Mearic Suresi tefsiri ve meali
Adını "yükselme yolları" anlamına gelen "elMearic" kelimesinden alan Mearic Suresi, Kur'an-ı Kerim'deki mushaf sıralamasına göre yetmişinci suredir. Kıyamet, öldükten sonra dirilme, hesap günü, azab, cehennem azabı ve peygamberlik başta olmak üzere inanç konuları Mearic Suresi'nde ele alınır. İşte Mearic Suresi'nin fazileti, anlamı ve tefsiri...
Giriş Tarihi: 25.03.2024
13:02
Güncelleme Tarihi: 25.03.2024
13:04
Meâric Suresi 40-41. Ayet
﴾40-41﴿ Doğuların ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.
Meâric Suresi 40-41. Ayet Tefsiri
🔹 "Doğular ve batılar" ifadesi, güneş, ay ve yıldızların doğduğu ve battığı noktalar yanında, yıl boyunca güneşin doğduğu ve battığı ufuktaki farklı noktaları da kapsar. Yüce Allah'ın bu şekilde yıldızların doğduğu ve battığı yerlere yemin etmesi O'nun evrendeki bütün yörünge hareketlerine hâkimiyetini ve sonsuz kudretini gösterir. "Onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter" şeklinde çevirdiğimiz cümleyi müfessirler iki türlü yorumlamışlardır.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
Meâric Suresi 42-44. Ayet
﴾42﴿ Bırak onları, kendilerine geleceği hususunda uyarıldıkları güne ulaşıncaya kadar boş şeylere dalıp oyalanadursunlar!
﴾43﴿ O gün onlar, bir hedefe çabucak varmak istercesine süratle kabirlerinden çıkarlar.
﴾44﴿ O sırada gözlerine korku çökmüş, perişan olmuşlardır. İşte başlarına geleceği konusunda uyarıldıkları gün o gündür.
Meâric Suresi 42-44. Ayet Tefsiri
🔹 Müşriklere vaad edilen günden maksat kıyamet günü olup (bk. Şevkânî, V, 339) Hz. Peygamber teselli, inkârcılar ise tehdit edilmektedir. Müşrikler inkârlarını inatla sürdürdükleri için Allah Teâlâ peygamberine artık onları kendi hallerine bırakmasını, zamanı geldiğinde inkâr ettikleri o günü göreceklerini, hatta o zaman –inkâr etmek şöyle dursun– bir hedefe koşan yarışçılar gibi kabirlerinden kalkıp koşarak hesap yerine sevkedileceklerini haber vermektedir. Ancak Hz. Peygamber ile alay ettikleri zamanki gibi şen şakrak değil, orada kibirleri kırılmış, gözlerine korku düşmüş, utançlarından başlarını kaldıracak halleri kalmamış bir halde ve derin bir üzüntü içerisinde olacaklardır.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın