Arama
Kudüs sözlüğü
Pek çok devletin hakimiyeti altında kalan Kudüs, Müslümanları hükümranlığı altında "Darü's Selam" olarak anılır. Yahudi ve Hıristiyanların da rahatça ibadetlerini yapabildikleri bu dönemlerde Kudüs bir esenlik ve huzur beldesidir. İlk kıblemiz Kudüs-ü Şerif'e dair bilmemiz gereken en önemli kavramları bir sözlük halinde bir araya getirdik.
🔻 Tevrat'a göre Kudüs'teki ilk Yahudi mabedidir. Hz. Davud (AS) Kudüs'ü fethedip dağınık olan on iki Yahudi kabilesini birleştirerek Kudüs'ü Yahudilerin başkenti ilan etti. Hz. Davud (AS) Ahit Sandığı'nı muhafaza etmek ve görkemli bir mabet yaptırmak istedi.
🔻 İnanışa göre Hz. Davud (AS) mabedi inşa edemeyince mabedin yapılacağı yeri ve planlarını içeren belgeleri oğlu Süleyman'a verdi. Hz. Süleyman (AS) tarafından tamamlanan Süleyman Mabedi, I. Mabet olarak bilinmektedir.
🔻 I. Mabet, Babil Kralı Buhtunnasr (II. Nebukadnezzar) tarafından yıkıldı. Babil'e götürülen Ahit Sandığı o zamandan beri kayıp olup Yahudiler onu Mescid-i Aksa'nın altında aramaktadır. Bu doğrultuda kazılar yaparak Mescid-i Aksa'yı tahrip etmek isteyen Yahudiler, bu fanatik faaliyetlerini arkeolojik kazılar adı altında perdelemekteler.
🔻 Filistin I. Dünya Savaşı'nda İngilizler tarafından işgal edilir. 1917'de Kudüs Muharbesi'yle Kudüs, İngilizlerin eline geçer. "Felaket yılı" olarak değerlendirilen bu tarihle birlikte Müslümanların Kudüs'teki hakimiyeti sona erdi.
🔻 Kudüs isminin diğer dil ve dinlerdeki karşılıkları olan "Yeruşalim" ve "Yebus" barış anlamlarına gelmektedir.
🔻 Yahudilerle ilişkilendirilen Kidron Vadisi Kudüs'un doğu sınırında yer alır. Bazı bölgelerinde zeytin yetişir. I. ve II. Mabet döneminden günümüze kadar Yahudiler tarafından kabristan olarak kullanılmıştır. Hz. Davud'un (AS) oğlu Absalom'dan kaçarken bu vadiden geçtiği varsayılmaktadır.
🔻 Hz. Musa (AS) ve ümmeti bu topraklarda yaşadı. Kur'an-ı Kerim'de, Mâide Sûresi'nde Hz. İbrahim (AS) ve onun soyundan gelenlere vadedilmiş Filistin topraklarıdır.
🔻 İbranicede "Eretz Israel" (İsrail yurdu) olarak adlandırılmaktadır. Tahrif edilmiş Tevrat'ta Kenan olarak anılan bu toprakların bereketli olduğundan ve İsrailoğullarına vadedildiğinden bahsedilir. Bu nedenle İsrail Nil Nehri'nden başlayıp Fırat'ı da içine alan bir Yahudi devleti kurmayı amaçlamaktadırlar.