Peygamber Efendimizin iyiliği teşvik etmek ile ilgili hadisleri
Müslüman toplumların kültürlerinin şekillenmesinde ve hayat tarzlarının oluşumunda hiç kuşkusuz en önemli etki ve katkıyı Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in hadisleri sağlar. Ayet ve hadislerde Müslümanlara iyiliğin emredilmesi ve kötülükten menedilmesi öğütlenir. Hz. Peygamber, bunun hakkında "Sizden kim kötü bir iş görürse, onu eliyle değiştirsin; eğer buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalben karşı koysun; bu, imanın asgari gereğidir. " buyurur. Sizler için Peygamber Efendimizden iyiliği teşvik etmek ile ilgili hadisleri derledik.
Giriş Tarihi: 14.02.2020
09:29
Güncelleme Tarihi: 14.02.2020
09:36
Ebû Saîd el-Hudrî'nin (ra) Resûlullah'tan şöyle işittiği nakledilmiştir: Sizden kim kötü bir iş görürse, onu eliyle değiştirsin; eğer buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalben karşı koysun; bu, imanın asgarî gereğidir.
(Müslim, Îmân, 78)
İbn Mes'ûd'dan (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle demiştir: Benden önce Allah tarafından bir topluma gönderilen her peygamberin, sünnetine sarılan ve emirlerine uyan sadık ashâbı ve havarileri vardı. Sonra bunların ardından yapmadıkları işleri dile getiren, emredilmedikleri işleri yapan kimseler geldi. Böyleleri ile eliyle mücadele eden kimse mümindir; diliyle mücadele eden mümindir; kalbiyle mücadele eden de mümindir. Bunun ötesinde ise artık hardal tanesi kadar bile iman yoktur.
(Müslim, Îmân, 80)
Ebu'l-Velîd Ubâde b. Sâmit'ten (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir: Zorluk ve kolaylık zamanlarda, neşeli ve kederli zamanlarda söz dinleyip boyun eğmeye ve başkalarını bize tercih etse de sabretmeye, elimizde bulunan kesin delillere göre açık küfür sayılan bir şey görmedikçe iş başındakilerin işlerine karışmamaya, nerede olursak olalım kimsenin kınamasından çekinmeyerek hakikati söyleyeceğimize dair Resûlullah'a bağlılık sözü verdik."
(Buhârî, Ahkâm, 43; M4768 Müslim, İmâre, 41)
Numân b. Beşîr'den (ra) rivayet edildiğine göre Peygamber şöyle demiştir: Allah Teâlâ'nın çizdiği sınırlara riayet edenlerle etmeyenler, bir gemide yolculuk yapan şu topluluğa benzer: Onlar gemideki yerlerini kura ile paylaşırlar. Bir kısmına geminin üst katı, diğer bir kısmına da alt katı düşer. Kura neticesi olarak aşağıya yerleşenler, su almak için çıktıkları vakit, üst kattakilerin yanından geçerler. Bunun üzerine, "Hissemize düşen yerden bir delik açsak da yukarıdakileri rahatsız etmesek." derler. Eğer üst kattakiler, onları, istediklerini yapmakta serbest bırakırlarsa hepsi helâk olur. Şayet onları bu tehlikeli işten menederlerse, kendileri kurtulduğu gibi, onları da kurtarmış olurlar.
(Buhârî, Şirket, 6)
Müminlerin annesi, Cahş kızı Ümmülhakem Zeyneb (ra) anlatıyor: Bir gün Peygamber, korkudan benzi atmış bir hâlde yanına girdi ve:–Allah'tan başka ilah yoktur. Yaklaşan büyük felaket yüzünden Araplara yazık olacak. Bugün Yecüc ve Mecüc'ün seddinden şu kadar yer açıldı, dedi ve başparmağıyla şehâdet parmağını birleştirip halka yaptı. Bunun üzerine:–Ey Allah'ın Resûlü, içimizde iyiler olduğu hâlde de helâk olur muyuz, dedim.–Evet, kötülükler çoğaldığı zaman (böyle olur), cevabını verdi.
(Buhârî, Enbiyâ, 7; Müslim, Fiten, 2)