Peygamber Efendimizin iyiliği teşvik etmek ile ilgili hadisleri
Müslüman toplumların kültürlerinin şekillenmesinde ve hayat tarzlarının oluşumunda hiç kuşkusuz en önemli etki ve katkıyı Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in hadisleri sağlar. Ayet ve hadislerde Müslümanlara iyiliğin emredilmesi ve kötülükten menedilmesi öğütlenir. Hz. Peygamber, bunun hakkında "Sizden kim kötü bir iş görürse, onu eliyle değiştirsin; eğer buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalben karşı koysun; bu, imanın asgari gereğidir. " buyurur. Sizler için Peygamber Efendimizden iyiliği teşvik etmek ile ilgili hadisleri derledik.
Giriş Tarihi: 14.02.2020
09:29
Güncelleme Tarihi: 14.02.2020
09:36
Numân b. Beşîr'den (ra) rivayet edildiğine göre Peygamber şöyle demiştir: Allah Teâlâ'nın çizdiği sınırlara riayet edenlerle etmeyenler, bir gemide yolculuk yapan şu topluluğa benzer: Onlar gemideki yerlerini kura ile paylaşırlar. Bir kısmına geminin üst katı, diğer bir kısmına da alt katı düşer. Kura neticesi olarak aşağıya yerleşenler, su almak için çıktıkları vakit, üst kattakilerin yanından geçerler. Bunun üzerine, "Hissemize düşen yerden bir delik açsak da yukarıdakileri rahatsız etmesek." derler. Eğer üst kattakiler, onları, istediklerini yapmakta serbest bırakırlarsa hepsi helâk olur. Şayet onları bu tehlikeli işten menederlerse, kendileri kurtulduğu gibi, onları da kurtarmış olurlar.
(Buhârî, Şirket, 6)
Müminlerin annesi, Cahş kızı Ümmülhakem Zeyneb (ra) anlatıyor: Bir gün Peygamber, korkudan benzi atmış bir hâlde yanına girdi ve:–Allah'tan başka ilah yoktur. Yaklaşan büyük felaket yüzünden Araplara yazık olacak. Bugün Yecüc ve Mecüc'ün seddinden şu kadar yer açıldı, dedi ve başparmağıyla şehâdet parmağını birleştirip halka yaptı. Bunun üzerine:–Ey Allah'ın Resûlü, içimizde iyiler olduğu hâlde de helâk olur muyuz, dedim.–Evet, kötülükler çoğaldığı zaman (böyle olur), cevabını verdi.
(Buhârî, Enbiyâ, 7; Müslim, Fiten, 2)
Ebû Saîd el-Hudrî'den (ra) rivayet edildiğine göre Peygamber: "Yol üzerinde oturmaktan sakının." demişti. Ashap: "Yol üzerinde oturmadan edemeyiz; (işlerimizi) orada konuşuyoruz." dediler. Bunun üzerine Resûlullah: "Yol üzerinde oturmaktan vazgeçmiyorsanız, (bari) yolun hakkını verin." dedi. "Yâ Resûlallah, yolun hakkı nedir ki?" dediler. "Gözü sakınmak, rahatsızlık verecek şeyleri ortadan kaldırmak, selâm almak, iyiliği emredip kötülükten sakındırmaktır." buyurdu.
(Buhârî, İsti'zân, 2; Müslim, Libâs, 114)
İbn Abbâs (ra) anlatıyor: Resûlullah, bir adamın elinde altın yüzük görmüş ve onu parmağından çıkarıp atarak: "Sizden biri, ateşli koru alıp eline mi takıyor." demişti. Resûlullah gittikten sonra o kimseye: "Yüzüğünü al da (satmak suretiyle) ondan istifade et." demişlerdi. "Hayır, Allah Resûlü onu alıp attıktan sonra, vallahi (bir daha) onu elimi sürmem." karşılığını vermişti.
(Müslim, Libâs, 52)
Ebû Saîd el-Hasan el-Basrî anlatıyor: Âiz b. Amr (ra), Ubeydullâh b. Ziyâd'ın yanına girdi ve: "Oğlum, Resûlullah'tan "Yöneticilerin en kötüsü, zorba olanlardır." dediğini işittim; sen sakın onlardan olma, dedi. İbn Ziyâd, Âiz'e: "Sen otur, zira sen Muhammed'in arkadaşlarının döküntülerindensin." dedi. Âiz b. Amr, (Ashâb içinde değerli değersiz ayrımı yapılamayacağından) şöyle dedi: "Onların döküntüleri mi olur?! Döküntüler, onlardan sonrakiler veya onlardan başkaları arasında olur." dedi.
(Müslim, İmâre, 23)