Peygamber Efendimizin son anları ve defnedilişi
Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizin 23 yıllık risalet hayatı, insanlara Allah'ın dinini tebliğ ve beyan ile geçti. Medine'ye hicret ettikten sonra yaptığı ilk ve tek haccından sonra şiddetli bir hastalığa tutuldu. Öyle ki örtünün üzerinden ateşi hissediliyordu. Peygamberimizin hastalığında Hayber'deki zehirlenme hadisesinin büyük etkisi vardı. 8 Haziran 632 Pazartesi günü "maa'r-refîki'l-a'lâ" (en yüce dosta) sözleriyle En Sevgili dostuna kavuştu. Peki, Peygamber Efendimiz son anlarında neler yaşadı? Peygamberimizin cenazesi ve gömülmesi nasıl oldu?
Giriş Tarihi: 08.06.2020
08:35
Güncelleme Tarihi: 08.06.2023
09:36
Peygamber Efendimizin son cümlesi
◽ 8 Haziran 632 Pazartesi günü sabah namazından sonra Ebû Bekir kendisini ziyaret etti ve hastalığının hafiflediğini görünce izin isteyip evine gitti. Fakat Hz. Peygamber'in durumu birden ağırlaştı. Hz. Âişe'nin söylediğine göre Rasûlullah vefat etmeden önce hafif bir sesle "Lâ ilâhe illallah, ruh teslimi ne zor şeymiş! " dedi ve onun kolları arasında "Maa'r-refîki'l-a'lâ" (en yüce dosta) sözüyle ruhunu teslim etti.
Hz. Ebu Bekir sahabeleri nasıl teselli etti?
◽ Hz. Peygamber'in vefatı, bütün Müslümanları derinden üzdü, hatta bazı sahabeler şaşkınlık içinde onun ölmediğini söylüyordu. Durumdan haberdar olan Hz. Ebu Bekir doğruca Peygamberimizin na'şının başına geldi, yüzündeki örtüyü kaldırıp öptü ve "Anam babam sana fedâ olsun ey Allah'ın elçisi! Sağlığında güzeldin, ölümünde de güzelsin" dedi. Ardından mescide giderek şunları söyledi: "Ey insanlar! Muhammed'e tapan biri varsa bilsin ki Muhammed ölmüştür. Kim de Allah'a tapıyorsa bilsin ki O ölümsüzdür.
(İbn Hişâm, II, 655-656)
Sonra da şu ayeti okudu: "Muhammed sadece bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler gelip geçmiştir. O ölür veya öldürülürse gerisin geriye mi döneceksiniz? Şunu da bilin ki geriye dönecek kimse Allah'a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah takdirine rıza gösterenlerin mükâfatını verir."
(Âl-i İmrân 3/144)
Peygamberimizden kalan miras
◽ Rasul-i Ekrem'den geriye son derece mütevazı bir miras kaldı. Zira kendisi "Biz peygamberler zümresi miras bırakmayız. Bizim geride bıraktığımız her türlü servet sadakadır" buyurmuştu. Allah Resulü (sav) vefatından sonra ne dinar ne de bir köle bıraktı. Sadece binmekte olduğu beyaz katırı, silahı ve yolcular için vakfettiği Fedek ve Hayber'deki arazisi kaldı. Ölümünden kısa bir süre önce bununla Allah'ın huzuruna çıkmaktan hayâ edeceğini söyleyerek elinde kalan 7 dirhemin fakirlere dağıtılmasını istedi. Kendisine ait bir zırh da borcu karşılığında bir Yahudi'nin elinde rehin olarak bulunuyordu.
◽ Hz. Peygamber'in manevi mirası ise gerek ümmeti ve gerekse bütün insanlık için son derece büyük ve değerlidir. O, Veda Hutbesi'nde de belirttiği üzere Kur'ân ve Sünnet'i en değerli miras olarak bıraktı.
◽ Resûlullâh (sav) pazartesi günü vefat etti ve salı günü de defnedildi. İnsanlar namazını cemaat hâlinde değil de fert fert kıldı, hiç kimse imamlık yapmadı. Defin işlemi için bir kısım sahabe "Minberin yanına defnedilsin." dedi. Bazıları da "Bakî' mezarlığına defnedilsin." dedi. Hz. Ebubekir (ra) geldi ve:
" Resûlullâh'ın (sav) "Her Peygamber öldüğü yere defnedilir." buyurduğunu işitmiştim." dedi. Bunun üzerine, orada mezar kazıldı.
◽ Hz. Peygamber (sav) vefat ettiğinde O'nu kimin yıkayacağı konusu bir an için cevapsız kaldı. Peygamberimiz yıllar önce Hz. Ali'ye 'Ben ölünce beni sen yıka' demişti. Hz. Ali, 'Ben ölü yıkamayı bilmiyorum' dediğinde ise Efendimiz (sav) 'Bu sana öğretilecek' buyurmuştu. İçeri belli sayıda kişi alındı. Bunlar da genellikle ehl-i beyt; yani; Hz. Peygamber (sav)'in amca çocuklarıydı. Hz. Abbas, Hz. Ali, Kusem, Fadl, Üsame bin Zeyd ve eski hizmetçisi Şakran .
◽ Ancak bu 6 kişi içeri girdiğinde kapıda Mekkeli ve Medineli Müslümanlar izdiham oluşturdular. Medineliler; 'Biz onun dayılarıyız bizi içeri alın' dediler.
◽ Mekkeliler; 'Biz onun baba tarafından akrabalarıyız içeri alın' dediler. Israrlar dinmeyince Medinelileri temsilen Hz. Ali'nin müdahalesiyle Evs bin Havli içeri alındı.Kuyulardan getirilen sular sahabenin ellerinden taşınarak içeri alındı. Efendimiz bu sularla yıkandı. Hz. Ali hariç Efendimizin yıkanması işini yapan herkes gözlerini kapattı.
◽ Hz. Peygamber'i yıkayacakları vakit, gömleğini çıkarmak istediler. O sırada "Gömleği çıkarmayın!" diye bir ses işittiler. Bunun üzerine gömleği üzerinde olduğu halde yıkadılar. Naaş, Hz. Ebû Bekir'in Rasûlullah'tan naklettiği bir hadise dayanılarak vefat ettiği yerde kazılan mezara Hz. Ali, Fazl, Kusem ve Üsâme tarafından indirildi.