Namazın faziletleri hakkında ayet ve hadisler
Namaz; insanın ruhu, bedeni, aklı, yüreğiyle yani bütün varlığıyla Allah'a yönelişinin sembolüdür. Bir manada dünyayı kenara bırakarak mukaddes yolculuğa çıkmaktır. Nitekim yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de de "Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Kuşkusuz namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar." buyurur. Namazın faziletleri hakkında ayet ve hadisleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 12.11.2021
15:18
Güncelleme Tarihi: 12.11.2021
15:21
Ebû Mûsâ'dan (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav): "Namazda insanların en fazla sevap alanı, (evi) camiye en uzak olanıdır. İmam ile birlikte namazı kılmak için bekleyen kimse, tek başına namaz kılıp da uyuyan kimseden daha fazla sevap alır." demiştir.
(Müslim, Mesâcid, 277; Buhârî, Ezân, 31)
İbn Ömer'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav): "Cemaatle kılınan namaz, yalnız başına kılınan namazdan yirmi yedi derece faziletlidir." dedi.
(Müslim, Mesâcid, 249; Buhârî, Ezân, 30)
İbn Mes'ûd'dan (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir: "Hangi amel daha faziletlidir?" diye Resûlullah'a (sav) sordum. "Vaktinde kılınan namazdır." buyurdu. "Sonra hangisi?" dedim. "Anaya ve babaya iyilik etmek." dedi. "Sonra hangisi?" deyince: "Allah yolunda cihattır." buyurdu.
(Buhârî, Cihad, 1; Müslim, Îmân, 137)
İbn Ömer'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle demiştir: "İslâm beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resûlü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak. "
(Buhârî, Îmân, 2; Müslim, Îmân, 21)
İbn Ömer'den (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle demiştir: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resûlü olduğuna şahitlik edinceye; namazı dosdoğru kılıp, zekât verinceye kadar insanlarla mücadele etmekle emrolundum. İnsanlar bunları yaparlarsa, hukukun gereği dışında, canlarını ve mallarını güvence altına almış olurlar. (İç yüzlerinin) hesabı ise Allah'a kalmıştır.
(Buhârî, Îmân, 17; Müslim, Îmân, 36)