMAMIZI İSTEYEMEZ MİSİN?’
🔸 Bir gün Peygamber Efendimiz (SAV), Kâbe'nin gölgesinde cübbesini başının altına almış uzanıyordu.
🔸 Habbâb bin Eret sahabeden bir grupla onun yanına gelip müşriklerin eziyetlerinden yakındılar ve şöyle dediler: "Bizim için Allah'tan zafer kazanmamızı isteyemez misin? Bizim için Allah'a dua edemez misin?"
🔸 Bunun üzerine Hz. Peygamber (SAV) şunları söyledi: "Sizden önceki ümmetlerden öyle bir kimse vardı ki, (onun için) yerde bir çukur kazılır ve o çukura atılırdı. Sonra testere getirilip başının üzerine konur ve başı ikiye kesilirdi."
🔍 Peygamberimizi konu alan 1 kitap 1 şiir
‘FAKAT SİZ ACELE EDİYORSUNUZ’
"Yapılan bu işkenceler onu dininden döndürmezdi. (Bir başka kişinin) etinin altındaki sinir ve kemikler demir taraklarla taranırdı. (Bu işkenceler) o kişiyi dininden döndürmezdi. Allah bu dini kesinlikle tamamlayacaktır. Öyle ki bir kimse biniti üzerinde San'a'dan, Hadramevt'e kadar gidecek de sadece Allah'tan veya koyunlarına (saldırma tehlikesinden dolayı) kurttan korkacak. Fakat siz (müşriklerin eziyetlerinden kurtulmak için) acele ediyorsunuz." *
🔸 Bu sözleriyle Hz. Peygamber (SAV) ashabından biraz daha dayanmalarını isteyerek gelecek günlerin daha iyi olacağı müjdesini vermiş ve onlara sabrı tavsiye etmiştir.
* Buhârî, Menâkıb, 25
‘BENİM İÇİN ONU DAHA HAYIRLISIYLA DEĞİŞTİR’
🔸 Ümmü Seleme validemizin Peygamber Efendimizden (SAV) naklettiği şu sözler Rabbine sığınan kulun mükâfatını izah etmektedir:
"Birinizin başına bir musibet/acı bir şey geldiği zaman, "Biz Allah'a aidiz ve biz O'na döneceğiz. Allah'ım! Başıma gelen musibetin/acının mükâfatını senden bekliyorum, bundan dolayı bana ecir ihsan et, benim için onu daha hayırlısıyla değiştir" diye dua ederse Allah mutlaka onun bu talebini yerine getirir."
🔸 Ümmü Seleme sözlerine şöyle devam etmiştir: "Ebû Seleme vefat edince ben de böyle dua ettim. Sonra da, kendi kendime, "Ebû Seleme'den daha hayırlısı kim olabilir ki?" dedim. Hâlbuki Allah ondan sonra Resûlullah (sav) ile evlenmemi nasip etti." *
* Muvatta', Cenâiz, 14
‘MÜSİBET SEBEBİYLE GÜNAHLAR AFFOLUNUR’
🔸 İyi insanların fazilet yolunda maruz kaldıkları sıkıntıların hatalarına kefaret sayılacağı Peygamberimiz (SAV) tarafından müjdelenmiş, Allah yolunda çile çekmenin karşılığının birçok yönden sahibine mükâfat olarak döneceği vurgulanmıştır.
🔸 Meselâ bir hadislerinde Hz. Peygamber (SAV) şöyle buyurmuştur: "Vücuduna batan bir dikene varıncaya kadar, Müslüman'ın başına gelen her bir musibet sebebiyle hataları affolunur." *
🔸 Bu bağlamda o, zaman zaman geçmiş kavimlerin, dinleri hususunda karşılaştıkları zulüm ve işkenceleri ashabına anlatarak onlara metanet vermiş ve böylece onları teselli ederek sıkıntılarını hafifletmeye çalışmıştır.
* Müslim, Birr, 49